Atıf – Citation: Kuleli, A. E. 2023, “Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar
ve Burçlar”, Amisos, 8/14, 44-69 DOI: 10.48122/amisos.1271016
AMİSOS / AMISOS
Cilt/Volume 8, Sayı/Issue 14 (Haziran/June 2023), ss./pp. 44-69
ISSN: 2587-2222 / e-ISSN: 2587-2230
DOI: 10.48122/amisos.1271016
Özgün Makale / Original Article
Geliş Tarihi/Received: 26. 03. 2023
Kabul Tarihi/Accepted: 20. 06. 2023
NIKAIA (İZNİK) SURLARININ MİMARİSİ; ANITSAL KAPILAR, DUVARLAR VE
BURÇLAR
ARCHITECTURE OF NIKAIA (İZNİK) CITY WALLS; MONUMENTAL GATES,
WALLS, AND TOWERS
Ayşe Esin KULELİ
Öz
İznik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine tarihlenen çok katmanlı
kültürel mirası ile önemli bir antik kenttir.
İznik şehrinin savunma sistemine ihtiyaç duymadığı Roma Barışı (MÖ 27-MÖ 180) döneminde,
kente girişi simgeleyen anıtsal kapılar, kentin ana yol akslarının bitimine gelecek şekilde inşa
edilmiştir (MS 78-79). Ancak MS 250’li yıllarda Gotların saldırılarından sonra, Gallienus (253268) ve Gothicus (268-269) dönemlerinde surların yapımına ihtiyaç duyulmuştur. Geç dönemde
Lascaris (1205-1222), Vatatzes (1222-1254) ana surların dışına, dış surlar inşa ederek kentin
korunması için önemli müdahalelerde bulunmuşlardır. 1330'da İznik, Türk Sultanı Orhan
tarafından fethedilmiştir.
Nikaia savunma sistemi, ana surlar, sonradan eklenen dış sur duvarları, kapılar, burçlar ve dış
çeperdeki hendekten oluşmaktadır. Savunma sisteminin ilk etabı olan ana surlar, dıştaki sur
duvarları yapıldıktan sonra iç sur niteliği kazanmış olup, bu araştırmanın konusunu
oluşturmaktadır. Bu duvarlar, tarihsel süreçte onarım, yeniden yapım gibi müdahaleler gördüğü
için, farklı dönemlere ait izleri yansıtmaktadır.
Yaklaşık 5,00 km uzunluğundaki ana sur sistemi tarihi süreçte gerçekleştirilen onarım,
rekonstrüksiyon, genişletme, güçlendirme gibi müdahaleler görmekle birlikte, mimarisi
incelendiğinde yapının halen anıtsal niteliğini koruduğu anlaşılmaktadır. Sur duvarlarının ve
Doç. Dr., Antalya Bilim Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Antalya/
Türkiye. E-posta:
[email protected] ORCID ID: https://orcid.org/0000-0003-0866-8278
45
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
burçların yapımında kullanılan yapı malzemeleri ve sistemleri, yapım dönemine göre farklılıklar
göstermektedir.
Araştırma kapsamında, İznik surlarının ana sur/ iç sur olarak inşa edilen duvarlarında yer alan
anıtsal kapıların, sur duvarlarının ve burçların genel mimari nitelikleri irdelenmiştir. Ayrıca,
yapıların yerinde yapılan incelemeleri sırasında yapım sistemi ve malzeme kullanımı konusunda
birbirinden farklılaştığı tespit edilen detaylar araştırılmış olup, çalışma sürecinde ulaşılan ve
üretilen verilerin araştırmacılarla paylaşılması amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Nikaia, İznik, sur duvarları, burçlar, çok katmanlı kültür varlığı.
Abstract
Iznik is an important ancient city with a multi-layered cultural heritage dating back to the
Hellenistic, Roman, Byzantine, Seljuk, and Ottoman periods.
During the Roman Peace period (27 BC-180 BC), when the city of Iznik did not need a defense
system, the monumental gates symbolizing the entrance to the city were built at the end of the city's
main road axes (78-79 BC). However, after the attacks of the Goths in AD 250, the construction of
the walls was needed during the periods of Gallienus (253-268) and Gothicus (268-269). In the
late period, Lascaris (1205-1222), and Vatatzes (1222-1254) made important interventions for the
protection of the city by building outer walls outside the main walls. In 1330, Iznik was conquered
by the Turkish Sultan Orhan.
The Nikaia defense system consists of the main walls, the outer walls the gates, the towers, and the
ditch on the outer wall. The main walls, which are the first stage of the defense system, gained the
quality of inner-city walls after the outer-city walls were built and constitute the subject of this
research. These walls reflect the traces of different periods, as they have undergone interventions
such as repair and reconstruction in the historical process.
Although the main fortification system, which is approximately 5 km long, has undergone
interventions such as repairs, reconstructions, expansions, and reinforcements in the historical
process, it is understood that the structure still preserves its monumental quality when its
architecture is examined. The building materials and systems used in the construction of the city
walls and towers vary according to the construction period.
Within the scope of the research, the general architectural qualities of the monumental gates, city
walls, and towers on the walls of the Iznik fortress, which were built as the main city / inner city
walls, were examined. In addition, the details that were found to differ from each other in terms of
the construction system and material usage during the on-site examinations of the buildings were
investigated. It is aimed to share the data reached and produced during the study process with the
other researchers.
Keywords: Nikaia, Monumental Gates, Castle, Towers, Multi-Layered Cultural Property.
1. Giriş
Yapılan arkeolojik çalışmalarda elde edilen buluntular, İznik İlçesi’nin tarihini MÖ
4000’lere kadar götürmektedir. İznik’in yakın çevresinde yer alan Çakırca, Üyücek, Yüğücek
(Çiçekli–Köristan) ve Karadin/Karatekin höyükleri Erken Tunç Çağı’ndan itibaren yerleşim
görmüştür.1 Antik çağlarda Askania Gölü olarak adlandırılan İznik Gölü'nün doğu kıyılarında
kurulmuş olan Nikaia kenti, dağlarla çevrilidir. Dağların yamaçları ve verimli geniş vadisi,
her dönem çeşitli mahsullerin üretildiği alanlar olup, antik çağda bir bağcılık merkezi olarak
bilinmekteydi.2
Ünlü coğrafyacı Strabon'a göre, Nikaia, Philippos Antigonos'un oğlu tarafından
kurulmuş ve kente Antigonia adı verilmiştir.3 Şahin araştırmasında, MS 10. ya da 11. yy’da
Kökten 1951, 201-214; Mellaart 1955, 55-74; French 1967, 49-100.
Şahin 2003, 3.
3
Strabon 2000 (Translation), 59-60.
1
2
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
46
Ayşe Esin KULELİ
bir din bilgininin notlarına dayanarak ve bu bilginin büyük olasılıkla Arrianos’un Bithyniaka
adlı kitabından alındığını belirterek, aşağıdaki bilgileri aktarmaktadır.4
“Nikaia, Bithynia sınırında bir Mysia kenti; Lysimakhos tarafından Askania Gölü
kıyısında kurulmuş olup, daha önceleri Helikore ismini taşıyan, mertlik ve zenginliği ile
Hellenlerin hayranlığını kazanmış bir kent idi; burası Mysia’lılar tarafından hileyle zapt
edilince, erkeklerinin bir kısmı can vermiş, bir kısmı da çevre kentlere yerleşmişlerdi; yurtları
ise yakılıp yıkılmıştı. İskender’in ölümünden sonra Lysimakhos tarafından kent yeniden
kurulmuş ve kente Antipatros’un kızına izafeten de Nikaia adı verilmiştir.”
Bithynia devleti hakimiyetinde olan İznik, MÖ 87-63 yıllarında gerçekleşen
Mithridates savaşlarından sonra Roma İmparatorluğunun egemenliğine girmiştir. MÖ 74
yılında Bithynia’nın son kralı Nikomedes Eupatar’ın vasiyetiyle krallığı Roma’ya devretmiş
ve Nikaia, Roma eyaletinin başkenti olmuştur.5
İznik/ Nikaia, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait kültür
katmanlarını içermekte olup, bu katmanların büyük bölümü günümüzde görünür durumdadır.
Bölgenin coğrafi durumu, göl suyu seviyesinin değişmesi, depremler, savaşlar vb. etkenlerin
neden olduğu yıkım-yeniden yapım gibi yaklaşımlar, kültür katmanlarının kısmen veya büyük
oranda toprak altında ya da göl suyu altında kalmasına neden olmuştur.6 Bölgede hâkim
uygarlıklara ait siyasi, coğrafi, jeopolitik, ticari, sosyal, kültürel ve dinsel inanış ve
yaklaşımların yansımaları kent içindeki mekanlarda da izlenebilmektedir. Antik kent sınırları
içerisinde yer alan yapılar ya da bu yapılara yapılan eklentiler, kentte tarihi süreçte hâkim olan
dönemleri temsil etmektedir.
Ülkemizdeki en önemli Ortaçağ savunma sistemlerinden biri olan İznik surları
hakkında önemli bilimsel araştırmalar yapılmış olup, Schneider ve Karnapp'ın7 1938 yılında
hazırladığı yayın, alana ait ilk kapsamlı araştırma sürecinde elde edilen bilgileri
aktarmaktadır. Foss ve Winfield8 daha sonra Schneider ve Karnapp'ın çalışmalarından da
yararlanarak, surlarla ilgili sistematik araştırmalar yapmış ve yayınlamışlardır. Foss 9 daha
sonraki çalışmalarında da Nikaia antik kentini ve kent surlarını incelemeye devam etmiştir.
Sencer Şahin10 araştırmaları sürecinde okuduğu yazıtları değerlendirerek, antik kentin tarihine
ve mimarisine ilişkin bilgiler sunmaktadır.
İznik savunma sistemi, ulusal ölçekte çok sayıda araştırmaya ve lisansüstü çalışmalara
da konu olmuştur. Örneğin, Alioğlu,11 çalışmasında İznik'teki tarihi yapıları incelemiş ve
yapıların korunmasına yönelik koruma müdahale önerileri geliştirmiştir. Eyice,12 İznik'in
tarihsel süreç içindeki gelişimini araştırarak, yapıların tarihi ve mimari özelliklerini
tanımlamıştır.
İznik tarihi kent merkezi ve yakın çevresi bütüncül olarak değerlendirildiğinde, kentin
kültürel devamlılık ve çok katmanlılık niteliği dikkat çekmektedir. Çok katmanlılığı yansıtan
en önemli yapılardan birisi de Nikaia surlarıdır. Sur duvarları ve burçların, mevcut kapıları da
içine dahil ederek savunma sistemine dönüştürüldüğü ve kullanıldığı uzun süreçte, gerek
Şahin 2004.
Şahin 2004.
6
Alioğlu 2001.
7
Schneider-Karnapp 1938.
8
Foss-Winfield 1986.
9
Foss 1996; 2003.
10
Şahin 1978; 1987.
11
Alioğlu 2001.
12
Eyice 1988.
4
5
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
47
planimetrik, gerekse de yapım sistemi ve malzeme kullanımı açısından farklı dönemsel
yaklaşım ve uygulamaların gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Yapı genelinde izlenilen bu farklılıkları araştırmayı amaçlayan çalışma, üç etaplı
olarak gerçekleştirilmiş olup, öncelikle literatür araştırmasında elde edilen veriler
değerlendirilmiştir. Daha sonra, oluşturulan çalışma ekibi tarafından Nikaia savunma sistemi
yerinde incelenmiş, kullanılan yapım sistemi, malzeme, detaylar gibi nitelikleri, fotoğraflarla
ve eskizlerle belgelenmiş, notlar alınmıştır. Çalışmanın son aşamasında literatürden ve
araziden elde edilen veriler, bilgisayar ortamında bir araya getirilerek, değerlendirmeler
yapılmıştır.
Bu bağlamda, çalışmanın ilk bölümünde, savunma sisteminin tarihçesi ve yapım
aşamaları hakkında araştırmalardan elde edilen bilgiler verilmektedir. İkinci ve üçüncü
bölümde ise, ana surların / iç surların ayakta kalan kısımları incelenmiş, ana sur, ön sur,
kapılar ve burçların mimarisi ve kullanılan yapım sistemi anlatılmıştır. Burçlarda dönemlere
göre tercih edilen formlar kente ait plan üzerine işlenmiştir. Çalışma kapsamında duvarların
ve burçların günümüze ulaşamayan bölümleri, toprak altında ya da özel mülkiyet alanında
kalan bölümlerine girilemediğinden görüş üretilememiş olup, bu tür alanlar çalışmanın küçük
bir bölümü olarak değerlendirilebilir. Sonuç bölümünde ise surların bütününe yönelik
değerlendirmeler yer almaktadır.
2.
İznik Surları ve Yapım Aşamalarına Genel Bakış
Tarih öncesi çağlardan itibaren farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan İznik’te (Nikaia),
yazılı kaynaklardan bilinen ilk yerleşim yeri Helenistik Dönem'e tarihlenmektedir. Roma
döneminde Hristiyanlığın imparatorluk dini olarak kabul edilmesinden sonra, İstanbul'dan
Kudüs'e giden kavşak önemli bir dini güzergah haline gelmiş ve İznik bu yol üzerinde yer
almıştır. Anadolu'da Roma döneminde güçlenen ulaşım faaliyetleri, Bizans döneminde daha
da gelişmiştir.13
Strabon14 Nikaia için "Çevresi yüz altmış beş stadion olan, dikdörtgen planlı, düz bir
alana kurulmuş dört kapısı vardır; bunlar birbirini dikey olarak keser, böylece Gymnasion’un
ortasına yerleştirilen taştan dört kapı görünür." ifadesini kullanmıştır (Res. 1). Bu durumda
Helenistik dönemde surların uzunluğu 3,00 km civarında olmalıdır. Surların günümüzde
uzunluğunun yaklaşık 4.89 km olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sur hattının sonraki
yapım aşamalarında değiştirildiği ve uzatıldığı düşünülmektedir.
Nikaia, çağlar boyunca ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetin izlerini taşıyan çok
katmanlı kültürel miras nitelikli bir kenttir. Örneğin, modern İznik yerleşiminde hala
Helenistik dönem kent planında kurgulanan ızgara sistemin izleri algılanmaktadır. Roma
döneminde eklenen kapılar ve ana caddeler önceki dönemlerde planlanan Helen yerleşim
sistemi korunarak, yapılmış olmalıdır.15 Roma Dönemi yerleşimlerinde, kent planlamasında
kullanılan, kuzey-güney doğrultusunda uzanan cadde “cardo” ve doğu-batı yönünde cardo’yu
dik kesen cadde ise “decumanus” olarak adlandırılmaktadır.16 İznik kent merkezinde
günümüzde Atatürk caddesinin Roma dönemindeki cardo ve Kılınçarslan caddesinin ise
Roma dönemindeki decumanus olarak inşa edildiği anlaşılmaktadır. Bu iki ana caddenin
kesiştiği noktadan, kentin kuzeyindeki yapılarla güneyini bağlayan ve günümüzde yol
kotunun altında kalan sütunlu cadde “cardo”, onu dik kesen ve gölün kıyısıyla iç kesimler
arasında bağlantıyı sağlamak üzere doğu-batı yönünde inşa edilen cadde ise decumanus’tur
13
French 1981.
Strabon 2000 (Translation), 59-60.
15
Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü 2015, 34.
16
Öztaner 2010, 203.
14
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
48
Ayşe Esin KULELİ
(Res. 2). Bu durum, Strabon’un birbirine dik bu iki caddenin birbirini kestiği noktadan dört
kapıyı da göreceği savını da desteklemektedir.
Res. 1: Nikaia sur duvarları, burçlar, kapılar ve gölün ilişkisi.17 Res. 2: İznik’in hava
fotoğrafı.18
Konrad Celtes (Bickel) tarafından 1494 yılında bulunan ve Konrad Peutinger
tarafından koruma altına alındığı için Peutinger’in adıyla anılan ve Nikaia’nın da (İznik)
içinde yer aldığı harita, bölgeye ait en eski çizimlerden biri olması nedeniyle önem
taşımaktadır (Res. 3). Bu harita Roma İmparatorluğu dönemine ait bilgileri günümüze
ulaştırmaktadır. Latince düzenlenen ve 12 bölümden oluşan haritanın, 4. yy.’da (335-366)
hazırlandığı düşünülmektedir. Çizim, 555 şehir ve 3500 yer adı içermekte olup,
İmparatorluktaki yolları gösteren bir “itinerarium” yani yol haritası niteliğindedir. Batı-doğu
doğrultusunda hazırlanan haritada, pusula, ölçek ve lejand kullanılmamıştır. İlk baskısından
sonra haritadaki öğelerden yollar kırmızıyla, dağlar kahverengiyle, göller ve akarsular
maviyle, adalar beyazla renklendirilmiştir.19
Res. 3: Peutinger Haritasında İstanbul ve Batı Anadolu – detay.20
Yaklaşık olarak 4970.00 m uzunluğundaki Nikaia savunma sistemi; iç surlar, kapılar, dış
surlar ile dış surların da dışında içi su ile doldurulmuş bir hendek düzenlemesinden
oluşmaktadır. İç surlar, yarım daire, kare ve çokgen formlu burçlarla takviye edilmiştir.
Çağlar boyunca ev sahipliği yaptığı farklı medeniyetlerin izlerini taşımakta olan ve
Laskarisler döneminde son halini alan Nikaia kenti surlarının yapım evrelerinin, kronolojik
olarak aşağıdaki şekilde verilebileceği düşünülmektedir;21
17
Schneider 1938.
Bursa Büyükşehir Belediyesi.
19
Koca Nemlioğlu 2016, 60.
20
URL. 1
18
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
49
Öncül surlar:
rastlanamamıştır.
Helenistik
döneme
ait
günümüze
ulaşabilen
bir
kalıntıya
I. Evre: (MS 1. yy- 270) Roma İmparatorluğu Pax Romana/ Roma Barışı döneminde,
MS 69-79 arasında Cardo ve Decumanus adı verilen iki ana caddenin bitimlerine kente girişi
simgeleyen zafer takı niteliğindeki anıtsal kapılar yaptırılmıştır. Pax Romana döneminde
ihtiyaç duyulmamakla birlikte, Goth saldırıları Nikaia için surların yapımına ihtiyaç
duyulması anlamına gelmekteydi.
I. Evreye tarihlenen surlar Gallienus (253-268) ve Macrianus’un (260-261) (Res. 2-3)
döneminde yapılmış olup, kayda geçen yazıtlara göre bu surların inşası Claudius Gothicus
(268-270) tarafından tamamlanmıştır. Bu dönemde inşa edilen savunma sistemi 80 civarında
burç ile tahkim edilmekteydi.22
Kentin saldırılardan korunması açısından büyük önem taşıyan Nikaia surları,
sikkelerde tasvir edilmiştir. Surların yapım aşamasının 1. evresinde basılan bir sikkenin ön
yüzünde surları yaptıran imparatorun ismi, arka yüzünde ise Nikaia kent surları
betimlenmiştir (Res. 4).
Res. 4: Macrianus (MS 260-261) AE - 8 Assaria (7.70g).23
II. Evre (4. yy. ikinci yarısı - 12. yy. ikinci yarısı): Bu evrede Arap akınları, haçlı
seferleri ve depremlerin etkisiyle zarar gören surların onarım çalışmaları yapılmıştır.
Walter Karnapp, Schneider24 ve Foss’un25 çalışmaları da değerlendirildiğinde, II.
evrenin içerisinde surlarda değişime neden olan olayları içeren aşağıdaki alt evrelere yer
verilebileceği görüşü oluşmuştur:
• 727 yılındaki Arap kuşatmasından sonra, III. Leon zamanında surlar kapsamlı
şekilde onarılmıştır.
• 858 yılında III. Mikhael zamanında surlar kapsamlı şekilde onarılmıştır.
• 1065 depremi ile surlar büyük hasar görmüştür.
• 1097 Birinci Haçlı seferleri sürecinde surlara hasar verilmiştir.
• 1100 civarında I. Aleksios Komnenos zamanında surlar onarılmıştır.
• Manuel Komnenos (1143-1180) tarafından göl tarafındaki surlarım onarımı
yaptırılmıştır.
III. Evre (13. yy. başı- 13. yy. sonu):
Nikaia surlarındaki en büyük müdahale ve değişiklikler, 1204-1261 yılları arasında
Konstantinopolis’in Latin işgali altında kalması ve Nikaia’nın Bizans İmparatorluğu’nun
Laskarisler sülalesi egemenliğinde iken başkenti olmas sürecinde gerçekleştirilmiştir. I.
21
Kuleli 2015, 6- 7.
Foss-Winfield 1986, 126-129.
23
URL. 2.
24
Schneider-Karnapp 1938.
25
Foss-Winfield 1986.
22
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
50
Ayşe Esin KULELİ
Theodoros Laskaris (1208-1222) surlarda kapsamlı onarım çalışmaları yapmış ve takviye
amaçlı burçlar inşa ettirmiştir.26
1071 yılında Malazgirt savaşı ile Anadolu’ya giren Selçuklu Türkleri 1075 yılında
İznik’e ulaşmışlardır. Süleymanşah İznik’i başkent olarak ilan etmiştir. Ancak, Selçuklu
Türkleri kenti ancak 22 sene ellerine tutabilmiştir. Selçuklu Türklerinin İznik’te bıraktığı tek
iz, kaba taştan ilk çağ lahitleri biçiminde yontulmuş ve bir yüzlerinde birkaç satırlık yazı olan
mezarlardır. Türklerin çekilmesinden sonra Bizanslılar bu mezar taşlarını, surların
onarılmasında dolgu malzemesi olarak kullanmışlardır. Selçukluların bu dönemde surlarda
onarım yaptığına ilişkin bir ize rastlanmamıştır.27
Bu evrede, Nikaia surlarına ilişkin en önemli müdahaleyi III. Ioannes Vatatzes (12221254) gerçekleştirmiştir. Çalışmalar kapsamında, ana surların dışına daha ince ve alçak olan
ön surları yaptırmıştır. Ön surların da ana surlarla aynı sayıda yarım daire biçimli ve mazgal
siperli kuleleri bulunmaktaydı.28 1290 yılında II. Andronikos tarafından onarımlar
yaptırılmıştır.
IV. Evre (14. yy. başları - 21.yy. başları): Nikaia’nın 1331 yılında Osmanlıların
eline geçmesinden sonra artık güçlü bir savunma sistemine ihtiyacı kalmamıştı. Osmanlı
İmparatorluğu'nun en güçlü dönemi olan 16. yüzyılda Matrakçı Nasuh'un çizdiği İznik
minyatüründe surlar resmedilmiştir (Res. 5). Ana surların dışına sonradan inşa edilen ve ön
sur olarak adlandırılan sur duvarlarının işlenmediği minyatür, teknik, orantısal ve mimari
açıdan savunma sistemini yansıtmamaktadır. Ancak minyatürün incelenmesinden, surların
gölün kıyısında inşa edildiği, sur içindeki alanda çok sayıda anıtsal yapının bulunduğu,
çevresinde dağlık ve ormanlık alanlar, meyve ağaçlarının yer aldığı gibi bilgilere
ulaşılabilmektedir.
Osmanlı döneminde sur sistemine ilişkin gereken koruma müdahaleleri ve onarımlar
yapılmıştır. Günümüzde ise, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi gibi
Türkiye Cumhuriyeti Kurumları tarafından, surların kapı bölümlerinden itibaren belgeleme,
projelendirme ve koruma uygulamalarının başlatıldığı, duvar bölümlerinde çalışmalara devam
edilmekte olduğu bilinmektedir.
Res. 5: Matrakçı Nasuh’un İznik minyatürü (16. yy).29
26
Schneider 1938, 52.
Eyice 1988, 8, 12-13.
28
Foss 1996, 94-95.
29
Yurdaydın 2014.
27
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
51
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
3. Nikaia Savunma Sisteminin Mimari Özellikleri
Dört anıtsal kapısı, altı yan kapısı, ana/ iç ve ön/ dış sur duvarları, burçları ve
hendekleri ile düzgün bir geometriye sahip olmayan beşgen bir alanda konumlanan tarihi
kenti çepeçevre kuşatan Nikaia/ İznik surları, büyük bölümü günümüze kadar korunabilmiş
olan ender savunma yapılarındandır. Surlar Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi farklı
medeniyetlerin var olduğu dönemlerin müdahalelerine sahip, çok katmanlı kültür varlığı
niteliği taşımaktadır.
Nikaia kent planı incelendiğinde, Helenistik döneme ait ızgara planlama sisteminin
kullanıldığı anlaşılsa da, bu dönemde inşa edilen sur duvarlarının sınırları bilinememektedir.
Surlarda sonraki dönemlerde gerçekleştirilen çok sayıda onarım müdahaleleri ve ekler, erken
dönemlerin algılanmasını zorlaştırmaktadır.
I. Evrede Roma döneminde, Helenistik dönem Hippodamos planı düzeninde
planlanan kentte birbirini dik yönde kesen iki ana cadde, sur kapılarına kadar uzatılmıştır.
Kentin girişini simgeleyen anıtsal kapılar, İmparator Vespasianus (MS 78-79) tarafından bu
ana yol eksenlerinin surlarla buluştuğu noktalara yaptırılmıştır.30 Surların, kenti düzensiz bir
çokgen seklinde sınırlandırması ve iki ana caddeye açılan dört anıtsal kapıya sahip olması
Strabon’un kentin caddeleri dik olarak birbirini keser, öyle ki gymnasion’un ortasına konan
bir taştan dört kapı da görülebilir31 aktarımlarını desteklemektedir.
II. Evrede Roma döneminde inşa edilen surların yüksekliği 9.00 m civarında olup,
yaklaşık 13.00 m yüksekliğindeki 80 kadar burç ile tahkim edilmekteydi. Surların çevresinde
muhtemelen hendek de yer almaktaydı. Sur duvarları, moloz taş ve tuğla sıraları kullanılarak
inşa edilmişti. Kulelerin yapımında ise tamamen tuğla kaplama yapımı tercih edilmişti. Yarım
daire biçimli ve 8.00-9.00 m çapında yapılan kulelerin aralarında 60.00-70.00 m civarında
mesafe bulunuyordu. Kapılar, diğer burçlara oranla daha yüksek iki kule ile korunmaktaydı.
Yaklaşık 4.00 m kalınlığındaki duvarların seyirdim yollarına erişim, beden duvarlarının iç
yüzüne bitişik inşa edilen taş merdivenlerle sağlanmaktaydı. Seyirdim yolu mazgal siperleri
ile korunmaktaydı.32 Eyice, Lefke Kapı ile Yenişehir Kapı arasındaki surların temellerinde
kullanılan büyük boyutlu blok kesme taşların Roma Dönemi sur sistemine ait olabileceğini
ifade etmektedir.33
III. Evrede ana surların dışına daha ince ve alçak olan ön (dış) surlar yaptırılmıştır. Ön
surlara da ana surlarla aynı sayıda olacak şekilde, yarım daire biçimli ve mazgal siperli
burçlar inşa edilmiştir. Böylece Nikaia savunma sistemi, büyük bölümü günümüze ulaşan
halini almıştır (Res. 6-8). Ana sur ve ön sur arasında yaklaşık 10,00 ile 15,00 m mesafe
bulunmaktadır.
Res. 6: Alfons Maria Schneider, İznik Surları Panoramik Fotoğrafı, 1935.
Şahin 2003, 7.
Strabon 60, Alioğlu- Kösebay Erkan 2012, 25.
32
Foss-Winfield 1986, 126-129; Foss 2004, 250.
33
Eyice 1988, 16.
30
31
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
52
Ayşe Esin KULELİ
Res. 7: (Sol) İstanbul Kapısı ve Nikaia sur sistemi ana (iç) ve dış (ön) surlara ait hava
fotoğrafı (2014).34
Res. 8: (Sağ) Nikaia sur sistemi ana (iç) ve dış (ön) surların görünümü (D66-67) (2019).
IV. Evrede Osmanlı İmparatorluğu'nun en güçlü dönemi olan 16. yüzyılda Matrakçı
Nasuh'un çizdiği İznik minyatüründe, dış/ ön sur duvarları işlenmemiş olup, hendeğin 16.
yüzyılda varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır (Res. 5). Minyatür, teknik, orantısal ve mimari
açıdan gerçeği yansıtmamakla birlikte İznik surlarının o zamanki durumu hakkında bilgi
vermektedir.35 Schneider’in 1935 yılında çektiği fotoğraf ve 2010’lu yıllarda çekilen
fotoğrafın karşılaştırmasından 20. yy’dan günümüze surların, sur içinin ve sur dışının nasıl
değiştiğini ve yapılaştığını göstermektedir (Res. 6-8).
3.1. Anıtsal Kapılar, Sur Duvarları ile Burçlar
Yukarıda bahsedildiği gibi, İmparator Vespasianus ve oğlu Titus tarafından, ana
surların dört ana yönünde inşa edilen anıtsal nitelikli kapıları, Lefke Kapısı (Doğu), İstanbul
(Kuzey) Kapısı, Göl Kapısı (Batı) ve Yenişehir Kapısı (Güney) olarak adlandırılmıştır. Bu
kapılar savunma amaçlı değil, şehrin giriş çıkışını simgeleyen anıtsal mimari unsurlardı. 4 ana
kapı dışında güneybatı yönünde beşinci kapı (güney Göl Kapısı) yaptırılmıştır. Bu kapılardan
sadece Göl Kapısı günümüze ulaşamamış, diğer kapıların koruma sorunları olsa da günümüze
kadar korunarak gelebilmişlerdir.
Lefke ve İstanbul Kapıları, İznik'i, Roma'ya ve Kudüs'e giden ünlü Roma askeri yolu
üzerinde bulunan büyük merkezlere bağlarken, Göl Kapısı'ndaki liman da şimdiki Gemlik
Körfezi'nde bulunan Kio limanına bağlamıştır. Yenişehir Kapısı bir diğer önemli sınır
kasabası olan Prusa ad Olympum (Bursa) ve Apmeia (Mudanya) üzerinden Asya kentlerine
bağlantı sağlamaktaydı. Böylece İznik, dört yönü simgeleyen dört kapısıyla önemli bir kavşak
niteliği taşımaktaydı.36
Günümüze ulaşabilmiş olan İstanbul, Lefke ve Yenişehir kapıları, Roma dönemi zafer
taklarından dönüştürülmüş kapının iki yanında yükseltilen iki burç; dikdörtgen, yuvarlak ya
da oval biçimli iç avlu ve arkasında yer alan ikinci bir kapı kullanılarak güçlendirilen bir
tasarım anlayışı ile inşa edilmiştir. Düşman askerleri birinci kapıdan girmeyi başardıkları
takdirde, avlu ve arkasındaki ikinci kapı ile durdurulmuştur.37 Anadolu'da Perge'nin
Helenistik dönemden kalma oval avlulu güney kapısı ile dikdörtgen avlulu Efes-Ayasuluk
kapıları, avlulu yaklaşımla planlanmış anıtsal kapılara örnek verilebilir.38
Bursa Büyükşehir Belediyesi 2014.
Matrakçı Nasuh, T 5964/14b, 16th. Century.
36
Şahin 2003, 18.
37
Akarca 1998, 155-161; Foss 2004, 251.
38
Akarca 1998, 155-161.
34
35
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
53
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
Araştırma kapsamında burçların incelenmesi aşamasında, ileride karmaşa
yaşanmaması açısından Foss ve Winfield’ın planında kullandığı burç numaralandırma sistemi
benimsenmiştir. Yenişehir Kapı’nın doğu burcu birinci burç olmak üzere saatin ters yönünde
ilerlenmiş ve aynı kapının günümüzde yıkık haldeki batı kulesine 115 numarası verilmiştir.
Burçların 86 adeti çoğunluğu oluşturacak şekilde dairesel planlanmış olup, 12 adetinin kare, 4
adetinin de çokgen planlı olduğu tespit edilmiştir. 13 adet burcun formu ise burcun yıkılması,
üzerinden yol hattı geçmesi gibi nedenlerle tespit edilememiştir (Çiz. 1, Tab. 1).
Çiz. 1: Burçların ana surlarla bağlantılı konumları ve formları.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
54
Ayşe Esin KULELİ
Burç Plan Tipleri
Burç Kodu
Burç
Dairesel
Formu
Dörtgen/ Çokgen/ Formu
Kare
Poligonal Belirlenemeyen
B1, B3, B4, B5, B6, B7, B8, B9 B10,
B12, B13, B14, B15, B16, B17, B18,
B20, B21, B22, B25, B26, B27, B28,
B29, B32, B33, B34, B35, B36, B37,
B38, B39, B40, B41, B42, B43, B44,
B45, B46, B47, B48, B49, B52, B53,
B54, B55, B56, B57, B58, B59, B60,
B61, B62, B63, B64, B65, B66, B67,
B68, B69, B73, B74, B75, B78, B79,
B84, B86, B87, B89, B92, B93, B97,
B98, B99, B100, B101, B102, B103,
B104, B105, B107, B108, B109, B111,
B112, B113
Toplam 86 Adet
B19,
B70,
B71,
B72,
B76,
B77,
B82,
B83,
B95,
B96,
B106,
B106B
B23,
B24,
B88,
B114
B2, B11, B30,
B31, B50, B51,
B80, B81, B85,
B90, B91, B110,
B115
12 Adet
4 Adet
13 Adet
Tab. 1: Ana sur üzerinde yer alan burçların formları.
3.2.1. Yenişehir Kapısı
Güney yönde konumlanan Yenişehir Kapısı, kemerli bir iç geçidi olan ve her iki
yanında yuvarlak burçlarla güçlendirilmiş dörtgen bir avlu kapısı şemasına sahiptir (Çiz. 2;
Res. 9a-b). Schneider yıkıntılar içinde Claudius Gothicus'a ait bir yazıt bulunduğunu
bildirmektedir.39
Kapının doğu yönüne asfalt kaplamalı yol yapımı nedeniyle, sur duvarlarıyla
bağlantısı kesilmiştir. Roma barışı döneminde yapılan anıtsal giriş kapıları ile sonraki
dönemde eklenen sur duvarları arasında, yapım tekniği, kullanılan malzeme açısından
farklılıklar dikkat çekmektedir. Kapıda özenli işlenmiş kesme taş malzeme kullanılmışken,
burcun altında orijinali Roma dönemine ait spolia nitelikli taşlar temel malzemesi olarak
değerlendirilmiştir. En alt sıradaki taş sırasının temel ampatmanı şeklinde dışa doğru çıkıntılı
olduğu görülmektedir. Burcun üst kısımları ise tuğla malzeme ve bağlayıcı harç ile
örülmüştür.
Çiz. 2: Yenişehir Kapısının planı.40
39
40
Schneider 1938, 43.
Schneider 1938, Tafel 7.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
55
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
Res. 9a-b: Yenişehir Kapısının görünümü ve kapının burçla sonradan kurgulanan ilişkisi,
burcun spolia taşlarla hazırlanan temeli (2019).
3.2.2. Yenişehir Kapısı ile Lefke Kapısı'nı birbirine bağlayan ana sur duvarlarında 1. ve 42.
burçlar arasındaki hat
Burçların ilki Yenişehir Kapısı'nın doğu yönünde bulunmaktadır. Ana sur 1. burçtan
başlayarak, doğuya doğru doğrusal bir hat halinde 20. burca kadar devam etmektedir. Bu hat
üzerinde 20 burç bulunmaktadır (Çiz. 1). 2. burç yol altında kalmakta olup, 11. burcun büyük
bir bölümü yıkılmıştır. Ayakta kalan 18 burçtan 17'sinin plan tipi dairesel olup, 1 tanesi (19
numaralı burç) kare planlıdır. 11. burç yıkılmış durumda olduğundan plan tipi hakkında
yorum yapılamamakla birlikte, Schneider tarafından hazırlanan İznik haritasında dairesel
olarak gösterilmiştir. Surlar 20. burcun köşesinden Lefke Kapısı'nın doğusuna kadar
uzanmaktadır. Yaklaşık 703.00 m uzunluğundaki duvar, 42. burca kadar devam etmektedir.
Bu bölümde yer alan 22 burçtan 18. burcun plan tipi dairesel, 23. ve 24. burçların plan tipi ise
çokgen şeklindedir. 30 ve 31 nolu burçların plan tipi Schneider'in çalışmalarında dairesel
olarak gösterilmişse de, duvarın o kısmındaki yoğun bitki örtüsü nedeniyle arazi çalışmaları
sırasında formu tam olarak yorumlanamamıştır. İstanbul Kapısı ile Lefke Kapısı arasında sur
duvarları boyunca 3 tali kapı bulunmaktadır. Bu kapılardan birincisi 6. ve 7. burçlar arasında,
ikincisi ise 19. ve 20. burçlar arasında yer almaktadır. İkinci kapı açıklığının bir kısmı
dışarıdan toprak dolgu ile kapatılmıştır. Sonuncusu ise 38. ve 39. burçlar arasında yer alan
kapı olup, toprak dolgu ve taş bloklar nedeniyle kullanılamaz durumdadır.
3.2.3. Lefke Kapısı
Şehrin doğusuna açılan Lefke Kapısı (Çiz. 3, Res. 10), plan tipi, ölçüleri ve detayları
itibariyle İstanbul Kapısı ile benzerlik göstermektedir. İç avludan şehre açılan iç kapı,
Claudius Gothicus dönemine tarihlenebilecek devşirme malzeme ve teknik özellikler
göstermektedir. Bizans Dönemi'nde Lefke Kapısı'nın iç avlusuna dış kapıdan içeriye doğru
uzanan bir koridor yapılmıştır.41 Arşitravın ve frizin hem iç, hem de dış yüzlerinde Plancius
ve Hadrian'a ait yazıtlar vardır.42
Çiz. 3: Lefke Kapısı planı.43
41
42
Res. 10: Lefke Kapısının görünümü (2019).
Abbasoğlu-Delemen 2003, 190-191.
Schneider 1938, 45, yazıt no. 11 ve 12.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
56
Ayşe Esin KULELİ
3.2.4. Lefke Kapısı ile İstanbul Kapısı'nı birbirine bağlayan ana sur duvarlarında 43 ve 67
numaralı burçlar arasındaki hat
Lefke Kapısı'ndan sonra sur duvarları, güneydoğudan gelen sur ile 129ᵒ açı yapacak
şekilde İstanbul Kapısı'na doğru yönlendirilmiştir. Lefke Kapısı ile İstanbul Kapısı arasındaki
surların toplam uzunluğu yaklaşık olarak 1184 metredir (Çiz. 1). Sur duvarının 50. ve 52.
burçlar arasındaki kısmı yıkılmış olup, yerin altında kalan burçların niteliği bilinmemektedir.
54 ve 55 numaralı burçların arasında tali bir kapı daha vardır. Schneider'in araştırmasına göre
51 nolu burcun yanında bir tali kapı daha gösterilmekle birlikte, günümüzde bir ize
rastlanamamıştır. Burç 59'dan sonra, duvarın yönü kuzeye doğru 66ᵒ açıyla yönlendirilmiştir.
Bu burçtan sonra duvarın yönünde bir düzensizlik hissedilmekte olup, anılan hatta toplam 25
adet burç yer almaktadır. 51 numaralı burç yıkılmış olup, geriye kalan 24 burçtan, 23'ü daire
planlıdır. Burç 50'nin formu, Schneider çizimlerine ve belediyeden alınan hali hazırlara göre
daireseldir. Ancak yapı özel mülkiyette olduğu için saha çalışmaları sırasında girilemediği
için incelenememiştir.
3.2.5. İstanbul Kapısı
Kentin kuzeyinde konumlanan İstanbul Kapısı, Nikaia’nın en önemli kapısı olarak
bilinmektedir. Roma Dönemi’nde zafer takı şeklinde tasarlanan kemerli kapı sistemi, Lefke
Kapısı’na çok benzemektedir (Res. 11), Her iki yanında yuvarlak burçlarla güçlendirilmiş
olan İstanbul Kapısı'na güney yönden bakıldığında, kemerli bir geçit, bir zafer takı yapısı ve
kapının iç kısmında oval biçimli bir avlu dikkat çekmektedir (Çiz. 4).
Kemerli ana geçit üzerindeki yatay silmeler arasındaki madeni harf yazıt bölümünden
sadece dübel delikleri günümüze ulaşmıştır. Kapının iki yanındaki frizin üzerine monte
edilmiş olan yazıtlar günümüzde yerinde olmayan metal harflerle Vespasian ve Titus'u
selamlamaktaydı.44
Çiz. 4: İstanbul Kapısının planı.45
Res. 11: İstanbul Kapısının görünümü (2019).
3.2.6. İstanbul Kapısı ile Göl Kapısı'nı birbirine bağlayan ana sur duvarlarında 68 ve 84
numaralı burçlar arasındaki hat
İstanbul Kapısı ile Göl Kapısı arasındaki surların uzunluğu yaklaşık olarak 1034.00 m'dir
(Çiz. 1). İstanbul Kapısı'ndan sonra sur duvarı güneybatıya doğru yaklaşık 109ᵒ açıyla
yönlendirilmiştir. 511.00 m devam eden sur duvarı, 75 ve 76 nolu burçlar arasındaki bir
noktada son bulmaktadır. 76 ve 77 nolu burcun kalıntılarını güneybatı duvarının yönünde
görmek mümkün olmakla birlikte, aralarındaki duvar hattı yıkılmıştır. Yıkılan sur duvarının
uzunluğunun yaklaşık 145.00 m civarında olduğu anlaşılmaktadır. 78 numaralı burcun
bulunduğu noktadan sonra sur duvarı yeniden başlamakta ve çeşitli açılarla 80 numaralı burca
kadar devam etmektedir. 80 numaralı burçtan sonra sur, 84 ve 85 numaralı burçlar arasında
43
Schneider 1938, 22 Abb. 13
Schneider 1938, 48.
45
Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü 2015.
44
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
57
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
yer alan Göl Kapısı'na kadar göle paralel bir doğrultuda devam etmektedir. 78 ve 84 numaralı
burçlar arasında kalan sur duvarının uzunluğu yaklaşık 370.00 metredir. İstanbul Kapısı ile
Göl Kapısı arasında 17 adet burç bulunmakta olup, bunların 8 adeti dairesel, 6 adeti kare
planlıdır. Ancak 3 adet burcun formu bilinememektedir. Örneğin 76. burç harap durumda
olduğundan, formu kesin olarak anlaşılamamıştır. Muhtemelen burcun o dönemde de yıkık
olmasından dolayı, Schneider'in İznik haritasında 76 numaralı burcun formu çizime
işlenmemiştir. 80 ve 81 nolu burçlar özel mülkiyette oldukları için incelenememekle birlikte,
Schneider'in çizimlerinde her iki burcun plan tipi dairesel formlu olarak gösterilmiştir (Çiz. 1,
Res. 1). 81. burç ile 82. burç arasında tali bir kapı daha vardır. Ancak sur duvarının içi toprak
dolgulu ve sur duvarının dışı benzer moloz malzemelerle kapatıldığı için anılan kapı
kullanılamamaktadır.
3.2.7. Göl Kapısı
Kentin batısındaki ana kapı olan Göl Kapısı günümüzde tamamen yok olmuştur. Diğer aks
bitimlerindeki kapılar gibi anıtsal nitelikli olduğu tahmin edilen kapının, yolun göle ulaştığı
noktada, limanın hemen önünde olduğu düşünülmektedir. Texier, araştırmasında kapıya ait
Claudius yazıtının yerde olduğunu belirtmektedira (Res. 12).
Res. 12: Göl Kapısının yanındaki burç kalıntısının görünümü (2019).
3.2.8. Göl Kapısı ile Güney Göl Kapısı'nı birbirine bağlayan ana sur duvarlarında 85 ve 92
numaralı burçlar arasındaki hat
Göl Kapısı ile Güney Göl Kapısı arasındaki sur duvarının uzunluğu yaklaşık olarak 475.00
m'dir (Çiz. 1). 85 ve 89 numaralı burçlar arasındaki mesafe yaklaşık 293.00 m'dir. 89 nolu
burçtan sonra sur duvarı, güneydoğuya doğru 138ᵒ açıyla yönlenmektedir. Burç 89 ile Güney
Göl Kapısı arasındaki mesafe yaklaşık 182.00 m uzunluğundadır. Göl Kapısı ile Güney Göl
Kapısı arasında toplam 8 adet burç bulunmaktadır. Bunlardan 88 numaralı burç çokgen planlı,
86, 87, 89 ve 92 numaralı burçlar dairesel planlıdır. 85. burç yıkılmış olduğu için, formu tespit
edilememiştir; 90 ve 91 numaralı burçların, Schneider çizimlerinde ve Belediye'den alınan
güncel haritada dairesel planlı olduğu görülmektedir.
3.2.9. Güney Göl Kapısı
Güney Göl Kapısı adı verilen ve diğerlerine oranla daha basit bir planlaması olan beşinci kapı,
duvar göl kıyısından uzaklaştıktan sonra konumlandırılmıştır. Bu düzenleme, görünüşe göre
kara tarafında bir hendekle çevriliydi.46 Tiyatro Kapısı olarak da bilinen Güney Göl Kapısı,
iki dairesel burç ile güçlendirilmiştir. Kapının iki yanında alt kotlarda kesme taş bloklar
kullanılırken, kapının üstündeki kemerde dairesel burçlarda olduğu gibi tuğla malzeme
kullanımı tercih edilmiştir (Çiz. 5, Res. 13).
46
Foss 2003, 250.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
58
Ayşe Esin KULELİ
Çiz. 5: Güney Göl Kapısının planı.47
Res. 13: Güney Göl Kapısının görünümü (2019).
3.2.10. Güney Göl Kapısı ile Yenişehir Kapısı'nı birbirine bağlayan ana sur duvarlarında 93
ve 115 numaralı burçlar arasındaki hat
Güney Göl Kapısı ile Yenişehir Kapısı arasındaki surların uzunluğu yaklaşık olarak
910.00 m'dir. Güney Göl Kapısı'ndan sonra başlayan sur duvarı, birbirine dik açı yapan
hatlarla devam etmekte ve dairesel bir dönüşle Yenişehir Kapısı'na bağlanmaktadır.
93 nolu burçtan sonra sur duvarı doğuya doğru 90ᵒ açıyla yönlenmekte ve 99. burca
kadar yaklaşık 258.00 metre uzunluğunda devam etmektedir. 99 nolu burçtan sonra, önce
güneye, sonra doğuya doğru 90ᵒ açı ile dönülmekte, güneyde 104 nolu burç hizasına
gelindiğinde takrar batıya doğru yönlenme görülmektedir. Daha sonra köşe burç olan
104’den, güney yöndeki 106 nolu burca doğru bağlantı sağlanmıştır. 106 B'den sonra sur
hattında yine doğuya doğru 90 derecelik bir açı yapıldığı görülmektedir. Bu noktadan sonra
sur duvarı düzensiz aralıklarla ve kavisler yaparak Yenişehir Kapısı'na kadar devam
etmektedir.
Güney Göl Kapısı ile Yenişehir Kapısı arasında yer alan 24 burçtan 16 adeti dairesel
planlıdır. Burçların 3 tanesi (95, 96 ve 106 nolu burçlar) dörtgen planlı, 114 nolu burç ise
köşegen planlıdır. Diğer burçlara oranla daha büyük olan 106 B burcu ise kare planlıdır. Bu
burç, Babil Burcu veya Kız Burcu olarak da adlandırılmaktadır. 110 ve 115. burçların şekli
hakkında herhangi bir yorum yapılamamakla birlikte, her iki burç da Schneider'in İznik
haritasında daire planlı olarak gösterilmiştir (Res. 1).
4. Yapım Sistem ve Malzemeleri
Roma dönemi anıtsal kapıları özenli bir şekilde planlanmışken, sonraki evrelerde bu
kapılar sur duvarlarında tuğla hatıllı moloz taş duvarlar ve tuğla malzemeli burçlarla
kurgulanan yeni savunma sisteminin bir öğesi haline getirilerek, bütünlük kazandırılmıştır.
Ortaçağın en güçlü savunma sistemlerinden birini günümüzde de sergileyen Nikaia surları,
koruma sorunları olsa da hala kent ölçeğinde bakıldığında en güçlü anıtsal nitelik gösteren
yapılardan biridir.
Sur sistemi yapılırken ilk evrede inşa edilen ana sur duvarlarında yapı malzemesi
olarak, moloz taş ve tuğla malzeme kullanılmıştır. Sur duvarlarında ve burçlarda, yapıların
temelden başlanarak tüm bölümlerinde, spolia nitelikli taşlara yer verildiği görülmektedir.
Yapıda farklı tip temeller kullanılmış olup, bazı duvarların alt kotlarında yer alan taş
ve tuğla malzemenin ampatman şeklinde dışa doğru çıkma yaparak duvarların temelini
oluşturduğu, ana surların ve burçların büyük bölümünde ise temellerde önceki dönemlere ait
spolia nitelikli taşların yoğun şekilde kullanıldığı görülmektedir. Ancak alanın bir bölümünde
zeminde toprak, moloz dolgu ya da yoğun bitki dolgusu olması gibi sebeplerle görsel
47
Schneider 1938, 27, Abb. 15.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
59
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
incelemede temellerin sadece yer üstünde kalan ve görünebilir nitelikteki kısımları
belgelenebilmiştir.
Sur duvarlarının yapım sistemleri incelendiğinde, temellerin üstüne gelen duvarların
genel olarak moloz taşlarla 1.80-2.20 m arası yükseklikte örülmesinden sonra, yaklaşık 25-40
cm yüksekliğinde bant görünümündeki 4 sıralı tuğla hatıllarla bağlandığı tespit edilmiştir.
Hatıllardan sonra moloz taş duvar yeniden başlamakta ve mazgallara kadar bu sistem devam
etmektedir.
Yerinde yapılan çalışmalarda, duvar ve burçların örgü sistemini örneklemek amacıyla
ölçümler yapılmıştır. Örneğin 105- 106 nolu burçlar arasında kalan duvarın iç cephesinde
moloz taş duvar yüksekliği 2.10 m iken, 4 sıralı tuğla hatıl yüksekliği 30 cm’dir. Duvarlarda
kullanılan tuğlaların kalınlıkları ölçüldüğünde yüksekliklerinin 3.5 cm civarında,
uzunluğunun ise 30- 32 cm civarında olduğu görülmüştür (Res. 14).
Res. 14: 105- 106 nolu burçlar arasında kalan tuğla hatıllı moloz taş duvar örgüsü.
Duvar konstrüksiyonu, moloz taş ve harç ile dolgu yapılan çekirdek kısmı ile iç ve dış
kaplamalardan oluşmaktadır. Taş ve tuğla almaşık düzende örülen bu duvarlardaki tuğla hatıl
kullanımının, duvarın yapısal açıdan dayanımını artırmak için belirli kotlarda aynı hizaya
alınarak, sağlamlaştırılıp yükseltilmek istenmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Tuğla
hatıl sistemi aynı kotta duvarın iç kısmını da kapsayacak şekilde yapılmış olup, bu özenli
sistemin yapımında bölgede yaşanan yıkıcı depremlerin etkisinin azaltılmak istenmesinin
etkisi olmalıdır.
Savunma sisteminin farklı bölümlerinden duvar örnekleri incelendiğinde, genel olarak
tuğla hatılların belirli yüksekliklerde tekrarlandığı bir örgü sistemi görülmekle birlikte (Bkz.
Tab. 1/ D6-7, D83-84, D100-101, D105-106), bazı bölümlerde de tuğla hatılların benzer
şekilde kullanılmış olmasına rağmen, her taş sırasından sonra bir sıra tuğla kullanıldığı da
tespit edilmiştir (Bkz. Tab. 1/ D41-42). Bazı örneklerde de taşların tuğla ile çerçevelendiği
cloisonné (çerçeveli/kasetli almaşık örgü) tekniğinin uygulandığı görülmüştür (Bkz. Tab. 1/
D111-112). Bazı bölümlerde duvarlar spolia taşlarla örülmüştür (Bkz. Tab. 1/ D70-71).
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
60
Ayşe Esin KULELİ
Tab. 2: Nikaia ana (iç) sur duvarlarında farklı yapım sistemi ve malzeme kullanımı
örnekleri.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
61
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
Alanın geneline bakıldığında sur duvarlarının genişliğinin 3.50 ile 4.00 m arasında
olduğu anlaşılmaktadır. Duvarların üst kotlarında yer alan seğirdim yerlerine merdivenle
çıkılmaktadır. Surun şehre bakan iç kısmında seğirdim yeri, dış kısmında ise mazgal siperleri
bir başka deyişle den danlar yer almaktadır.
Sur duvarlarına bağlantılı şekilde ve yükseklik açısından duvarlardan daha yüksek
olarak inşa edilen, dairesel, dörtgen ya da çokgen formlu olarak planlanan burçların yapım
tekniği surlardan farklıdır. Burçların büyük bölümünün iç kısmında moloz taş ile bir çekirdek
oluşturulmuş ve dış cidarı genellikle tuğla ile kaplanmıştır (Bkz. Tab. 2/ B5). Bazı burçlar ise
spolia nitelikli taş malzeme ile inşa edilmiştir (Bkz. Tab. 2/ B70). Burçların bir bölümünde
almaşık sıralama açısından belirli bir düzen görülemezken (B46, B83, B84, B88, B100,
B103), bazı burçlarda da cloisonné (çerçeveli/kasetli almaşık örgü) tekniği uygulanmıştır
(Bkz. Tab. 2/ B106B, B114) (Tab. 3/ B47). Duvar örgüsünde gözlenen bu farklılık, burçların
farklı dönemlerde inşa edilmesinden ve onarılmasından kaynaklanıyor olmalıdır. Burçların bir
bölümünün temelinde de spolia nitelikli taşların kullanıldığı görülmektedir (Bkz. Tab. 3/
B102, B113).
Burçların üst kısımlarında yer alan mazgal siperleri günümüze nadiren ulaşabilmiş
olup, B97 nolu dairesel burcun mazgal siperleri özgün niteliğini korumaktadır (Bkz. Tab. 3).
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
62
Ayşe Esin KULELİ
Tab. 3: Nikaia ana (iç) sur duvarlarında yer alan burçlarda farklı yapım sistemi ve
malzeme kullanımı örnekleri.
Burçlar, form, yapım sistemi ve kullanılan malzemeler açısından incelendiğinde, sur
duvarlarından farklı olduğu görülür. Yarım daire biçimli ve yaklaşık 8.00-10.00 m çapındaki
burçların aralarında en fazla 60.00-70.00 m civarında mesafe bulunmaktadır. Burçların iç
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
63
kısımlarında moloz taş dolgu ile çekirdek oluşturulmuş ve dışa bakan yüzeyleri tuğla ile
kaplanmıştır. Tuğlalar merkezdeki çekirdeğin içine doğru girecek şekilde inşa edilerek,
bağlantı güçlendirilmeye çalışılmıştır (Çiz. 6).48 Tuğlaların arasında kullanılan kireç harcın
içeriğinde, agregalarla birlikte yoğun şekilde tuğla tozu kullanılması nedeniyle, derz harcının
rengi tuğla rengine yakın bir renk almıştır (Tab. 4).
Çiz. 6: İç sur burçlarında saptanan duvar işçiliği .
Araştırmacı Foss ve Winfield kullanılan tuğla burçların duvar örgüsünde, aşağıda belirtilen
şekillerde derz uygulandığını belirtmektedirler (Çiz. 7).49
1. Gizli tuğla tekniği.
2. Pahlı harç derzi tekniği.
3. Pahlı harç derzli örgü, koruyucu sıva kaplamalı teknik.
Çiz. 7: Tuğla burçların duvar örgüsünde derz uygulaması.
Burçların yerinde yapılan inceleme çalışmaları sırasında, yukarıda tanımlanan derz
tekniklerinin uygulandığı görülmüştür. Burçların çoğunda 3 numaralı teknikteki derz
yaklaşımı tercih edilirken, B37 numaralı burçta olduğu gibi gizli tuğla tekniği de (1 numaralı
teknik) kullanılmıştır (Bkz. Tab. 3).
Burçlarda doğa koşullarının da etkisiyle oluşan büyük bir tahribat söz konusudur.
Burçların çoğunluğu tuğla kaplamalı olmakla birlikte, taş ya da almaşık örgü sistemleri de
kullanılmıştır. Duvar ve burç aynı dönemde inşa edildiyse, malzemelerin bağlantısı özenli bir
şekilde yapılmışken (Bkz. Tab. 3/ B8), sonraki dönemlerde eklenen burçlarda aynı uygulama
yapılamadığından ayrılmalar, hasarlar oluşmuştur (Bkz. Tab. 3/ B9). Tuğla kaplamalı ya da
almaşık örgülü birçok burcun kaplamalarının büyük bölümü dökülmüş ve çekirdek kısmı
48
49
Schneider 1938, Abb. 6.
Foss-Winfield 1986, 262, Fig. 1a ve 1b.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
64
Ayşe Esin KULELİ
ortaya çıkmıştır (Bkz. Tab. 2/ B8, B26, B37, B47, B54, B58, B64, B76, B79, B106A, B108,
B112).
Roma betonu olarak bilinen harçların içeriğinde kullanılan doğal ve yapay agregaların
puzolanik özellik taşıdığı ve harcın hidrolik özelliğini iyileştirerek mukavemetini arttırdığı
bilinmektedir.50 Bu yapıda kullanılan dayanımı yüksek harcın da, puzolanik malzeme katkılı
hidrolik nitelikli kireç harç olduğu ve ana surlarda ve burçlarda kullanılan harçların özgün
niteliklerini büyük oranda korudukları düşünülmektedir. Kireç harcının bağlayıcı olduğu
yatak harçlarında 1-3 cm büyüklükte iri tuğla kırıklarının yanı sıra, iri agregalar kullanılmıştır.
Derzlerin ve tuğlanın kalınlığı benzer ölçüde olup, yapıda kullanılan harcın taş ve tuğla ile
çalışan önemli bir bileşen olduğu anlaşılmaktadır. Yapının birçok bölümünde ciddi yapısal
sorunlar olsa da, hala ayakta kalabilmesinde kullanılan harcın niteliğinin önemli oranda
katkısı olduğu düşünülmektedir.51
Ana sur duvarları ile duvar hattı boyunca kurgulanan burçların genelinin üst
kotlarında, zamanın da etkisiyle oluşan tahribat nedeniyle, bu bölümlerin asıl yükseklikleri,
detaylar gibi nitelikleri kesin olarak saptanamamaktadır.52 Ancak her iki yapı öğesinde de
ortak bir özellik olarak, üst kotlarda spolia taş kullanımından bahsedilebilir.
Schneider ve Karnapp surların ikinci evresinde, seyirdim yolunun eskisine oranla
yaklaşık 2.00 m daha yukarıda inşa edildiğini belirtmektedir.53 Duvarların üst kotunun
düzenlenmesi sırasında, tuğlalarla seviyeleme çalışması yapılmış, seyirdim yerinde spolia
nitelikli taşlar kullanılmıştır.
Spolia kesme taşlar seyirdim yeri zemininin yanısıra, mazgal siperlerinin yapımında
da kullanılmıştır. Sonraki evrelerde savunma açısından önemli görülen bölümlerde devşirme
malzemeden kaideler üzerinde kurgulanan burç sayısı arttırılırken, burçlar çoğunlukla sur
duvarına yeterince sağlam olacak şekilde bağlanamamıştır (Bkz. Tab. 4).
50
Kuleli 2005, 5-11.
Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü 2015.
52
Schneider 1938, 9-14.
53
Schneider 1938.
51
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
65
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
Tab. 4: Nikaia ana sur duvarlarında yer alan burçlarda farklı yapım sistemi ve malzeme
kullanımı örnekleri.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
66
Ayşe Esin KULELİ
5. Sonuç
İznik tarihi kent merkezi ve yakın çevresi bütüncül olarak değerlendirildiğinde,
kültürel devamlılık ve çok katmanlılık niteliği dikkat çekmektedir. Roma döneminin anıtsal
kapılarını da içine alarak inşa edilen ve Anadolu’nun en iyi korunmuş savunma sistemleri
arasında yer alan kent surları Bizans döneminde genişletilerek güçlendirilmiş, Osmanlı ve
Türkiye Cumhuriyeti onarımları ile günümüze gelebilmiştir. Surların MS 260 yılından,
Osmanlı Beyliği topraklarına katıldığı 1331 yıllarına kadar olan dönemde istilalara karşı
onarılıp, güçlendirilmesi nedeniyle, tarihi süreçte surlara eklenen tasarımları, malzemeleri ve
yapım tekniğini bir arada görmek mümkündür.
Nikaia savunma sistemi, ana (iç) surlar, sonradan eklenen ön (dış) sur duvarları,
anıtsal kapılar, burçlar ve dış çeperdeki hendekten oluşmaktadır. Savunma sisteminin ilk etabı
olan ana surlar, dıştaki sur duvarları yapıldıktan sonra iç sur niteliği kazanmış olup, bu
araştırmanın konusunu oluşturmaktadır.
Bu bağlamda, çalışma kapsamında ana surların ayakta kalan kısımları incelenmiş, ana
sur, ön sur, kapılar ve burçların mimarisi ve kullanılan yapım sistemi anlatılmıştır. Burçlarda
dönemlere göre tercih edilen formlar kent bütünündeki plan üzerine işlenmiştir.
Sur sisteminin yapım sürecinde ana sur duvarlarında yapı malzemesi olarak, moloz taş
ve tuğla malzeme kullanılmıştır. Tarihi süreçte sur duvarlarında ve burçlarda yapılan
onarımlarda, yapıların temellerinden başlayarak, seğirdim yerlerine kadar tüm bölümlerinde,
spolia nitelikli taşlara yer verildiği görülmektedir.
Alanın geneline bakıldığında sur duvarlarının genişliğinin 3.50 ile 4.00 m arasında
olduğu anlaşılmaktadır. Duvarların üst kotlarında yer alan seğirdim yerlerine merdivenle
çıkılmakta olup, seğirdim yerinin dış kısmında ise mazgal siperleri yer almaktadır.
Sur duvarlarının yapım sistemleri incelendiğinde, duvarların çekirdek kısmı ile iç ve
dış kaplamalardan oluştuğu anlaşılmaktadır. Duvarın temel üstüne gelen bölümünün moloz
taşlarla 1.80-2.20 m arası yükseklikte örülmesinden sonra, yaklaşık 26-36 cm yüksekliğinde
bant görünümündeki 4 sıralı tuğla hatıllarla birbirine bağlandığı görülmektedir. Hatıllardan
sonra moloz taş duvar yeniden başlamakta ve kurgulanan bu sistem mazgal siperlerine kadar
devam etmektedir.
Sur duvarlarına bağlantılı şekilde inşa edilen ve yükseklik açısından daha yüksek olan
burçların yapım tekniği surlardan farklıdır. Burçların büyük bölümünün iç kısmında moloz taş
ile bir çekirdek oluşturulmuş ve dışı tuğla ile kaplanmıştır. Toplam 115 adet burçtan 86 adeti
çoğunluğu oluşturacak şekilde dairesel planlanmış olup, burçların 12 adetinin kare, 4 adetinin
ise çokgen planlı olduğu tespit edilmiştir. 13 adet burcun formu, burcun yıkılması, üzerinden
yol hattı geçmesi gibi nedenlerle anlaşılamamıştır. Burçların üst kısımlarında yer alan mazgal
siperleri, günümüze nadiren ulaşabilmiştir.
Bu önemli ortaçağ yapısının, bölgenin Osmanlı hakimiyetine geçmesinden sonra
savunma işlevi bitmiştir. Onarım çalışmaları yapılsa da, yapının koruma sorunları artmıştır.
14. yüzyılda savunma işlevini yitirmesine rağmen Nikaia savunma sisteminin anıtsal
değerinin, özgünlüğünün ve bütünlüğünün hala algılanabilir nitelikte günümüze ulaşmasında,
Foss’un araştırmasında da belirttiği üzere54 surlarda kullanılan yapım sisteminin ve yapım
sürecinde seçilen malzeme ve ustalığın büyük önemi olduğu düşünülmektedir.
Surların çok katmanlılığının ve bütünlüğünün korunması ve sürdürülebilir olması için
bütüncül yaklaşımlı koruma projelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu önemli Ortaçağ savunma
sisteminin korunmasına yönelik bütüncül yaklaşımlı, üst ölçekli bir koruma projesinin
54
Foss 2003, 249, 261.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
67
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
hazırlanmamış, ilkelerinin belirlenmemiş ve onaylanmamış olması durumu; bir bütün olan
savunma sistemine ilişkin etap etap hazırlanan projelerin müelliflerince farklı restorasyon
teknik ve ilkelerinin benimsenmesi ve uygulama sonrasında yapının özgünlüğünün ve
bütünlüğünün zarar görmesi riskini içermektedir.
Bu çalışma kapsamında araştırma ekibince ana surların genelinin mimari niteliği ile
ilgili inceleme ve değerlendirmeler yapılmış olup, yapının koruma sorunlarının bütüncül
olarak irdelenmesi ve koruma önerilerinin bir master plan çerçevesinde geliştirilmesi ve
restorasyon çalışmalarının bir plan dahilinde etaplanması önerilmektedir. Koruma projesi
hazırlanması ve uygulanması sürecinde, sur sisteminde yer alan farklı kültürel katmanların
izlerinin korunması konusunda uzmanlar ve Kurumlar gereken özeni göstermelidir.
Teşekkür / Thanks: Proje Yürütücüsü olduğum “Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal
Kapılar, Duvarlar ve Burçlar” konulu araştırma, Koç Üniversitesi Suna & İnan Kıraç Akdeniz
Medeniyetleri Araştırma Merkezi tarafından desteklenmiştir (Proje No: KU AKMED
2019/P.1032). Araştırma sürecinde arazi incelemeleri ve belgelemeye yönelik çalışmalar
Proje Ekibince gerçekleştirilmiş olup, elde edilen verileri, bulgu ve sonuçları yansıtan bu
makale tarafımdan hazırlanmıştır.
Araştırma programına verdikleri izin, destek ve katkıları için Koç Üniversitesi Suna & İnan
Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi (AKMED)’e, Kültür ve Turizm
Bakanlığı’na, İznik Müze Müdürlüğü’ne ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim.
(Proje Araştırma Ekibi; Doç. Dr. Ayşe Esin KULELİ/ Rest. Uzm. Mimar,
Ezgi YILDIRIM/ Mimar, Kemal KARAKOÇ/ Mimar, Muhammed Salih YILDIZ/ Mimar)
Çıkar Çatışması / Conflicts of Interest: Yazar, herhangi bir çıkar çatışması olmadığını beyan
eder. / The author declare no conflict of interest.
Kaynakça
Abbasoğlu, H. 2003, “Remains From Ancient Nicaea”, İznik Throughout History, (Eds. I.
Akbaygil - H. İnalcık - O. Aslanapa), İznik Vakfı, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, 189-197.
Akarca, A. 1998, Şehir ve Savunması, Türk Tarih Kurumu, Ankara.
Alioğlu, F. 2001, İznik, Tarihsel Yapılar ve Koruma Yaklaşımı İçin Temel İlkeler-İznik,
Historical Structures and Basic Principles for the Approach of Conservation, Yıldız
Teknik Üniversitesi.
Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü. 2015, İstanbul Kapı Rölöve,
Restitüsyon ve Restorasyon Raporu, Arşiv.
Eker, U. 2007, İznik ve Çevresi Türk Mimarisi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul.
Eyice, S. 1988, İznik Tarihçesi Ve Eski Eserleri, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi Yayını,
İstanbul.
Foss, C.-Winfield, D. 1986, Byzantine Fortifications: An Introduction, University of South
Africa, Pretoria.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
68
Ayşe Esin KULELİ
Foss, C. 1996, Nicaea. A Byzantine Capital and Its Praises, Hellenic College Press,
Brookline.
Foss, C. 2003, “The Walls of İznik 260-1330”, İznik Throughout History, (Eds. I. Akbaygil H. İnalcık – O. Aslanapa), İznik Vakfı, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
249-262.
Koca Nemlioğlu, Y. 2016, “Marmara Denizi Tarihi Haritaları ve Portolanları”, VIII. Türk
Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu, 155- 173.
Kuleli, A. E. 2005, Efes Yamaçevler 2 de, 1, 2 ve 4 Nolu Evler Örneğinde Roma Dönemi
Harçları Araştırması, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,
(Yayınlanmamış Doktora Tezi), İzmir.
Lowry, W. H. 2003, “Ottoman İznik (Nicaea) Through the Eyes of Travellers & As Recorded
in Administrative Documents”, İznik Throughout History, (Eds. I. Akbaygil - H. İnalcık
- O. Aslanapa), İznik Vakfı, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 135-174.
Matrakçı Nasuh, Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn, Head Office of Library and
Documentation Inventory Number: T 5964/14b, 16th. Century.
Öztaner, S. T. 2010, “Salamis-Constantia Kent Planlaması Üzerine Yeni Araştırmalar: Cardo
ve Decumanus”, Anadolu, 36, 199-214.
Schede, M. 1935, İznik Klavuzu, Ankara.
Schneider, A. M. 1943, Die Römischen Und Byzantinischen Denk Mäler Von Iznik, Nicaea,
Berlin.
Schneider, A. M.-Karnapp, W. 1938, Die Stadt Mauer Von Iznik- Nicaea, Berlin.
Strabon. 2000, Geographika, Antik Anadolu Coğrafyası (Kitap: XII, XIII, XIV), (Çev. Prof.
Dr. A. Pekman), Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Antik Kaynaklar Dizisi: 1, Kanaat
Basımevi, İstanbul.
Şahin, S. 1978, Bithynische Studien / Bithynia Studies, Inschriften Griechischer Städte Aus
Kleinasien, Band 7, Kommission Für Die Archaologische Erforschung Kleinasiens Bei
Der Österreichischen Akademie Der Wissenschaften Institut Für Altertumskunde Der
Universität Köln.
Şahin, S. 1987, “History in İznik (Nikaia) with the Language of the Inscriptions”, V.
Araştırma Sonuçları Toplantısı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler
Genel Müdürlüğü, Ankara.
Şahin, S. 2003, “İznik (Nicaea) in the Hellenistic and Roman Periods”, İznik Throughout
History, (Eds. I. Akbaygil - H. İnalcık - O. Aslanapa), İznik Vakfı, İstanbul: Türkiye İş
Bankası Kültür Yayınları, 3-23.
Texier, C. 2002, Küçük Asya, Coğrafyası, Tarihi ve Arkeolojisi, Enformasyon ve
Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı, Ankara.
Yılmazyaşar, H. 2007, Orhan Gazi Döneminde İznik Kenti ve Mimarisi, Hacettepe
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara.
Yurdaydın, H. G. 2014, Matrakçı Nasuh- Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn, Ankara: TTK
Yayınları.
URL.
1 https://www.keyifkurdu.com/cms/kultur-sanat-keyfi/kulturel/item/275-peutingerharita-tabula
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023
69
Nikaia (İznik) Surlarının Mimarisi; Anıtsal Kapılar, Duvarlar ve Burçlar
Erişim Tarihi. 22.05.2023.
URL. 2 https://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?album=25&pid=5248
Erişim Tarihi. 22.02.2023.
Amisos / Cilt 8, Sayı 14, Haziran 2023