İçeriğe atla

Ahmet Baytursun

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Ahmet Baytursun
Doğum28 Ocak 1872(1872-01-28)
Turgay Oblast, Rus İmparatorluğu
Ölüm08 Aralık 1937 (65 yaşında)
Almatı, SSCB
MeslekEğitimci, yazar, siyasetçi, dilbilimci
MilliyetKazak Türkü

Ahmet Baytursun (Kazak Türkçesi: Ахмет Байтұрсынұлы, احمەت بايتۇرسىنۇلى; Rusça: Ахмет Байтурсынов) (28 Ocak 1872, Turgay Oblastı, Rus İmparatorluğu - 8 Aralık 1937, Almatı, Kazakistan SSC), Kazak eğitimci, dilbilimci, yazar, şair, siyasetçi.

20. yüzyılın başında Kazak Türk düşünce hayatında önemli bir yere sahip bir kişiliktir. Çalışmalarını eğitim alanında yoğunlaştıran Baytursun, Kazak eğitim sistemini yeniden yapılandırılması için önemli kararların alınmasında etkili olmuştur.

Kazakçanın bir yazı dili olması için çalışan Baytursun, gerek okula yeni başlayanlara gerekse okuma yazma bilmeyen yetişkinler için alfabe çalışmaları yapmış; pek çok ders kitabı hazırlamış; dil öğretimi ve imlayla ilgili yazılar yayımlamıştır. Kırk Masal ve Masa adlı iki şiir kitabı vardır.

1873'te Kazakistan'ın Turgay eyaletinin Sarıtübek kasabasının Tosın köyünde dünyaya geldi. Babası, Kazak Türklerinin önde gelen bir ailesine mensup Baytursun Şosakulı idi. İlk eğitimini köyünde okuma yazma bilen kişilerden ve Buhara'da eğitim almış bir mollanın ders verdiği köy mektebinden aldı. 1886'da Ruz-Kazak okuluna yazıldı. 13 yaşına geldiğinde babası Rusya hükûmetine göre sakıncalı adam olarak görüldüğü için Sibirya'ya sürüldü. Babasının haksız yere sürülmesi Baytursun'u derinden etkiledi.[1] Babasının sürülmesinden sonra amcası Ergazi'nin himayesinde büyüdü.[2]

Turgay'daki okulu bitirdikten sonra Orenburg’daki öğretmen okuluna kaydoldu (1891); bu okuldan mezun olup öğretmenliğe başladı. Önce Aktöbe ve Kostanay’daki köy okullarında daha sonra Kazak-Rus okulunda öğretmenlik yaptı. Akmola ve Semey bölgesindeki okulları yöneten misyoner Alekterov ile 1896 yılında yaptığı görüşmeler onu çok etkiledi. Bu görüşmeler sayesinde Rusya hükümetinin Kazaklara yönelik sömürge ve asimilasyon politikasını fark etmiş ve Kazakların Rus asimilasyonundan eğitim yoluyla korunacağına ikna olmuştu.[1] 1897’de Rus öğretmen Alexandria Ivanovna ile evlendi. Evlendikten sonra eşi Müslüman olmuş ve “Badrisafa Muhammedkızı” adını almıştır.[3] Çiftin çocuğu olmadı; Baytursun’un yeğenini evlat edindiler.[4]

Ahmet Baytursun, 1896-1907 arasında Karkaralı şehrinde öğretmenlik yaptı; bu yıllarda siyasetle ilgilenmeye başladı. Çarlık hükümetinin sömürge siyasetine karşı protesto mahiyetindeki şikayet dilekçesinin yazılmasında da görev aldı. Dilekçenin yazılmasında ve yayınlanmasında görev aldığı için 1907 yılında Karkaralı hapishanesinde bir müddet hapis yattı. Bu dönemde edebi faaliyetlere yöneldi. 1909 yılında Rus şair Ivan Krılov’un fabl türündeki manzumelerini Kazakça’ya çevirerek aynı türden kendi yazdığı manzumelerle birlikte “Kırk Masal” adıyla yayımladı.

1909 yılında Çarlık Hükümeti siyasetine karşı çıktığı iddiasıyla tekrar tutuklanan Baytursun, 1910’da iki yıl sürgün cezasına çarptırılarak Orenburg’a gönderildi, 1917 yılı sonuna kadar orada çalıştı.

1911 yılında şiirlerinden oluşan “Masa (Sivrisinek)” adındaki şiir kitabını yayınladı. Bu kitapta da kendi şiirleri yanında Krilov, Puşkin ve yazanı belirtilmeyen Rus şairlerinden tercümeler yer almaktaydı. Kazak halkının bağımsızlık yolunda vereceği mücadelenin edebi manifestosu niteliğindeki eser, 20.yüzyılın başında Kazak gençleri arasında slogan haline dönüştü.[1]

Kazakistan'ın sosyal ve kültürel hayatında gördüğü olumsuzlukları ve eğitim hayatına dair önerilerini 1911 yılında çıkarılmaya başlayan Aykap dergisinde yayımladı. Bu derginin yetersiz kalması üzerine 2 Şubat 1913 tarihinde Orenburg haftalık Kazak gazetesi yayınlanmaya başladı. Baytursun gazetede baş redaktörlük görevini üstlendi. Gazete, 1915 yılından itibaren haftada iki sefer yayınlanıp irajı 8000'e kadar yükseldi. Hükûmet organları tarafından gazeteye pek çok kere para cezası verildi, para cezasını ödeyemediği için cezaevine giren Baytursun, her defasında para cezaları okuyucular tarafından ödenerek serbest bıraktırıldı.[2] Gazete, 1918 yılında Bolşevikler tarafından kapatılıncaya kadar toplam 256 sayısı yayınlandı.[1]

1917'de Kazak gazetesinden ayrılan Baytursun, siyaset ile uğraştı. Şubat Devrimi ile hareketlenen siyasi ortamda Bölgesel Kazak kongrelerinin toplanmasında ve bu kongrelerde eğitimle ilgili kararların alınmasında etkili oldu. Bölgesel Kazak kongrelerinden sonra toplanan I. Genel Kazak Kongresinde başkan yardımcılığını üstlendi. Ardından Alaş partisinin kurulmasında ve programının hazırlanmasında da görev aldı. Ekim ihtilalinden sonra kurulan Alaş Orda hükûmetinde Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Kazak ilk ve orta okullarında okutulacak kitapların hazırlanması görevini de üstlendi. Hazırladığı kitaplar 1930'lu yıllara kadar birçok baskısı yapılarak okullarda okutuldu.

Bolşeviklerin Kazakistan'a hakim olmasından sonra Alaş partisinden ve Alaşorda Hükûmeti'nden istifa etti. Rusya Komünist Partisi'ne girerek kurulan yeni hükûmette eğitimci olarak görev aldı. Kazak ülkesini yöneten askeri devrim komitesinin bir üyesi olarak Lenin'le yüz yüze görüşen Baytursun, Kazak ülkesinin siyasi ve ekonomik durumu hakkında bilgi vermiş ve eğitim konusundaki güçlükleri anlattı.[2] 1922-1925 yılları arasında Kazakistan eğitim komiserliği bünyesindeki ilmi-edebi komisyonun başkanlığını ve Kazak ülkesini araştırma vakfının başkanlığını yürüttü.

1926-1928 yılları arasında Taşkent'teki Kazak pedagoji Enstitüsü'nde, 1929 yılında ise Almatı Kazak Memleket Üniversitesinde ders verdi. 1929 yılında milliyetçilik suçuyla tutuklandı ve rektörün emri ile işinden atıldı. Bunun sebebi, kolhozlaştırma sebebiyle Kazakistan'daki göçebe Kazakların mallarının ellerinden alınmasına açıkça muhalefet etmesi idi. Tutuklandıktan sonra kendisi Arhangelsk vilayetine eşi; Batı Sibirya'ya, kızı ise Tomsk vilayetine sürüldü. Maksim Gorki'nin eşi Peşkova'nın çabalarıyla 1934 yılında Almata'ya dönmelerinden sonra Baytursun, mesleğiyle ilgili hiçbir işe kabul edilmedi. Bir doktorun yanında çalışarak ailesini geçindirmeye uğraştı.[2] 1937 yılında tekrar tutuklandı ve 8 Aralık 1937'de kurşuna dizilerek idam edildi. Mezarının nerede olduğu bilinmiyor.

Gorbaçov'un Sovyetler Birliği devlet başkanı olmasından sonra Kazak SSC'nin yüksek mahkemesi 4 Ekim 1988'de Ahmet Baytursun'un hiçbir suçu olmadığına ve aklanmasına karar vererek itibarını iade etmiştir. O günden itibaren Ahmet Baytursunoğlu hakkında pek çok çalışma yapılmış; eserleri yayımlanmış; makaleleri, nasihatları, edebi ve ilmî çalışmaları araştırmacılar tarafından derlenmiştir.[5] Hatta Kazak Türkçesinde yer alan özellikle Rusça kelimelere karşılık olarak sunduğu terimlere dilciler araştırmalarında yer vererek onun mirasını yaşatmaya başlamışlardır.[5]

Almatı'daki evi müzeye çevrilmiştir. 1996'da Kazaskitan'ın önemli üniversitelerinden birisi olan Kostanay Devlet Üniversitesi'ne adı verilmiştir.[6]