Yahya b. Abdullatif Kazvnî'nin LÜBBÜ'T-TEVÂRÎH Adlı Eserine Göre Kara-Koyunlu Devleti Tarihi, Tarih Araştırmaları Dergisi, C.40/S.70, 2021, s.129-147 , 2021
Özet
Safevî dönemi tarihçisi Yahya b. Abdullatif Kazvînî, 885(1481) yılında Kazvîn’de dünyaya gel... more Özet
Safevî dönemi tarihçisi Yahya b. Abdullatif Kazvînî, 885(1481) yılında Kazvîn’de dünyaya geldi. Lübbü’t-Tevârîh isimli eserini Şah İsmail’in dördüncü oğlu Behram Mirza adına kaleme aldı. Adı geçen eser genel bir tarih kitabıdır. Müellif, eserinin üçüncü bölümünde Kara-Koyunlu Devleti’nin tarihini de kaleme almıştır. Kara-Koyunlu Devleti Dönemi’nde resmi tarih yazıcılığının gelişmemesi mezkûr devletin tarihini öğrenebilmek için araştırmacıları diğer devletlerin kroniklerine başvurmaya mecbur bırakmaktadır. Bu minvalde Safevî Dönemi kronikleri önem arz etmektedir. Bu açıdan Kara-Koyunlu Devleti’nin inkırazının üzerinden bir asır geçmeden kaleme alınan Lübbü’t-Tevârîh adlı eser, adı geçen devletin tarihi için birinci derecede önem arz eden kaynaklardandır. Bu çalışmada Kara-Koyunlu Devleti’nin tarihi özet olarak anlatıldıktan sonra Yahya b. Abdullatif Kazvînî ve Lübbü’t-Tevârîh adlı eser hakkında bilgi verilmiştir. Ardından Lübbü’t-Tevârîh’in Tahran’da neşredilen üç nüshası karşılaştırılarak tercüme edilmiştir. Bunun yanında Kara-Koyunlular hakkında diğer kronikler ve tetkik eserlerdeki bilgiler ile yapılan tercüme tamamlanmaya çalışılmıştır.
The Safavid historian Yahya b. Abdullatif Kazvînî was born in 885 (1481) in Kazvîn. He wrote his work named Lübbü't-Tevârîh on behalf of Shah Ismail's fourth son Behram Mirza. The mentioned work is a general history book. The author also penned the history of the Qara-Qoyunlu State in the third part of his work.The fact that official historiography did not develop during the period of the Black-Sheep State forces researchers to apply to the chronicles of other states in order to learn the history of the aforementioned state. In this respect, the Safavid Chronicles are important. In this respect, Lübbü't-Tevârîh, which was written less than a century after the decline of the Qara-Qoyunlu State, is one of the primary sources for the history of the aforementioned state. In this study, after briefly describing the history of Qara-Qoyunlu State, information was given about the work named Lübbü’t Tevarih and Abdüllatif Kazvini. Later, three copies of Lübbü't-Tevârîh published in Tehran were compared and translated. In addition, the translation made with the information in the other chronicles and the study works about the Qara-Qoyunlu was tried to be completed.
Key Words: Yahya b. Abdullatif Kazvînî, Lübbü’t-Tevârîh, the Qara-Qoyunlu.
Uploads
Papers by Kazım Paydaş
Osmanlı Devletinde ilk dönemlerden itibaren bir bölgede buranın yönetimi için bulunan başlıca iki yöneticiden biri padişahın icra kuvvetinin temsilcisi bey iken, diğer biri yargı kuvvetinin temsilcisi “kadı” idi. Kaza birimlerinde en büyük adlî ve sivil amir olarak bulunan kadılar, adlî, idarî ve beledî olmak üzere oldukça geniş görev ve yetkilere sahiptiler. Pek mühim vazifeleri olan kadılara mahkeme işlerinde yardımcı olacak naip, müftü, muhzır gibi görevliler ile diğer bazı hususlarda yardımcı olacak muhtesip, pazarbaşı, mimarbaşı gibi hizmetliler vardı. Ele alınan dönemde Ruha kazasına tayin edilen kadılar da oldukça geniş bir yetkiye sahip olup, ayrıca bunlar şehirde cereyan eden bazı önemli vakalarda keşif heyetiyle birlikte olay mahalline bizzat kendileri giderek detaylı araştırmada bulunurlardı. Bu çalışmada 1629-1631 yılları arasında Osmanlı taşrası Ruha’da görevlendirilen başlıca iki yönetici bey ve kadı ile idari yapı içerisinde yer alan diğer görevliler hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda araştırmada istifade edilen en önemli kaynak, Ruha (Urfa)’ya ait kadı sicillerinden H. 1039-1040 tarihli 207 numaralı defter olmuştur. Söz konusu kadı sicilinin yanı sıra eldeki verileri destekleyici mahiyette olan alana münhasır diğer çalışmalardan yararlanılmış, ayrıca gerekli görülen yerlerde XVII. yüzyılın önemli kaynaklarından risale ve seyahatnamelere müracaat edilmiştir. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi neticesinde incelenen yıllarda Ruha’da idarî mekanizmayı yürüten görevlilerin kim oldukları, ne gibi görevler icra ettikleri ve bunlarla ilgili bazı önemli hususlar ulaşılan sonuçlardan olmuştur.
Safevî dönemi tarihçisi Yahya b. Abdullatif Kazvînî, 885(1481) yılında Kazvîn’de dünyaya geldi. Lübbü’t-Tevârîh isimli eserini Şah İsmail’in dördüncü oğlu Behram Mirza adına kaleme aldı. Adı geçen eser genel bir tarih kitabıdır. Müellif, eserinin üçüncü bölümünde Kara-Koyunlu Devleti’nin tarihini de kaleme almıştır. Kara-Koyunlu Devleti Dönemi’nde resmi tarih yazıcılığının gelişmemesi mezkûr devletin tarihini öğrenebilmek için araştırmacıları diğer devletlerin kroniklerine başvurmaya mecbur bırakmaktadır. Bu minvalde Safevî Dönemi kronikleri önem arz etmektedir. Bu açıdan Kara-Koyunlu Devleti’nin inkırazının üzerinden bir asır geçmeden kaleme alınan Lübbü’t-Tevârîh adlı eser, adı geçen devletin tarihi için birinci derecede önem arz eden kaynaklardandır. Bu çalışmada Kara-Koyunlu Devleti’nin tarihi özet olarak anlatıldıktan sonra Yahya b. Abdullatif Kazvînî ve Lübbü’t-Tevârîh adlı eser hakkında bilgi verilmiştir. Ardından Lübbü’t-Tevârîh’in Tahran’da neşredilen üç nüshası karşılaştırılarak tercüme edilmiştir. Bunun yanında Kara-Koyunlular hakkında diğer kronikler ve tetkik eserlerdeki bilgiler ile yapılan tercüme tamamlanmaya çalışılmıştır.
The Safavid historian Yahya b. Abdullatif Kazvînî was born in 885 (1481) in Kazvîn. He wrote his work named Lübbü't-Tevârîh on behalf of Shah Ismail's fourth son Behram Mirza. The mentioned work is a general history book. The author also penned the history of the Qara-Qoyunlu State in the third part of his work.The fact that official historiography did not develop during the period of the Black-Sheep State forces researchers to apply to the chronicles of other states in order to learn the history of the aforementioned state. In this respect, the Safavid Chronicles are important. In this respect, Lübbü't-Tevârîh, which was written less than a century after the decline of the Qara-Qoyunlu State, is one of the primary sources for the history of the aforementioned state. In this study, after briefly describing the history of Qara-Qoyunlu State, information was given about the work named Lübbü’t Tevarih and Abdüllatif Kazvini. Later, three copies of Lübbü't-Tevârîh published in Tehran were compared and translated. In addition, the translation made with the information in the other chronicles and the study works about the Qara-Qoyunlu was tried to be completed.
Key Words: Yahya b. Abdullatif Kazvînî, Lübbü’t-Tevârîh, the Qara-Qoyunlu.
Kengeş meclisi çoğunlukla devletin önemli meselelerini görüşmek için toplanıyordu. Kengeş meclisi hükümdar başkanlığında toplandığı zaman, hükümdar meclisin kararı üzerinde büyük etkiye sahip oluyordu. Kengeş meclisleri hükümdarın katılımı dışında toplanmış ise o anda en yetkili şehzade yoksa önemli bir konumda olan emirin yönetiminde toplanıp karar alabilirdi. Savaş kararı, genellikle kengeş meclisinde verilmekteydi. Ancak meclisin çoğunluk kararına rağmen son sözü hükümdar söylerdi. Bu açıdan kengeş meclisinde alınan kararların hükümdar üzerinde bağlayıcı etkisi bulunmamaktaydı. Ayrıca, kengeş meclisine bazen ve gerektiğinde hatunların da başkanlık etmeleri eski Türk devletlerinde kadına verilen önemi göstermesi açısından mühimdir. Bu çalışmada kengeş meclisinin kökeni irdelendikten sonra Timurlular özellikle de Emir Timur Dönemi’nde kengeş meclisinin işleyişi ve önemine vurgu yapılmaya çalışılmıştır. Ardından da Ak-Koyunlu ve Kara-Koyunlu Türkmenlerinde kengeş meclisinin işleyişi ve önemi üzerinde durulmaktadır.
In the Turkish state tradition, there is a consultation council known as kengeş or congress. The first structure of this assembly is also seen in the Asian Hun State. The kengesh council, which was present in the old Turkish states, was also in the Timurid, Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu state structure. Kengesh means to consult or negotiate. In Timurids, The Qara-Qoyunlu, and The Aq-Qoyunlu, the ruler, the ruler's brothers, sons, wives, tribal chiefs and military commanders held kengesh assemblies to deal with state related issues. Especially during the Timurid period, the kengesh council was of great importance. Although Emir Timur maintained his dominance with strict orders, he did not neglect to organize the kengesh. While establishing the Emir Timur state, he constantly emphasized the importance of not doing business without consultation. The kengesh assemblies held during the Timurid period were a continuation of the consultation assemblies held in the old Turks period. After Emir Timur’s death, the tradition of holding kengesh councils continued in the Timurid State. The tradition of kengesh arrangement, which was also practiced among the Aq-Qoyunlu Turkmen, inherited them from the Timurids. Likewise, kengesh assemblies were held in the Qara-Qoyunlu State. In addition, the Mirzas also held kengesh councils to determine the person they wanted to succeed them in the regions they ruled independently. In addition, the kengesh council was also convened during the war. In some cases, the monarch also applied his own opinion outside of the council’s decision.
Kengesh council would often meet to discuss important matters of the state. When the kengesh council met under the chairmanship of the monarch, the monarch would have a great influence on the decision of the council. When kengesh assemblies met without the participation of the monarch, if the most authoritative prince was not present, they could meet and make decisions under the leadership of the eminent emir. The war decision was usually made in the kengesh council. However, despite the majority decision of the assembly, the monarch had the last word. In this respect, the decisions taken in the kengesh council did not have a binding effect on the monarch. In addition, it is important that women preside over the kengesh council sometimes and when necessary, in terms of showing the importance given to women in the old Turkish states. In this study, after examining the origin of the kengesh council, it has been tried to emphasize the functioning and importance of the kengesh council in the Timurids, especially in the Emir Timur Period. Then, the functioning and importance of the kengesh council in Aq-Qoyunlu and Qara-Qoyunlu Turkmens is emphasized.
Keywords: Timurid, Aq-Qoyunlu, Qara-Qoyunlu, Kengesh, Parliament.
Kara-Koyunlu ve Ak-Koyunlu devletlerinde hükümdarlarının temayüllerine bağlı olarak Ermenilere karşı farklı tutumlar sergilenmiştir. Örneğin Ak-Koyunlu hükümdarı Kara-Yülük Osman Bey’in Ermeniler ve Hristiyanlık dinine karşı iyi bir tutum içerisinde olduğu ve onun egemenliği altında bulunan Hristiyanlarında bu durumdan memnun olduğu görülmektedir. Nitekim pek az istisna dışında Ermeni kaynakları Kara Osman’ın Hristiyan topluluklara karşı davranışını övmektedirler. Benzer şekilde bir Ermeni kaynağında Kara-Koyunlu Kara Yusuf’un, bir Müslüman olmakla birlikte Hristiyanlara,
papazlara ve kiliselere karşı hayırsever bir zat olduğu ifadesi kullanılmıştır. Kara-Koyunlu ve Ak-Koyunlu Devletlerinin büyüklü küçüklü kent merkezleri ve diğer yerleşim yerlerinde yaşayan Ermeniler ekonomik faaliyetler içinde yer alarak ticaret ile uğraşmaktaydılar. Kara-Koyunlu ve Ak-Koyunlu Devletlerinde yaşayan Ermeniler kiliseler ve diğer dini mekânlarında rahat bir şekilde dini gereklerini yerine getirebilmekteydiler.
Armenians were also under the administration of the Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu States. In the Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu States, different attitudes towards Armenians were displayed depending on the tendencies of their rulers. For example, it is seen that the ruler of Aq-Qoyunlu, Kara-Yülük Osman Bey, had a good attitude towards Armenians and the religion of Christianity and that the Christians who were under his rule were satisfied with this situation. Thus, with very few exceptions, Armenian sources praise Qara Othman’s behavior towards Christian communities. Similarly, in an Armenian source, it was stated that Qara Yusuf from Qara-Qoyunlu was a philanthropist person against Christians, priests and churches although he was a Muslim. Armenians living in large and small city centers and other settlements of the Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu were engaged in trade by taking part in economic activities. Armenians living in the Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu states could comfortably fulfill their religious requirements in churches and other religious places.
Keywords: Qara-Qoyunlu, Aq-Qoyunlu, Armenians, State, Christian.
Osmanlı Devletinde ilk dönemlerden itibaren bir bölgede buranın yönetimi için bulunan başlıca iki yöneticiden biri padişahın icra kuvvetinin temsilcisi bey iken, diğer biri yargı kuvvetinin temsilcisi “kadı” idi. Kaza birimlerinde en büyük adlî ve sivil amir olarak bulunan kadılar, adlî, idarî ve beledî olmak üzere oldukça geniş görev ve yetkilere sahiptiler. Pek mühim vazifeleri olan kadılara mahkeme işlerinde yardımcı olacak naip, müftü, muhzır gibi görevliler ile diğer bazı hususlarda yardımcı olacak muhtesip, pazarbaşı, mimarbaşı gibi hizmetliler vardı. Ele alınan dönemde Ruha kazasına tayin edilen kadılar da oldukça geniş bir yetkiye sahip olup, ayrıca bunlar şehirde cereyan eden bazı önemli vakalarda keşif heyetiyle birlikte olay mahalline bizzat kendileri giderek detaylı araştırmada bulunurlardı. Bu çalışmada 1629-1631 yılları arasında Osmanlı taşrası Ruha’da görevlendirilen başlıca iki yönetici bey ve kadı ile idari yapı içerisinde yer alan diğer görevliler hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda araştırmada istifade edilen en önemli kaynak, Ruha (Urfa)’ya ait kadı sicillerinden H. 1039-1040 tarihli 207 numaralı defter olmuştur. Söz konusu kadı sicilinin yanı sıra eldeki verileri destekleyici mahiyette olan alana münhasır diğer çalışmalardan yararlanılmış, ayrıca gerekli görülen yerlerde XVII. yüzyılın önemli kaynaklarından risale ve seyahatnamelere müracaat edilmiştir. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi neticesinde incelenen yıllarda Ruha’da idarî mekanizmayı yürüten görevlilerin kim oldukları, ne gibi görevler icra ettikleri ve bunlarla ilgili bazı önemli hususlar ulaşılan sonuçlardan olmuştur.
Safevî dönemi tarihçisi Yahya b. Abdullatif Kazvînî, 885(1481) yılında Kazvîn’de dünyaya geldi. Lübbü’t-Tevârîh isimli eserini Şah İsmail’in dördüncü oğlu Behram Mirza adına kaleme aldı. Adı geçen eser genel bir tarih kitabıdır. Müellif, eserinin üçüncü bölümünde Kara-Koyunlu Devleti’nin tarihini de kaleme almıştır. Kara-Koyunlu Devleti Dönemi’nde resmi tarih yazıcılığının gelişmemesi mezkûr devletin tarihini öğrenebilmek için araştırmacıları diğer devletlerin kroniklerine başvurmaya mecbur bırakmaktadır. Bu minvalde Safevî Dönemi kronikleri önem arz etmektedir. Bu açıdan Kara-Koyunlu Devleti’nin inkırazının üzerinden bir asır geçmeden kaleme alınan Lübbü’t-Tevârîh adlı eser, adı geçen devletin tarihi için birinci derecede önem arz eden kaynaklardandır. Bu çalışmada Kara-Koyunlu Devleti’nin tarihi özet olarak anlatıldıktan sonra Yahya b. Abdullatif Kazvînî ve Lübbü’t-Tevârîh adlı eser hakkında bilgi verilmiştir. Ardından Lübbü’t-Tevârîh’in Tahran’da neşredilen üç nüshası karşılaştırılarak tercüme edilmiştir. Bunun yanında Kara-Koyunlular hakkında diğer kronikler ve tetkik eserlerdeki bilgiler ile yapılan tercüme tamamlanmaya çalışılmıştır.
The Safavid historian Yahya b. Abdullatif Kazvînî was born in 885 (1481) in Kazvîn. He wrote his work named Lübbü't-Tevârîh on behalf of Shah Ismail's fourth son Behram Mirza. The mentioned work is a general history book. The author also penned the history of the Qara-Qoyunlu State in the third part of his work.The fact that official historiography did not develop during the period of the Black-Sheep State forces researchers to apply to the chronicles of other states in order to learn the history of the aforementioned state. In this respect, the Safavid Chronicles are important. In this respect, Lübbü't-Tevârîh, which was written less than a century after the decline of the Qara-Qoyunlu State, is one of the primary sources for the history of the aforementioned state. In this study, after briefly describing the history of Qara-Qoyunlu State, information was given about the work named Lübbü’t Tevarih and Abdüllatif Kazvini. Later, three copies of Lübbü't-Tevârîh published in Tehran were compared and translated. In addition, the translation made with the information in the other chronicles and the study works about the Qara-Qoyunlu was tried to be completed.
Key Words: Yahya b. Abdullatif Kazvînî, Lübbü’t-Tevârîh, the Qara-Qoyunlu.
Kengeş meclisi çoğunlukla devletin önemli meselelerini görüşmek için toplanıyordu. Kengeş meclisi hükümdar başkanlığında toplandığı zaman, hükümdar meclisin kararı üzerinde büyük etkiye sahip oluyordu. Kengeş meclisleri hükümdarın katılımı dışında toplanmış ise o anda en yetkili şehzade yoksa önemli bir konumda olan emirin yönetiminde toplanıp karar alabilirdi. Savaş kararı, genellikle kengeş meclisinde verilmekteydi. Ancak meclisin çoğunluk kararına rağmen son sözü hükümdar söylerdi. Bu açıdan kengeş meclisinde alınan kararların hükümdar üzerinde bağlayıcı etkisi bulunmamaktaydı. Ayrıca, kengeş meclisine bazen ve gerektiğinde hatunların da başkanlık etmeleri eski Türk devletlerinde kadına verilen önemi göstermesi açısından mühimdir. Bu çalışmada kengeş meclisinin kökeni irdelendikten sonra Timurlular özellikle de Emir Timur Dönemi’nde kengeş meclisinin işleyişi ve önemine vurgu yapılmaya çalışılmıştır. Ardından da Ak-Koyunlu ve Kara-Koyunlu Türkmenlerinde kengeş meclisinin işleyişi ve önemi üzerinde durulmaktadır.
In the Turkish state tradition, there is a consultation council known as kengeş or congress. The first structure of this assembly is also seen in the Asian Hun State. The kengesh council, which was present in the old Turkish states, was also in the Timurid, Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu state structure. Kengesh means to consult or negotiate. In Timurids, The Qara-Qoyunlu, and The Aq-Qoyunlu, the ruler, the ruler's brothers, sons, wives, tribal chiefs and military commanders held kengesh assemblies to deal with state related issues. Especially during the Timurid period, the kengesh council was of great importance. Although Emir Timur maintained his dominance with strict orders, he did not neglect to organize the kengesh. While establishing the Emir Timur state, he constantly emphasized the importance of not doing business without consultation. The kengesh assemblies held during the Timurid period were a continuation of the consultation assemblies held in the old Turks period. After Emir Timur’s death, the tradition of holding kengesh councils continued in the Timurid State. The tradition of kengesh arrangement, which was also practiced among the Aq-Qoyunlu Turkmen, inherited them from the Timurids. Likewise, kengesh assemblies were held in the Qara-Qoyunlu State. In addition, the Mirzas also held kengesh councils to determine the person they wanted to succeed them in the regions they ruled independently. In addition, the kengesh council was also convened during the war. In some cases, the monarch also applied his own opinion outside of the council’s decision.
Kengesh council would often meet to discuss important matters of the state. When the kengesh council met under the chairmanship of the monarch, the monarch would have a great influence on the decision of the council. When kengesh assemblies met without the participation of the monarch, if the most authoritative prince was not present, they could meet and make decisions under the leadership of the eminent emir. The war decision was usually made in the kengesh council. However, despite the majority decision of the assembly, the monarch had the last word. In this respect, the decisions taken in the kengesh council did not have a binding effect on the monarch. In addition, it is important that women preside over the kengesh council sometimes and when necessary, in terms of showing the importance given to women in the old Turkish states. In this study, after examining the origin of the kengesh council, it has been tried to emphasize the functioning and importance of the kengesh council in the Timurids, especially in the Emir Timur Period. Then, the functioning and importance of the kengesh council in Aq-Qoyunlu and Qara-Qoyunlu Turkmens is emphasized.
Keywords: Timurid, Aq-Qoyunlu, Qara-Qoyunlu, Kengesh, Parliament.
Kara-Koyunlu ve Ak-Koyunlu devletlerinde hükümdarlarının temayüllerine bağlı olarak Ermenilere karşı farklı tutumlar sergilenmiştir. Örneğin Ak-Koyunlu hükümdarı Kara-Yülük Osman Bey’in Ermeniler ve Hristiyanlık dinine karşı iyi bir tutum içerisinde olduğu ve onun egemenliği altında bulunan Hristiyanlarında bu durumdan memnun olduğu görülmektedir. Nitekim pek az istisna dışında Ermeni kaynakları Kara Osman’ın Hristiyan topluluklara karşı davranışını övmektedirler. Benzer şekilde bir Ermeni kaynağında Kara-Koyunlu Kara Yusuf’un, bir Müslüman olmakla birlikte Hristiyanlara,
papazlara ve kiliselere karşı hayırsever bir zat olduğu ifadesi kullanılmıştır. Kara-Koyunlu ve Ak-Koyunlu Devletlerinin büyüklü küçüklü kent merkezleri ve diğer yerleşim yerlerinde yaşayan Ermeniler ekonomik faaliyetler içinde yer alarak ticaret ile uğraşmaktaydılar. Kara-Koyunlu ve Ak-Koyunlu Devletlerinde yaşayan Ermeniler kiliseler ve diğer dini mekânlarında rahat bir şekilde dini gereklerini yerine getirebilmekteydiler.
Armenians were also under the administration of the Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu States. In the Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu States, different attitudes towards Armenians were displayed depending on the tendencies of their rulers. For example, it is seen that the ruler of Aq-Qoyunlu, Kara-Yülük Osman Bey, had a good attitude towards Armenians and the religion of Christianity and that the Christians who were under his rule were satisfied with this situation. Thus, with very few exceptions, Armenian sources praise Qara Othman’s behavior towards Christian communities. Similarly, in an Armenian source, it was stated that Qara Yusuf from Qara-Qoyunlu was a philanthropist person against Christians, priests and churches although he was a Muslim. Armenians living in large and small city centers and other settlements of the Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu were engaged in trade by taking part in economic activities. Armenians living in the Qara-Qoyunlu and Aq-Qoyunlu states could comfortably fulfill their religious requirements in churches and other religious places.
Keywords: Qara-Qoyunlu, Aq-Qoyunlu, Armenians, State, Christian.