Academia.eduAcademia.edu

Amerikadaki Giresun-Göç Kültür ve Din

2019, Bir Yayıncılık

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.

MUSTAFA BAKIRCI, Giresun doğumlu olan yazar ilk ve orta öğrenimini Giresun’da tamamladı. 1997 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 2001 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını, 2010 yılında da yine Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Anabilim Dalı’nda doktora eğitimini tamamladı. 2014-2015 yılları içinde Amerika Birleşik Devletleri’nde George Washington Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde post doktora yaptı. Daha önce Artvin Çoruh Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde, Ordu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde çalışmış olan yazar, halen Giresun Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde çalışmaya devam etmektedir. AMERİKA’DAKİ GİRESUN Göç, Kültür ve Din Mustafa Bakırcı İçindekiler Bir Yayıncılık Oruç Reis Mah. Tekstilkent Cad. Tekstilkent Sitesi B-05 Apt. No:10 Ah-104 Esenler/İSTANBUL Tel: 0212 438 66 33 www.biryayincilik.com [email protected] içdüzen: tekin öztürk kapak: ömer faruk yıldız kapak fotoğrafı: mustafa bakırcı Ön Söz ...........................................................................................................7 Giriş .........................................................................................................11 Konu ve Problem............................................................................................13 Kavramlar ve Kuramlar ..................................................................................17 Literatür .........................................................................................................22 Araştırmanın Yöntemi ve Süreci ....................................................................29 Alana ve Araştırmaya Dair Bazı Notlar...........................................................34 Yağlıdere’den ABD’ye Göçün Hikâyesi: Ağa Köprüsü’nden Brooklyn Köprüsü’ne......................................................................................36 Sebahattin Aydın’ın Hikâyesi ..........................................................................44 Ömer Kılıç’ın (Ömer Hoca) Hikâyesi..............................................................58 Rabiye Kılıç’ın Hikâyesi...................................................................................62 Hüseyin Günaydın’ın (Onbaşı Hüseyin) Hikâyesi..........................................66 Mustafa Bayram’ın (Hostes Mustafa) Hikâyesi.............................................67 Emin Günaydın’ın Hikâyesi ............................................................................70 Mustafa Kılıç’ın (Ecevit Mustafa) Hikâyesi ....................................................72 Saynur Ceylan’ın Hikâyesi ..............................................................................76 Halil Önal’ın Anlattıkları...................................................................................80 Müzeyyen Güler ve Lisa Dicarlo’nun Çalışmalarında Lefter’in Hikâyesi ......84 Lefter Çember’in Hayatıyla İlgili Genel Bir Değerlendirme ...........................87 baskı-cilt: akpınar huzur yayındağıtım paz.tic.ltd.şti. alemdar mah. çatalçeşme sk. yücer han no:46/1 fatih/istanbul matbaa sertifika no: 44713 Bölüm 1: SOSYOKÜLTÜRELHAYAT ..............................................................91 Amerika: Düzen, Özgürlük; Herkes Yerli, Herkes Yabancı ............................93 Ev: Pancar, Perde, Shopping, Off Günü ..................................................... 116 AMERİKA’DAKİ GİRESUN Göç, Kültür ve Din MUSTAFA BAKIRCI ısbn: 978-605-80192-0-1 bir yayıncılık: 33 sosyoloji: 9 birinci baskı: ekim 2019 ikinci baskı: aralık 2019 yayınevi sertifika no: 32601 © 2018, 3D Basım Yayın Dağıtım Reklamcılık Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti Kitabın tüm yayın hakları 3D Basım Yayın Dağıtım Reklamcılık Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak kısa alıntılar dışında, yayıncının izni olmaksızın hiçbir elektronik, optik veya mekanik araçla çoğaltılamaz. 6 amerika’daki giresun Aile ve Yeni Nesiler: Sığınaktaki Endişe...................................................... 127 “Başka” Hayatlar: Formalite Evlilikler, Müzmin Bekârlıklar, Kaçak Hayatlar ............................................................................................. 151 Çalışma Hayatı: Painting, Construction, Diner, Truck, Gaz Station, Pizza ...................................................................................................... 157 Millî Kimlik: Giresunluyum, Türküm, Amerikalıyım ................................... 178 Hemşeri Dernekleri: Ne Yapıyoruz Hemşerim Ne Yapalım Hemşerim ..... 198 Kahvehaneler: Biraz Sohbet, Biraz İçki, Biraz Yemek ................................ 208 Bölüm 2: DİNİ HAYAT ................................................................................. 213 ABD’de İslam ve Camiler: Özgürlük ve Endişe .......................................... 215 Giresunlu Göçmenlerin Camileri: Bayram, Cuma, Gusül .......................... 224 Diyanet Hizmetleri: “Güvenilir ama Yetersiz” ............................................. 239 Dinî Hayat: Önemli, Vazgeçilmez ama Zor ................................................. 255 Sonuç ...................................................................................................... 287 Kaynakça ...................................................................................................... 299 Ek 1: Bazı Görüşmecilere Ait Bilgiler .......................................................... 309 Ek 2: Extended Summary ........................................................................... 319 Ön Söz En başta bu çalışmanın benim için zor ve sıkıntılı zamanlar yaşatmasının yanında, bir o kadar da keşfedici, heyecanlı ve akademik hayatıma önemli katkısı olan bir çalışma olduğunu ifade etmek isterim. Teşekkürü en fazla hak eden kişinin eşim Yasemin Bakırcı olduğunu en başta belirtmem gerekir. Sadece bu çalışmamda değil, lise sonrasındaki bütün eğitim hayatımda yanımda oldu ve hep “bir öğrenci” ile yaşamak zorunda/durumunda kaldı. En son bu araştırmada, 9 ay boyunca Washington D.C.’den Boston’a, Atlas Okyanusu’nun kıyılarından Kanada sınırına kadar yaklaşık 25 bin kilometrelik yolculuğu beraber yaptık. Navigasyona baktı, yiyecek ve içeceklerimizle ilgilendi, fotoğraf çekti, âdeta araştırma asistanlığı yaptı. Kendisi olmasa, her ne kadar hemşerilerim de olsa, ABD’deki Giresunluların ev hayatlarına bu kadar yakından şahit olamaz, kadın görüşmecilere bu kadar rahat ulaşamaz ve kitabın içinde çok azına yer verdiğim binlerce fotoğrafa sahip olamazdım. Onun sayesinde birçok eve, kahvaltıya, yemeğe davet edildik ve bu sayede görüşmeler ve gözlem yapma imkânı buldum. Yine bütün akademik hayatımın zorluklarına katlanan çocuklarım Ahmet Yasir, Mehmet Akif ve Zehra’ya da teşekkür ediyorum. Üzerimde ödenemez emekleri bulunan annem Sedakat Bakırcı’ya minnet, şükran ve rahmet dilerken, babam Selahattin Bakırcı’ya da minnet, şükran ve sağlıklı uzun ömür diliyorum. 8 amerika’daki giresun Bu araştırma TÜBİTAK desteğiyle gerçekleştirildi. TÜBİTAK’ın desteği olmasaydı, eşimle birlikte dünyanın bir ucuna gidip, aylarca alan çalışması yapmak benim için sadece bir hayal olabilirdi. Bu açıdan bu kitabın hem doğup büyüdüğüm memleketin insanlarına hem de TÜBİTAK’a bir vefa borcu olduğunu da düşünüyorum. Bu vesileyle TÜBİTAK’a böyle bir çalışmayı ortaya koymama imkân verdiği için teşekkür ediyorum. Bu araştırmayı yapabilmem için gönderdiğim araştırma projemi kabul eden George Washington Üniversitesi’ne, Sosyoloji Bölümünün Değerli Bölüm Başkanı Gregory D. Squires’e, danışmanlığımı yürüten Hiromi Ishizawa’ya ve birçok konuda yardımını esirgemeyen bölüm sekreteri Octavia Kelsey’e de teşekkür ederim. Teşekkür etmem gerekenlerden biri de hiç şüphesiz, ABD’ye bulunduğum sürede Washington Din Hizmetleri Müşaviri olarak görev yapan Dr. Yaşar Çolak’tır. Havaalanından alınmamızdan, geçici olarak misafir edilmemize kadar birçok konuda yardımcı oldu ve Müşavirliğin birçok programına katılmama fırsat verdi. ABD, Türk göçmenler ve ABD’deki din hizmetleriyle ilgili kendisinden istifade ettim. Alan çalışmam boyunca Giresunlu hemşerilerimden son derece yakın ilgi gördüm ve her konuda yardımcı oldular. Araştırmam boyunca evlerini, gönüllerini açan ABD’deki Giresunlu hemşerilerimin hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hepsinin adına bazılarının adını özellikle zikretmek istiyorum. ABD’ye ilk giden Giresunlulardan olan Ömer Kılıç (Ömer Hoca) ve eşi Rabiye Teyze hem Lefter ile ilgili hem de diğer konularda verdikleri bilgilerle araştırmaya çok büyük katkı sağladılar. Selimiye Camii Dernek Başkanı Yener Hendenoğlu ve eşi Nazmiye Hanım bizleri birçok kez misafir ettiler ve görüşmelerimizde yardımcı oldular. Yener Bey olmasa, ABD’ye ilk giden kişilerden olan Mustafa Kılıç (Ecevit Mustafa) ile görüşme ve Manhattan’da, East River üzerinde, Ecevit Mustafa’ya ait bir gemide 4 Temmuz kutlamalarını seyretme imkânı bulamazdık. Aynı şekilde İsmail ön söz 9 Hendenoğlu, eşi Zahide Hanım ve son haftamızda bizim için salonda uyumak zorunda kalan çocukları Nisanur ve Mahmut’a da ayrıca teşekkür ediyorum. Bu çalışmadan sonra vefat haberlerini aldığım Yunus Özbay ve İbrahim Yıldız’a da Allah’tan rahmet diliyorum. Yunus Bey ve Eşi Ayşe Hanım ilk görüşme yaptığım kişilerdi. Yunus Bey bizi Pizza/Bagel işi yaptığı iş yerine davet etti ve kahvaltı ikramıyla birlikte hem yaptığı iş konusunda hem de Giresunlu göçmenlerle ilgili birçok bilgiyi bizimle paylaştı. Türk Amerikan Giresunlular Derneği Başkanı Nurettin Oflu Bey birçok konuda yardımcı oldu, bizleri birçok kez dernekte ve derneğin farklı organizasyonlarında misafir etti. Elbette Giresun’dan getirttiği bir kasa hamsiyle evinde verdiği hamsi ziyafetine davetini de zikretmem gerekir. Long Island’daki çalışmalarımda yardımcı olan New York Giresunlular Derneği Başkanı Savaş Şahin’e ve ailesine, bizleri evlerinde misafir eden İlhami Arslan ve ailesine ve yine Long Island bölgesindeki çalışmalarda bizleri misafir edip araştırmaya değerli katkılar sunan Fatma Kurun Hanımefendi’ye, Massachusetts eyaletindeki çalışmalarımızda evlerini bizlere açan Zikri Oflu ve eşi Sevim Hanımefendi’ye de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Tatbiki alan çalışmam boyunca yardımlarını esirgemeyen, Giresunlu göçmenlerin yoğun olarak yaşadıkları yerlerdeki camilerde görev yapan din görevlilerine de hususiyetle teşekkür ediyorum. Ayrıca ihtiyacım olduğunda kendi çalışmalarından fedakârlık yaparak vakit ayıran, her zaman desteğini gördüğüm arkadaşlarıma ve özellikle de Erol Türkkan abime teşekkür etmek istiyorum. Son olarak bu çalışmanın bir kitaba dönüşmesine vesile olan Bir Yayıncılık’a ve değerli editörü Uğur Altun Beyefendi’ye de şükranlarımı sunuyorum. Çalışmanın hayırlara vesile olması dileğiyle… Giresun, Ekim 2019 Giriş Göç ve göçmenlik, kişilerin vatandaşı oldukları ülkeyi yahut yerleşik olarak bulundukları bölgeyi terk ederek başka bir ülkeye/bölgeye yerleşmelerini ifade etmek için kullanılan kavramlardır. Farklı ekonomik, siyasal, kültürel ve dinî bir ortamdan diğerine gidişi (gelişi) ifade eden dış göç olgusu; bireyin hayatını doğduğu yerden başka bir ülkede devam ettirdiği, gittiği ülkede doğan çocuk ve torunların ve bazen de “yabancı” gelin ve damatların aileye katılmasıyla gittikçe karmaşıklaşan bir hikâyeye tekabül etmektedir. Bugün dünyada her 33 kişiden birisinin göçmen olduğu bilinmektedir. 2012 yılı itibariyle yaklaşık 214 milyon kişinin doğduğu ülkeden başka bir ülkede yaşadığı ve bu sayının 2050 yılına kadar 404 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle, göç ve buna bağlı olarak ortaya çıkan siyasî, dinî, kültürel ve ekonomik problemler, özellikle yoğun göç alan ve veren ülkelerin gündemlerinde önemli bir yer tutmaktadır.1 Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de bu ülkelerden biridir.2 Göç ve göçmenlik söz konusunda akla gelen ilk ülkelerden olan ABD, yaklaşık 10 milyon kilometre karelik bir alan üzerinde 50 eyalet ve bir federal bölgeden oluşmaktadır. Bu çalışmanın yapıldığı 2015 yılı itibariyle 1 2 Anthony Giddens & Philip W. Sutton, Sosyoloji, çev. Mesut Şenol (İstanbul: Kırmızı Yayınları, 2016), 717. Çalışma içinde Amerika Birleşik Devletleri “ABD” olarak kullanılmıştır. 12 amerika’daki giresun ülkede yaklaşık 320 milyon kişinin yaşadığı, bahsedilen nüfusun yaklaşık 45 milyonunun ABD dışında doğduğu, 11 milyonunun da kaçak olarak yaşamlarını sürdürdüğü ifade edilmektedir.3 Nüfusun büyük bir kısmını Hristiyanlar, özellikle Protestanlık mezhebine bağlı olanlar oluşturmakta olup, Yahudi nüfusu 6 milyon civarındadır. Müslüman nüfusla ilgili olarak ise 2-7 milyon arasında rakamlar telaffuz edilmekle birlikte, resmî kaynaklara göre ABD’de 4 milyon civarında Müslüman yaşamaktadır.4 Dolayısıyla nüfusunun büyük bir çoğunluğunu Hristiyanlar oluştursa da gittikçe artan göçmen nüfusuyla ABD toplumu, 1960’lardan önce çok bilgi sahibi olmadığı Budizm, Hinduizm, İslam ve Zerdüştlük gibi inanç sistemleri ve bunlara ait kurumlarla gün geçtikçe daha fazla karşılaşmaktadır.5 Günümüz toplumsal problemleri içinde önemli bir yer tutan göç olgusu ile ilgili yapılan çalışmalar Türkiye’yi de yakından ilgilendirmektedir. Türkiye 1960’ların başından itibaren işsizliği azaltmak ve döviz geliri sağlamak amacıyla yurt dışına işçi göçünü desteklemiş, başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ve ABD’ye göç vermeye başlamıştır.6 Türkiye’den Avrupa’ya başlayan işçi göçleri ilk olarak belirli maddî birikimin sağlanmasından sonra yurda geri dönmek üzere planlanmışken, sonrasında birçok Türk göçmen için bu durum “kalıcı göçmenliğe” dönüşmüştür.7 3 4 5 6 7 Worldometers, https://www.worldometers.info/world-population/us-population/, Erişim 24 Haziran 2016; Pew Research Center, https://www.pewresearch.org/wp-content/uploads/sites/5/2017/05/ CURRENT_Statistical-Portrait-of-the-Foreign-Born-2015_FINAL.pdf, Erişim 24 Haziran 2016; Pew Research Center, https://www.pewresearch.org/fact-tank/2017/04/25/as-mexican-share-declined-u-s-unauthorized-immigrant-population-fell-in–2015-below-recession-level/, Erişim 24 Haziran 2016. Jane I. Smith, “Islam in America”, Muslims in the West after 9/11, ed. Jocelyne Cesari (Routledge: 2009), 38-52; Michael Lipka, “Muslims and Islam: Key findings in the US and around the world”, Pew Research Center 9 (2017); Giddens & Sutton, Sosyoloji, 496. Helen Rose Ebaugh, “Din ve Yeni Göçmenler”, Din sosyolojisi El Kitabı, ed. Michele Dillon, çev. Hüsamettin Arslan (İstanbul: Paradigma Yayınları, 2014), 327. Philip L. Martin, Bitmeyen Öykü: Batı Avrupa’ya Türk İşçi Göçü: Özellikle F. Alman Cumhuriyetine (Ankara: Uluslararası Çalıma Bürosu, 1991), 3. Nermin Abadan Unat, Bitmeyen Göç: Konuk İşçilikten Ulus-Ötesi Yurttaşlığa (İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2006). giriş 13 ABD’ye ise 1860’lardan itibaren Osmanlı topraklarından on binlerce insan göç etmiş ve bu toplulukları ifade etmek için “câliye” tabiri kullanılmıştır. Osmanlı döneminde başlayan göçün günümüze kadar devam ettiği, Birinci Dünya Savaşı ve Tek Parti Dönemi’nde azalan göç hareketliliğinin 1950’lerden sonra ve özellikle Johnson hükümetinin hazırladığı 1965 tarihli göçmenlik yasasından sonra hızlandığı, 1980 sonrasında yeniden ivme kazanarak 2000’lere kadar devam ettiği, sonrasında ise azaldığı söylenebilir. Bugün elimizde ABD’deki Türk nüfusuna dair resmi bir rakam bulunmamakla birlikte, çeşitli kaynaklarda yer alan bilgiler göz önünde bulundurulduğunda 400 bin civarında olduğu söylenebilir.8 2010 yılı verilerine göre coğrafî olarak Türklerin %36’sı Kuzeydoğu eyaletlerinde, %31’i Güney eyaletlerinde, %20’si Batı eyaletlerinde ve %12’si Orta-Batı eyaletlerinde yaşamaktadır.9 Konu ve Problem Toplumsal hareketliliğin özel bir formu olarak göç olgusunun beraberinde getirdiği değişim ve buna uyum süreçlerinin, göçmenlerin sosyokültürel yaşantılarının yanı sıra dinî inanış, pratik, yaşayış, örf ve âdet, kültür, tutum ve davranışları üzerinde de derin etkileri olduğu bilinmektedir.10 Göçmenlerin dinî ve kültürel hayatlarına yönelik sosyolojik araştırmaların yapılması, göç, göçmen, din ve Kemal Karpat, “Câliye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 1993), 7: 34-34; İlhan Kaya, “Amerikalı Türkler”, Coğrafi Bilimler Dergisi 4/2 (2006): 1-13; İlhan Kaya, Müslüman Amerikalılar: Göç, Kimlik ve Entegrasyon (Ankara: Dipnot Yayınları, 2007), 69, 109; Kemal Karpat, “The Turks Finally Establish a Community in the United States”, Turkish Migration to the United States: From Ottoman Times to the Present, ed. A. Deniz Balgamis & Kemal. H. Karpat (University of Wisconsin Press, 2008), 173-193; Ahmet Selim Tekelioğlu, Yerleşme ve Yerelleşme Arasında Amerika’da İslam ve Müslümanlar: Tarihi Perspektif ve Güncel Dinamikler (Diyanet Center of America, 2017), 57. 9 Tekelioğlu, Yerleşme ve Yerelleşme Arasında Amerika’da İslam ve Müslümanlar: Tarihi Perspektif ve Güncel Dinamikler, 57. 10 Ünver Günay, “Göç, Din ve Değişme: Batı Avrupa’daki Türk İşçileri Örneği”, Bilimname 3/3 (2003): 35-64. 8 14 amerika’daki giresun kültür ile ilişkili toplumsal problemlerin sağlıklı değerlendirilebilmesi bakımından önem arz etmekte ve dolayısıyla göç ve din ilişkisi önemli bir çalışma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinin diğer kültürel unsurlar gibi göçmenin geldiği ülkeye getirdiği bagajlardan biri olduğu göz önünde bulundurulduğunda konunun ehemmiyeti açıklık kazanmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus; göçmenin getirdiği “bagajın” gelinen yeni toplum içinde hiç değişmeden korunacağını ve/veya göç edilen ülkedeki toplumsal ilişkilerin organizasyonunda temel belirleyici olacağını iddia etmenin imkânsızlığıdır. Çok farklı sosyokültürel ve ekonomik şartlara sahip olan “yeni yaşam alanı”, göçmenlerin mevcut dinî ve kültürel algılarını, dolayısıyla gündelik yaşamlarını etkilemektedir. Diğer yandan göçmenler beraberinde getirdikleri dinî ve kültürel değer ve sembolleri yaşatmaya çalıştıkları gibi, bu değer ve semboller onların sosyalleşme ve dayanışmalarına da katkıda bulunmaktadır.11 Dolayısıyla göç ve din alanlarının kesişimi önemli bir araştırma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda bu çalışma, çoğunluğu Yağlıdereli olan yaklaşık 40 bin Giresunlu göçmenin ABD’deki sosyokültürel ve dinî hayatına yoğunlaşmaktadır.12 ABD’deki göçmen toplulukların dinsel hayatlarında deneyimledikleri değişimlerin; örgütlenme şekli ve ritüellerde cemaatçi yapıyı benimseme, teolojik temellere dönüş ve diğer toplumları da içine almak için geleneksel etik ve dinî değerlerin sınırlarını genişletme gibi konular etrafında değerlendirilebileceği ve dinin göçmenler arasında hâlâ çok güçlü bir etkiye sahip olduğu ifade edilmektedir.13 ABD’deki göçmenler ile ilgili olarak 1960’lardan beri yapılan 11 Erkan Perşembe, Almanya’da Din ve Entegrasyon (Ankara: Araştırma Yayınları, 2005). 12 Kitabın bu baskısında (ikinci baskı) bazı ifade ve cümlelerdeki değişiklikler, birkaç paragraf düzeltmesi ve buna benzer küçük değişiklikler dışında, sadece birkaç resmin yeri değiştirilmiş ve yine birkaç resim eklenmiştir. 13 Feggang Yang & Helen Rose Ebaugh, “Çağdaş Göçmen Dinlerdeki Değişimler ve Dünya Çapında Etkileri”, çev. İhsan Çapçıoğlu, Dini Araştırmalar 4/11 (2001): 163-196. giriş 15 çalışmalardan hareketle, dinî ve kültürel alana yönelik temel problemler ve tartışma alanlarının; dinî kurumların etnik kimliklerin yeniden üretiminde oynadığı merkezi rol, göçmenlerin Amerikan toplumuyla bütünleşmesinde dinin rolü, temel organizasyon formu olarak kongregasyonalizm, multi-etnik/çok-etnisiteli kongregasyonlarda çatışma ve ayrımcılık, ikinci nesil göçmenler ile dinî kurumlar arasındaki ilişki, kendi dinî kongregasyonlarına gömülü kişiler olarak göçmen kadınların statüsü ve rolü, ABD’deki göçmenler ile geldikleri toplumlar arasındaki geçici dinî bağlar olduğu söylenebilir.”14 Diğer taraftan Türk vatandaşlarının göç ettikleri ülkelerde yaşadıkları dinî ve kültürel problemler ve bu problemlere yönelik olarak üretilebilecek çözümlere dair sosyolojik çalışmaların yeterli düzeyde olduğunu söylemek oldukça zordur. Özellikle ABD’de yaşayan Türklerin dinî ve kültürel hayatlarına yönelik çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu anlamda çalışma, ABD’de yaşayan Giresunlu göçmenlerin dinî ve kültürel yaşam deneyimlerine odaklanarak literatüre önemli bir katkı sunmayı amaçlamaktadır. Giresunluların hikâyesi 1900’lerin başında Yağlıdere’den ABD’ye giden Lefter isimli Rum asıllı bir Osmanlı vatandaşı ile başlar. Lefter’in 1963 yılında ziyaret için Yağlıdere’ye gelmesi ve burada tanıştığı İzzet Aydın’ın (Terzi İzzet) 1966 yılında ABD’ye Lefter’in yanına gitmesiyle başlayan hikâye, 2015 yılına gelindiğinde 40 bine yakın Giresunlu göçmenin hikâyesi haline gelmiştir. Bu hikâye göçmenlerin geride bıraktığı akrabaları ve hemşerilerini de içine almış; her iki ülkenin siyasetçi, gazeteci ve akademisyenlerinin dikkatini çekmeyi başarmıştır. Ancak akademisyenlerin ilgisi, bu kadar büyük bir göçmen grubunun sosyokültürel, dinî ve ekonomik 14 Ebaugh, “Din ve Yeni Göçmenler”, 334. Kongregasyonalizm, 16. yüzyılın sonu ile 17. yüzyılın başında İngiltere’de Protestan kiliseler arasında gelişen ve her cemaati kendisi ile ilgili kararlarda en yüksek organ sayan bir kilise yönetim sistemi olarak tanımlanmaktadır. Kongregasyon kavramının genel olarak dine dayalı grup, cemaat ve tarikat yapılarını ifade ettiği söylenebilir. 16 amerika’daki giresun hayatına dair dikkate değer çalışmalara dönüşmezken; siyaset ve medya çevresinin ilgisi ise daha “pragmatik” bir düzeyde kalmıştır. Birçoğu film ve romanlara konu olabilecek, 1970’ler ve 1980’lerde ABD’ye giden ilk nesil göçmenlerin, gemilerden, John F. Kennedy Havaalanı’ndan, Kanada’dan, Guatemala’dan, Meksika’dan, kimi zaman eşek sırtında kimi zaman günlerce yürüyerek gerçekleştirdikleri ABD’ye göç ve yerleşme hikâyeleri derlenmemiş, bu hikâyelerin bir kısmı sahipleriyle beraber dünyadan ayrılmıştır. Bu açıdan ABD’deki Türklerin önemli bir kısmını oluşturan Giresun/ Yağlıderelilerle ilgili bu çalışmanın, Giresun/Yağlıdereli göçmenlerin dinî ve kültürel hayatlarına yönelik bir çalışma olmasının yanında genel olarak Türk göçmenlerle ilgili literatüre de katkı sağlayacağı ve bu açıdan da önemli bir çalışma olduğu söylenebilir. ABD’de yaşayan Giresunlu göçmenlerin dinî ve kültürel hayat formlarının belirlenmesi; dinî ve kültürel hayata yönelik tutum, davranış ve görüşlerinin tespit edilmesi ve “Amerikan yaşam tarzı”nın etkilerine yönelik değerlendirmelerin yapılmasını amaçlayan bu araştırmanın problemleri şu başlıklar altında sıralanabilir: • Camiyle olan ilişkileri nasıldır? • Namaz, oruç, hac gibi temel dinî ibadet alışkanlıkları nasıldır? • Dinî bilgilenme kaynak ve kurumları nelerdir? • Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) hizmetlerine yönelik değerlendirmeleri nasıldır? • Diğer Müslüman toplumlarla ilişkileri nasıldır? • Türkiye kökenli “dinî” gruplarla ilişkileri ve bu gruplara bakışları nasıldır? • İçki, domuz eti, kumar gibi dinî yasaklara karşı tutum ve davranışları nasıldır? • Kadınların gündelik hayat pratikleri nasıldır? • Dinî kimliklerine yönelik bir baskı söz konusu mudur? giriş • • • • • • • • 17 Aile ve evlilik yapıları nasıldır? Dinî kimlik ve dindarlık algıları nasıldır? Millî Kimlik aidiyetleri nasıldır? Giresun ve Türkiye ile ilişkileri nasıldır? Türkçe ve İngilizce dil kullanımları nasıldır? Dernek faaliyetleri nasıldır? İş ve ekonomi hayatı nasıldır? ABD’deki yaşama yönelik değerlendirmeleri nasıldır? Kavramlar ve Kuramlar Toplumsal hareketliliğin özel bir formu olarak göç olgusunun beraberinde getirdiği değişim, dönüşüm ve buna bağlı olarak gelişen uyum süreçlerinin, göçmenlerin sosyokültürel yaşantılarının yanı sıra dinî inanış, pratik, yaşayış, örf ve âdet, kültür, tutum ve davranışları üzerinde de derin etkiler oluşturduğu; göç ve göçmenlik konusunun dinle ilişkisi bağlamında dinin, göçmenlerin entegrasyonunu zorlaştırıcı etkisinden, konuk ülke için tehdit oluşturmasına ya da tam tersi olarak, dinin göçmenlerin travmalarını azaltıcı etkisinden konuk ülkenin sosyokültürel hayatına zenginlik kattığına varıncaya kadar birçok konuda tartışmanın olduğu bilinmektedir.15 Bu tartışmaların özellikle entegrasyon, asimilasyon, çok-kültürlülük kavramları ekseninde ele alındığı ve bu kavramların inşa edilme biçimleri ile hukuk, 15 Adnan Gümüş, “Göç, Din ve Asimilasyon”, Göç ve Toplum- II. Ulusal Sosyoloji Kongresi, Mersin, 20-22 Kasım 1996 (T.C. DE/ Sosyoloji Derneği Yayını, 1996), 243-251; Yang & Ebaugh, “Çağdaş Göçmen Dinlerdeki Değişimler ve Dünya Çapında Etkileri”; Günay, “Göç, Din ve Değişme: Batı Avrupa’daki Türk İşçileri Örneği”; Wendy Cadge & Elaine Howard Ecklund, “Immigration and Religion”, Annual Review of Sociology 33 (2007): 359-379; Nancy Foner & Richard Alba, “Immigrant religion in the US and Western Europe: Bridge or Barrier to Inclusion?”, International Migration Review 42/2 (2008): 360-392; Perşembe, Almanya’da Din ve Entegrasyon; Nebile Özmen, “Göçün 50. Yılında Entegrasyon ve Din ilişkisinin Dönüşen Parametreleri: Almanya’da Türkler”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 4/19 (2011): 4-19; Ebaugh, “Din ve Yeni Göçmenler”. 18 amerika’daki giresun adalet, özgürlük gibi kavramlarla ilişkileri bağlamında da tartışmaların devam ettiği görülmektedir.16 Göç ve göçmenlik hakkında söz konusu tartışmalara bağlı olarak geliştirilmiş olan çeşitli kuramsal yaklaşımlar söz konusudur.17 Bu kuramların önemli bir kısmı din, kültür, entegrasyon gibi kavramlar etrafında oluşmuş; göçmenlerin dinî ve kültürel kimliklerini nasıl inşa ettikleri, yaşadıkları toplumun hâkim dinî ve kültürel değer, tutum ve davranışlarından nasıl etkilendikleri, sahip oldukları dinî ve kültürel formları korumaya yönelik ne tür refleksler geliştirdikleri gibi konulara odaklanmışlardır. Örneğin “olgusal ve sembolik-etnisite” tezi, göçmenlerin kültürel ve dinî geleneklerindeki farklılıklar temelinde yaşadıkları topluma uyumsuzluk gösterdiğini savunmakta, bunu da göçmen grupların daha ziyade dışa kapalı yapıları ve getirdikleri değerleri korumadaki kararlılıklarıyla temellendirmektedir. Yine “kültür-çatışması” yaklaşımında, göçmenlerin sahip olduğu “kültürel bagaj”ın, yaşadıkları toplumun özel ve/ veya kamusal norm ve standartlarına uymaması durumunda bir gerilimin/çatışmanın doğacağı iddia edilmektedir.18 Göçmenlerin yaşadıkları kültürel çatışmayı sonuçları bağlamında değerlendiren Robert Park ise ortaya çıkan kişiliği “kültürel karışım/cultural hybrid” olarak adlandırmaktadır.19 Göçmenlerin dinî inanç ve pratikleri de dâhil olmak üzere sahip oldukları kültürel değerler konusunun ABD’de, Avrupa’dakinden farklı olarak “çatışma konsepti” içinde ele alınmadığını belirtmek gerekir. Bu anlamda, göçmenlerin dinî ve kültürel alanda karşılaştıkları problemlerin, 16 Gülay Uğur Göksel, Göçmen Entegrasyonu ve Tanınma Teorisi: Adil Entegrasyon, çev. Müge Kızıltuğ (İstanbul: Pinhan Yayınları, 2019). 17 E. Deniz Ela Özcan, “Çağdaş Göç Teorileri Üzerine Bir Değerlendirme.”, İş ve Hayat 2/4 (2017): 183-215. 18 Gümüş, “Göç, Din ve Asimilasyon”. 19 Vince Marotta, “Civilisation, Culture and the Hybrid Self in the Work of Robert Ezra Park”, Journal of Intercultural Studies 27/4 (2006): 413-433; Chad Alan Goldberg, “Robert Park’s Marginal Man: The Career of a Concept in American Sociology”, Laboratorium: Russian Review of Social Research 4/2 (2012): 199-217. giriş 19 ülkelerin tarihsel geçmişleri, kültürleri, etnik çeşitliliği, hukuki yapısı gibi birçok konuyla irtibatlı olduğu söylenebilir. Bu yüzden birçok çalışmada Avrupa’daki göçmenlerin dinî yaşantıları ile ABD’deki göçmenlerinki arasında farklılıklar olduğu dile getirilmiş; ABD’de göçmenlerin dinî ve kültürel anlayış ve pratiklerinin sorunlu bir alan olarak görülmediği, tam tersine uyum sürecini kolaylaştırmadaki rolüne vurgu yapıldığı belirtilmiştir. Avrupa’da ise dinin, göçmenlerin Avrupa toplumuyla entegrasyonunu zorlaştıran, sosyal bölünme ve çatışmayı besleyen bir unsur olarak ele alındığı görülmektedir.20 Ancak ABD’nin Soğuk Savaş sonrasında inşa etmeye çalıştığı yeni güvenlik anlayışı21 ve buna paralel olarak Huntington’un İslam ve Batı medeniyeti çatışmasına yönelik ortaya attığı “Medeniyetler Çatışması” tezi22 ve 11 Eylül 2001’de gerçekleşen saldırılar âdeta bir “islamofobi endüstrisi”nin23 oluşturulmasına ve Müslüman göçmenler arasında Avrupa’dakine benzer rahatsızlıkların oluşmasına neden olmuştur. Yakın zamana dek yapılan göç ve göçmenlik çalışmalarında, bu olguların genellikle insanların kendi ülkelerini terk ederek yeni bir topluma ve kültüre girmeleri ve bu toplumla bütünleşmeleri şeklinde ele alındığı söylenebilir. Randolph Bourne ilk defa 1916 yılında kullandığı “ulusaşırılık” kavramıyla, ABD’nin toplumsal yapısına yönelik bir açıklama getirmeyi denemiş ve aslında ABD’de herkesin, ABD dışında doğmuş birinin nesli olduğu yani “ulusaşırı” olduğunu vurgulamıştır. Bourne’nin ABD’nin toplumsal yapısını anlamaya yönelik yaptığı bu kavramlaştırma, göçmenlerin sahip olduğu kültürel ve etnik farklılıklarının 20 Foner & Alba, “Immigrant Religion in the US and Western Europe: Bridge or Barrier to Inclusion?”. 21 Murat Silinir, ABD’nin İslam Algısı (İstanbul: Rağbet Yayınları, 2015). 22 Samuel Huntington, “The Clash of Civilizations”, Foreign Affairs 72/3 (1993): 22-49. 23 Nathan Lean, İslamofobi Endüstrisi, çev. İbrahim Yılmaz (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2015).