as
Görünüm
Dillerarası
[değiştir]Sembol
[değiştir]as
- Assam dili için ISO 639-1 dil kodu
Türkçe
[değiştir]Köken
[değiştir]Ad
[değiştir]as (belirtme hâli ası, çoğulu aslar)
- (iskambil) iskambilde bir tür kağıt
- (sansargiller) gelincik denilen hayvan, kakım
- bir işte başta gelen (kimse veya şey)
- As oyuncu
Çekimleme
[değiştir]as adının çekimi
Deyimler
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]iskambilde bir kağıt
hayvan türü
Ön ad
[değiştir]as (karşılaştırma daha as, üstünlük en as)
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "as" maddesi
Afrikanca
[değiştir]Ad
[değiştir]as
Çağatayca
[değiştir]Ad
[değiştir]- kara, malihulya
- sibirye tarafında bir vilayet ismi dir, deyirmen mânâsına dahi gelir, âs lafzı emr dir, as demek dir
Eski Türkçe
[değiştir]Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Ad
[değiştir]- cariyelere verilen bir ad
- kakım
- hermelin
Felemenkçe
[değiştir]Ad
[değiştir]as
İngilizce
[değiştir]Söyleniş
[değiştir]- (İngiliz İngilizcesi) IPA(anahtar): æz
- Heceleme: as
Bağlaç
[değiştir]as
- -ce, -de
- As he came in the room, she run away immediately.
- Odaya girdiğinde [o] hemen oradan koşarak kaçtı.
- As he came in the room, she run away immediately.
- daha, kadar
- Boğaç Han was twice as strong as a bull and killed him by holding it back with his fist.
- Boğaç Han, boğadan iki misli daha kuvvetliydi ve onu yumruğu ile durdurarak öldürdü.
- Boğaç Han was twice as strong as a bull and killed him by holding it back with his fist.
- iken, -ken
- She slept on his laps as the snow falls outside the room.
- Odanın dışında kar yağarken [onun] dizleri üzerinde uyudu.
- She slept on his laps as the snow falls outside the room.
Belirteç
[değiştir]as
- kadar
- Chelsea is not as tall as Brittany.
- Chelsea, Brittany kadar boylu değil.
- Chelsea is not as tall as Brittany.
- üzere
- The terrorists released them as agreed.
- Teröristler onları anlaşıldığı üzere [serbest] bıraktılar.
- The terrorists released them as agreed.
- olarak
- He was never seen as a boss, but as a friend.
- O hiçbir zaman bir şef olarak değil, fakat bir dost olarak görülürdü.
- He was never seen as a boss, but as a friend.
Edat
[değiştir]as
- kadar
- Chelsea is not as tall as Brittany.
- Chelsea, Brittany kadar boylu değil.
- Chelsea is not as tall as Brittany.
- olarak
- What is the opinion of her on this problem as a mother?
- Onun bir anne olarak bu konudaki fikri nedir?
- What is the opinion of her on this problem as a mother?
İsveççe
[değiştir]Söyleniş
[değiştir]- Heceleme: as, as·et, çoğulu as, as·en
Ad
[değiştir]as
Çekimleme
[değiştir]as kelimesinin çekimi
Manksça
[değiştir]Bağlaç
[değiştir]as
Kaynakça
[değiştir]- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.
Kategori:
- Dillerarası semboller ve karakterler
- Dillerarası semboller
- ISO 639-1
- Fransızca kökenli Türkçe sözcükler
- Türkçe sözcükler
- Türkçe adlar
- Türkçede iskambil
- Türkçede sansargiller
- Türkçe ön adlar
- Afrikanca sözcükler
- Afrikanca adlar
- Vikisözlük düzenle
- Felemenkçe sözcükler
- Felemenkçe adlar
- İngilizce IPA okunuşu olan sözcükler
- İngilizce 1 heceli sözcükler
- İngilizce sözcükler
- İngilizce bağlaçlar
- İngilizce belirteçler
- İngilizce edatlar
- İsveççe sözcükler
- İsveççe adlar
- Manksça sözcükler
- Manksça bağlaçlar