Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve b... more Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve bunun coğrafi düşünceye etkilerini incelemektir. Günümüzde hem gündelik sözlüklerde hem de disiplin sözlüklerinde mekân ve yer, bazen birbiri yerine bazen de birbirinden tamamen farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Coğrafya disiplininde de mekân ve yer kavramlarına dair farklı tanımlama biçimleri mevcuttur. Bu yüzden coğrafyada mekân ve yere dair farklı tanımlamaların anlaşılabilmesi için, her iki kavramın kullanılma biçimlerinin, beslendikleri epistemolojik gelenekleri analiz etmek elzemdir. Kavramsal, tarihsel ve teorik bir çalışma olması nedeniyle, nitel bir yöntem olan 'metin analizi' tekniğine başvurulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma mekân ve yere dair iki farklı perspektifin coğrafi düşünceye etkilerini incelemektedir. Birincisi, modern düşüncede ortaya çıkan 'mutlak mekân' anlayışıdır. İkincisi ise, mutlak mekân kavramına karşı fenomenologlar tarafından geliştirilen eleştirilerdir. Her iki düşünce geleneği üzerinden tartışılan mekân ve yer birbirinden ayrı olarak düşünülmüştür. Hem mutlak mekân anlayışını hem de yer yaklaşımlarının fenomenolojik boyutunun eleştirisi, genel anlamda, toplumsal mekân kavramından hareketle ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda David Harvey ve Doreen Massey toplumsal mekân düşüncesinden hareketle mekân ve yerin ilişkisel boyutunu ön çıkarmaktadır. Bu ilişkide toplumsal bir ürün olarak mekân, yerlerin toplamını ifade eder. Yerlerin bir 'fark/toplam' olarak mekânı anlamlandırması uzunca bir süre göz ardı edilmiş bir olgudur.
Yer adlarıyla ilgili Türkçe literatürdeki çalışmaların büyük çoğunluğu, olguyu nesnelleştirerek m... more Yer adlarıyla ilgili Türkçe literatürdeki çalışmaların büyük çoğunluğu, olguyu nesnelleştirerek mevcut verilerin betimlenmesi, sınıflandırılması ve sayısallaştırılması şeklinde incelediği saptanmıştır. Olguya sağlanan bu pozitivist ayrıcalık, adlandırmanın doğasında yatan iktidar ilişkilerinin göz ardı edilmesine neden olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, adlandırma pratiklerinin iktidar ve ideoloji ile olan ilişkisini, teorik bir çerçevede tartışmaktır. Bu tartışma, “iktidar mutlak mekân perspektifi ile adlandırır” varsayımından hareket etmektedir. Çalışmanın teorik ve kavramsal (gösterge, ideoloji) bağlamı, mutlak mekân eleştirisine dayanmaktadır. Bu eleştiri; iktidar, adlandırma, ideoloji ve gösterge kavramlarından hareketle teorik bir okuma biçimine yoğunlaşmaktadır.
Abstract: Various infectious diseases, which affect human history globally, not only affect socie... more Abstract: Various infectious diseases, which affect human history globally, not only affect societies in terms of health, economic, political and cultural aspects, but also can cause the formation of various polarizations or the deepening of existing polarizations and the shaping of social perceptions. In this context, the Covid-19 epidemic, which first emerged in China in December 2019, not only deepened the economic and social inequality between classes, but also affected the formation of various perceptions against some social groups, especially disadvantaged groups, or played an important role in further deepening of existing perceptions. For this reason, the aim of this research is to reveal whether Covid-19 affects the perceptions of Syrians and Şanlıurfa people, based on field research data, and to reveal the role of Covid-19 in the formation of social perceptions towards Syrians. For this reason, this research aims to reveal whether Covid-19 affects the perceptions of Syrians and Şanlıurfa people towards each other, based on field study data, and to reveal the role of Covid-19 in the formation of social perceptions towards Syrians. In this study, which is basically based on field research, the Syrian population of the two central districts, Haliliye and Eyyübiye in the city of Şanlıurfa, a semi-structured questionnaire was applied to a total of 720 people, 360 of whom are Syrians and 360 from Şanlıurfa, in 45 neighborhoods where Syrians live intensely. In addition, interviews were held with the headmen of the neighborhoods where the Syrians live the most in the city. In this context, interviews were held with the headmen of 37 neighborhoods, 15 by phone and 22 face-to-face. As a result of the research, it was revealed that 4.4% of the participants from Şanlıurfa had a negative impact on the relations between themselves and Syrians due to the Covid-19 disease, and their view of Syrians is now “worse” compared to the pre-Covid-19 period. On the other hand, 11% of the Syrian participants revealed that Covid-19 had a negative effect on the relations between themselves and the people of Şanlıurfa and they thought that the perceptions, attitudes and behaviors of the people of Şanlıurfa were “worse” compared to the pre-Covid-19 period. In addition, it was striking that 20 of the 37 neighborhood muhtars interviewed (so, 54% of the muhtars) thought that the Syrians facilitated the spread of the Covid-19 disease “as a result of their lack of attention and unsensitivity to cleanliness”. Thus, it has been seen that Covid-19 has caused the formation of various social perceptions towards Syrians, and more importantly, some pre-existing perceptions have developed at a level that leads to social exclusion and otherization. In this sense, it has been revealed that the Covid-19 epidemic played a triggering role in deepening and clinching these perceptions towards Syrians. Keywords: Immigration, Syrians, Şanlıurfa, Covid-19, social perceptions Öz: İnsanlık tarihini küresel olarak etkileyen çeşitli bulaşıcı hastalıklar, toplumları sadece sağlık, ekonomik, politik ve kültürel gibi açılardan etkilememekte aynı zamanda, çeşitli kutuplaşmaların oluşmasında veya var olan kutuplaşmaların derinleşmesine, toplumsal algı ve yargıların biçimlenmesine de sebep olabilmektedir. Bu bağlamda, Aralık 2019’da ilk olarak Çin’de ortaya çıkan Covid-19 salgını, sadece sınıflar arası ekonomik ve sosyal eşitsizliği derinleştirmemiş, aynı zamanda dezavantajlı gruplar başta olmak üzere, bazı toplumsal gruplara karşı çeşitli algı ve yargıların oluşmasını etkilemiş ya da var olan algı ve yargıların daha da derinleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, Covid-19’un Suriyelilerin ve Şanlıurfalıların birbirlerine yönelik olan algı ve yargılarını etkileyip etkilemediğini, Suriyelilere yönelik toplumsal algı ve yargıların oluşmasında Covid-19’un rolünü ortaya koymaktır. Temelde alan araştırmasına dayanan bu çalışmada, Şanlıurfa şehrinde, 2020 yılının eylül ayında, iki merkez ilçe olan Haliliye ve Eyyübiye ilçelerinin şehirsel alanında yer alan 45 mahallede, 360’ı Suriyeli ve 360’ı da Şanlıurfalı olmak üzere toplamda 720 kişiye yarı yapılandırılmış anket formu uygulanmıştır. Ayrıca şehirde Suriyelilerin görece en yoğun olarak yaşadıkları mahallelerin muhtarlarıyla görüşmeler de gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, 15’i telefonla ve 22’si de yüz yüze olmak üzere 37 mahallenin muhtarıyla görüşme yapılmıştır. Araştırma neticesinde, Şanlıurfalı katılımcıların %4,4’ünde, Covid-19 hastalığının kendileri ve Suriyeliler arasındaki ilişkilere olumsuz bir etkisi olduğu, Covid-19 öncesi dönemle kıyaslandığında, Suriyelilere olan bakışlarının şu anda “daha kötü” olduğu ortaya çıkmıştır. Buna karşılık Suriyeli katılımcıların %11’i, Covid-19’un Şanlıurfalılarla kendi aralarındaki ilişkilere olumsuz bir etkisi olduğu ve Covid-19 öncesi döneme göre Şanlıurfalıların kendilerine yönelik algı ve yargıların, tutum ve davranışların “daha kötü”…
ÖZET Bu çalışma, Şanlıurfa şehrinde yaşayan Suriyelilerin, göç öncesi (2011 öncesinde Suriye’deyk... more ÖZET Bu çalışma, Şanlıurfa şehrinde yaşayan Suriyelilerin, göç öncesi (2011 öncesinde Suriye’deyken) ve göç sonrası (Şanlıurfa’dayken) sosyoekonomik durumlarına odaklanmaktadır. Zorunlu göçe maruz kalmış insanların, mevcut sosyoekonomik durumlarının daha iyi ortaya konulması için, göç öncesi durumlarının da bilinmesi gerekmektedir. Böyle bir çalışma, bir taraftan Suriyelilerin göç öncesindeki sosyoekonomik durumunu diğer taraftan da göç sonrası sosyoekonomik yapılarında meydana gelen değişikliği daha sağlıklı anlamaya katkı sunabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Suriyelilerin göç öncesi ve göç sonrası sosyoekonomik durumlarını karşılaştırmalı bir analize tabi tutarak, Suriyelilerin sosyoekonomik durumlarında meydana gelen değişikliğin nasıl olduğunu Şanlıurfa şehrinde yaşayan Suriyeliler üzerinden ortaya koymaktır. Bu araştırmada, veri toplam tekniği olarak saha gözlemleri ve anket tekniği kullanılmıştır. Bu kapsamda, Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı Eyyübiye’ye bağlı 25 ve Haliliye’ye bağlı 20 olmak üzere toplam 45 şehirsel mahallede 360 gönüllü Suriyeli katılımcıya rastgele örneklem yoluyla ve yüz yüze görüşülerek anket uygulanmıştır. Anketler bir online veri toplama aracı olan KoBotoolbox programı aracılığıyla 2020 yılının eylül ayında uygulanmıştır. Sonuç olarak, zorunlu göç sonrası, Suriyelilerin sosyoekonomik yapılarında ciddi değişikliklerin olduğu görülmüştür. Göç öncesiyle kıyaslandığında, zorunlu göçün, Suriyelilerin sosyoekonomik yapılarını %19’luk düzeyde “iyi” yönde etkilediği, %70’lik düzeyde de “kötü” yönde etkilediği saptanmıştır. Zorunlu göçün sosyoekonomik olarak etkilemediği Suriyelilerin oranı ise, %11 düzeyinde olduğu görülmüştür. Böylece, göç öncesiyle kıyaslandığında, göç sonrası Suriyelilerin sosyoekonomik durumlarının, %19’u “olumlu” ve %70’i “olumsuz” olmak üzere, %89 oranında etkilendiği saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Savaş, Zorunlu Göç, Suriyeliler, Sosyoekonomik Durum, Şanlıurfa Şehri ABSTRACT This study focuses on the socioeconomic status of Syrians who living in Şanlıurfa city before migration (when in Syria before 2011) and after migration (in Şanlıurfa). In order to better reveal the current socioeconomic status of people who have been subjected to forced migration, their before migration status should also be known. Such a study can contribute to a healthier understanding of the current socioeconomic status of the existing Syrians before the migration, on the one hand, and the change in their socioeconomic structure after the migration, on the other hand. The aim of this study is to analyze the socioeconomic conditions of the Syrians before and after the migration, and to reveal how the socioeconomic status of the Syrians has changed through the Syrians who living in the city of Şanlıurfa. In this study, were used field observations and survey technique as data collection technique. In this context, a survey was applied to 360 volunteer Syrian participants through random sampling and face-to-face interviews in a total of 45 urban neighborhoods, 25 in Eyyübiye and 20 in Haliliye, where Syrians live heavily. The Surveys were administered in September 2020 via the KoBotoolbox application, which is a online data collection tool. As a result, it has been observed that there are serious changes in the socioeconomic structures of the Syrians after the forced migration. Compared to before migration, it was determined that forced migration had a “good” effect on the socioeconomic structure of Syrians at a level of 19%, and a “bad” effect on the socioeconomic structure of 70%. It has been observed that the rate of Syrians who are not socioeconomically affected by forced migration is at the level of 11%. Thus, when compared to before migration, it was determined that the socioeconomic status of Syrians after migration was affected by 89%, including 19% “positive” and 70% “negative”. Keywords: War, Forced Migration, Syrians, Socioeconomic Situation, Şanlıurfa City
Bu çalışma 1. yazarın doktora tezinden üretilmiştir. Özet İnsanlar, tarih boyunca temel ihtiyaçla... more Bu çalışma 1. yazarın doktora tezinden üretilmiştir. Özet İnsanlar, tarih boyunca temel ihtiyaçları gidermede sağladığı kolaylık bakımından topluluklar halinde yaşamaya meyilli olmuşlardır. Ortak ihtiyaçların yani kamusal ihtiyaçların giderek çoğalması ile insan topluluklarının giderek büyük gruplar halinde bir arada yaşamaya başlamışlardır. Kamusal mallar zamanın ihtiyaçlarına göre şekillenmiş ilk başlarda çevre koşulları, bulaşıcı hastalık bağlamında tartışılan kamusal mallar, insan ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ve teknolojinin gelişmesiyle finansal istikrar, eğitim, bilgi, internet ve küresel iletişim bağlamında tartışılmaya başlanmıştır. 21. Yüzyılda dijital gelişmeler sonucu ulusal sosyo-ekonomik kalkınma süreçleri giderek dijital dünya ile iç içe geçmiştir. Dijital teknolojiler, yeniden programlanabilmeleri sayesinde her sektörde kullanılmakta ve çok amaçlıdırlar. Covid-19 pandemisi ile zorunlu bir hale gelen çevrimiçi eğitim de tüketimde rakipsiz ve tüketiminde dışlamanın mümkün olmadığı bir kamusal mal türü olan küresel kamu mal kapsamında değerlendirilmektedir. Devletin e-devlet, ekonominin dijital ekonomi ve eğitimin e-eğitim olarak dönüşüm geçirdiği dijital çağda bu makale, kamusal mal kavramını irdeleyerek kamusal mal olarak dijital eğitimi ve Türkiye'de eğitimde dijitalleşme çalışmalarını inceleyecektir.
Türkiye’nin, AB’ye üyelik için başlanan müzakere sürecinde yapısı nedeniyle en zor geçmesi beklen... more Türkiye’nin, AB’ye üyelik için başlanan müzakere sürecinde yapısı nedeniyle en zor geçmesi beklenen konuların başında tarım ile ilgili olanlar gelmektedir. Çünkü, işleyiş mekanizmaları, kurumsal yapı ve ekonomideki ağırlık açısından AB tarım sektörü ile Türkiye tarım sektörü son derece farklıdır. Buna ilaveten Türkiye’de tarım sektörünün, bölgeler arasında da çok ciddi temel farlılık göstermesi, işi daha da zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, üyelik sürecinde tarım sektörüne yönelik yapılacak iyileştirme çalışmaları, her bölgenin ve hatta alt bölgelerin özelliklerine uygun ve sürdürülebilir olmalıdır. Söz konusu iyileştirme çalışmalarının temel referansı tarımsal işletmeler olmalıdır
The province of Şanlıurfa has more fertile lands (64.1%) comparing to the other agricultural land... more The province of Şanlıurfa has more fertile lands (64.1%) comparing to the other agricultural lands in Turkey (36 %) and the lands in the GAP Region (43%, SouthEast Anatolian Project). Therefore the province is promising a rich and available situation in terms of having agricultural lands. However, when the province is analyzed in terms of using modern agricultural vehicles, as result of lack of not benefiting form the lands enough, it is seen that there are serious structural problems. In this study; the most important issues of the structural features such as agricultural features and geographical dispersion of the lands, irrigation situation, agricultural business structure, mechanization, using quality germs (seeds) using chemical fertilizers and agricultural chemicals, farmer organizations, capital, transportation and marketing are examined.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2011
This study is carried out to identify living standards of seasonal agricultural workers in Hilvan... more This study is carried out to identify living standards of seasonal agricultural workers in Hilvan County of Şanlıurfa that largely rely on agriculture and have sufficient or little cultivable lands. Study sample is composed of families of the students who attend schools affiliated to Hilvan County Directorate of National Education and are involved in temporary migration before the school term ends in a year. "Face to face" interviews were held with and questionnaires were applied to heads of 523 families which live on seasonal agricultural labor. The results were assessed by using SPSS (Statistical Package for Social Science) through various statistical techniques required for the study purpose. Majority of the children of families who
Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve b... more Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve bunun coğrafi düşünceye etkilerini incelemektir. Günümüzde hem gündelik sözlüklerde hem de disiplin sözlüklerinde mekân ve yer, bazen birbiri yerine bazen de birbirinden tamamen farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Coğrafya disiplininde de mekân ve yer kavramlarına dair farklı tanımlama biçimleri mevcuttur. Bu yüzden coğrafyada mekân ve yere dair farklı tanımlamaların anlaşılabilmesi için, her iki kavramın kullanılma biçimlerinin, beslendikleri epistemolojik gelenekleri analiz etmek elzemdir. Kavramsal, tarihsel ve teorik bir çalışma olması nedeniyle, nitel bir yöntem olan 'metin analizi' tekniğine başvurulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma mekân ve yere dair iki farklı perspektifin coğrafi düşünceye etkilerini incelemektedir. Birincisi, modern düşüncede ortaya çıkan 'mutlak mekân' anlayışıdır. İkincisi ise, mutlak mekân kavramına karşı fenomenologlar tarafından geliştirilen eleştirilerdir. Her iki düşünce geleneği üzerinden tartışılan mekân ve yer birbirinden ayrı olarak düşünülmüştür. Hem mutlak mekân anlayışını hem de yer yaklaşımlarının fenomenolojik boyutunun eleştirisi, genel anlamda, toplumsal mekân kavramından hareketle ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda David Harvey ve Doreen Massey toplumsal mekân düşüncesinden hareketle mekân ve yerin ilişkisel boyutunu ön çıkarmaktadır. Bu ilişkide toplumsal bir ürün olarak mekân, yerlerin toplamını ifade eder. Yerlerin bir 'fark/toplam' olarak mekânı anlamlandırması uzunca bir süre göz ardı edilmiş bir olgudur.
Covid-19 Pandemic which is the impact all over the world, not just the most developed countries, ... more Covid-19 Pandemic which is the impact all over the world, not just the most developed countries, every country suffering from the same impact as both economical and social. The most fragile side of society like child labour and seasonal agricultural labour who is the most affected side of this pandemic can be still progressing in these circumstances. By the reason of this research, in processing pandemic, seasonal traveller agricultural labour who are going for working regularly every year from the province of Şanlurfa to county Eyyubiye to Beylikova in Eskişehir, aim relating about the schedule of working conditions. Basically this research, as a branch of research, first of all, in process of the pandemic, seasonal traveller agricultural labour who is the one of the most fragile living form having into the inequal poverty eminently, its composing different Notion and chain of the theory like "poverty culture", "poverty of infertile circle", "alternately poverty". In this sense qualitative research method was used in this study, seasonal traveller agricultural labours' families who work in Beylikova (2 of them sergeant and 13 of them labourer about, a total of 15 people). Techniques, that made among the date of 16-20 July 2020, which were the purpose of gained conclusion from "face to face deeply interview", "on-site observing and examination". As a result, in this research, it was doubled of seasonal agricultural workers' expenses with covid-19 pandemic progress. Because of was decreased amount of person who stays in the tents, they need to buy more tents, although the amount of staying in the one tent 6-7 person, women have to work a range of men, the most important seasonal travelling agricultural workers foremost, by the employer, it has been determined, they exposed to social-press, places where their went to various regions by means humiliate the honours of they humanity. Also seasonal travelling agricultural workers, because they exposed to more sun and caught an infection their places where they go, such as malaria, tension, heart diseases various illness. It is a striking fact that for they could not access to clean water, because of this unclean water many people had gone to the hospital in some places. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 Pandemisi, gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere, tüm ülkeleri ekonomik ve sosyal olarak kasıp kavurmaya devam etmektedir. Bu anlamda, çocuk işçiler ve mevsimlik gezici tarım işçileri gibi toplumun en kırılgan grupları, bu süreçten nasibini en çok alanlar arasında yer almayı sürdürmektedir. Söz konusu sebeple bu araştırma, Şanlıurfa ilinin Eyyübiye ilçesinden Eskişehir ilinin Beylikova ilçesine çalışmak üzere her yıl düzenli olarak giden mevsimlik gezici tarım işçilerinin pandemi sürecindeki çalışma koşullarını irdelemeyi amaçlamaktadır. Temelde alan araştırmasına dayanan bu çalışma, öncelikle, pandemi sürecinde eşitsizliklerin ve yoksullukların fazlasıyla yaşandığı en kırılgan yaşam formlarından birine sahip olan mevsimlik gezici tarım işçiliğini, "yoksulluk kültürü", "yoksulluk kısır döngüsü", "nöbetleşe yoksulluk" gibi farklı kavram ve kuramlar bağlamında inceleyerek bir çerçeve oluşturmaktadır. Bu anlamda nitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu incelemede, Beylikova ilçesinde çalışan mevsimlik gezici tarım işçi aileleri (2'si 'çavuş/elçi' ve 13'ü de 'işçi/amele' olmak üzere toplam 15 kişi) ile 16-20 Temmuz 2020 tarihleri arasında yapılan 'yüz yüze derinlemesine görüşme' ve 'yerinde gözlem ve inceleme' gibi araştırma tekniklerinden elde edilen verilerden hareket edilmektedir. Sonuç itibariyle bu araştırmada, Covid-19 Pandemi süreciyle birlikte mevsimlik gezici tarım işçilerinin ulaşım masraflarının ikiye katlandığı; çadırlarda kalan kişi sayısının azaltılmasından dolayı alınması gereken çadır sayısının artırıldığı; buna rağmen bir çadırda yaklaşık 6-7 kişinin kaldığı; kadınların erkeklere oranla çok daha fazla çalışmak zorunda kaldıkları; en önemlisi de, mevsimlik gezici tarım işçilerinin, başta işverenler olmak üzere, gittikleri yerlerde çeşitli kesimlerce "insani onurları" aşağılanacak düzeyde sosyal dışlanmaya maruz kaldıkları saptanmıştır. Ayrıca, mevsimlik gezici tarım işçilerinin gittikleri alanlarda çok uzun süre güneşe maruz kaldıkları, sıtma, tansiyon, kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklara yakalandıkları; bazı yerlerde temiz suya erişemedikleri için, içtikleri su yüzünden birçok kişinin hastanelik oldukları da çarpıcı biçimde ortaya çıkmıştır.
dönemlerde) alansal olarak çok hızlı yayılarak büyüdüğü tespit edilmiştir. Bu tespitler çerçevesi... more dönemlerde) alansal olarak çok hızlı yayılarak büyüdüğü tespit edilmiştir. Bu tespitler çerçevesinde şehrin alansal büyümesinin en belirgin olduğu yönler ve söz konusu bu yönlerde ortaya çıkabilecek sonuçlar değerlendirilerek daha planlı şehirsel gelişim alanları belirlenmiştir.
This paper examines the export barriers of small firms in Turkey and empirically tests a set of r... more This paper examines the export barriers of small firms in Turkey and empirically tests a set of relationships between some critical factors and the export status of firms. The study identifies six factors such as firm size and age, technology level, CEO age, the number of formal meetings and participation in the international fairs. In the light of the data, the export problems are discussed and suggestions for future research are presented.
Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine uyulmuştur. / In this article, the princ... more Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine uyulmuştur. / In this article, the principles of scientific research and publication ethics were followed.
Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve b... more Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve bunun coğrafi düşünceye etkilerini incelemektir. Günümüzde hem gündelik sözlüklerde hem de disiplin sözlüklerinde mekân ve yer, bazen birbiri yerine bazen de birbirinden tamamen farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Coğrafya disiplininde de mekân ve yer kavramlarına dair farklı tanımlama biçimleri mevcuttur. Bu yüzden coğrafyada mekân ve yere dair farklı tanımlamaların anlaşılabilmesi için, her iki kavramın kullanılma biçimlerinin, beslendikleri epistemolojik gelenekleri analiz etmek elzemdir. Kavramsal, tarihsel ve teorik bir çalışma olması nedeniyle, nitel bir yöntem olan 'metin analizi' tekniğine başvurulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma mekân ve yere dair iki farklı perspektifin coğrafi düşünceye etkilerini incelemektedir. Birincisi, modern düşüncede ortaya çıkan 'mutlak mekân' anlayışıdır. İkincisi ise, mutlak mekân kavramına karşı fenomenologlar tarafından geliştirilen ...
Bu calismada, GAP Bolgesi'nde modern tarimin ve tarima dayali sanayinin gelismesinde bir arac... more Bu calismada, GAP Bolgesi'nde modern tarimin ve tarima dayali sanayinin gelismesinde bir arac olarak sozlesmeli uretim modeli irdelenmektedir. Bolgede meyve tutma suresi, hasat zamani, ekimi veya dikim suresi boyunca makine kullanma duzeyi veya emek yogunluk dereceleri, iklim kosullari bakimindan risk duzeyi, devletin destek amacli urun prim miktari, yerel tuketim talebi, yildan yila degisen urun fiyat politikasi gibi nedenlerden dolayi farkli sekillerde olmak uzere "urun bazli sozlesmeli uretim modeli" uygulanabilir oldugu ortaya cikmaktadir. Soz konusu model sayesinde, bir kisim sanayi isletmeleri yeter miktarda, surekli ve kaliteli hammadde temin edebileceklerken, bir kisim uretici de hammadde sorunu cozmus olacaktir. Sozlesmeli uretimin baslatilmasi, gelistirilmesi ve yayginlastirilmasi icin bir taraftan ureticilerin ve sanayicilerin bilgilendirilmesi ve bilinclendirilmesi, diger taraftan ise, GAP cercevesinde basta sulama projeleri olmak uzere tarim sektorune yone...
Bu calismanin amaci, Adiyaman kentinde cografya ogretim yontem ve tekniklerinin cografya ogretimi... more Bu calismanin amaci, Adiyaman kentinde cografya ogretim yontem ve tekniklerinin cografya ogretimine etkisinin arastirilmasidir. Adiyaman kentinde bulunan orta egitim kurumlarinda egitim goren ogrencilerin olusturmus oldugu evrende belirlenen orneklem gurubuna uygulanan anket formuyla elde edilen verilerle arastirma yurutulmustur. Arastirmanin orneklemini 144’u kiz ve 229’u da erkek olmak uzere toplam 373 ogrenci olusturmaktadir. Verilerin guvenlik analizi icin Cronbach Alfa katsayisi, orneklem analizi icin frekans ve yuzde analizi, T.testi, One Way ANOVA testi ve Post Hoc Scheffe testi ve SSPS (Statistical Package for Social Sciences) versiyon 17.0 paket programi kullanilarak incelenmistir. Arastirma sonuclari incelendiginde; okullarda fiziki mekân yetersizligi ve en yaygin kullanilan anlatim yonteminin ogrencilerin derse katilimini olumsuz etkiledigi gorulmustur. Gezi-gozlem yonteminin ekonomik ve resmi izin gibi problemlerden dolayi cok az uygulandigini, fen lisesi ogrencilerinin ...
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2011
Besides the farmers living on rural areas, many families whose agricultural areas get smaller bec... more Besides the farmers living on rural areas, many families whose agricultural areas get smaller because of different reasons and thus become insufficient need to immigrate to other places for their livings. The seasonal laborers who are unskilled and work in ordinary jobs constitute a great deal of these people who are disqualified and mainly busy with agriculture. These disqualified agricultural laborers taking part in the seasonal immigration comply with the demand that occurs in the ordinary irrigation work, in the hoeing cotton, tobacco and corn, in picking up the crops like apricot, olive, hazelnut and citrus fruits, in harvesting onion, sugar beet, rice etc. The participants of the immigration are constituted of men, women and children who are old enough to work. The seasonal agricultural laborers, usually all family members, pass to the place that they will look for a job with their provisions, means and tools. Thus, they stay at the places that are determined by the local empl...
Covid-19 Pandemic which is the impact all over the world, not just the most developed countries, ... more Covid-19 Pandemic which is the impact all over the world, not just the most developed countries, every country suffering from the same impact as both economical and social. The most fragile side of society like child labour and seasonal agricultural labour who is the most affected side of this pandemic can be still progressing in these circumstances. By the reason of this research, in processing pandemic, seasonal traveller agricultural labour who are going for working regularly every year from the province of Şanlurfa to county Eyyubiye to Beylikova in Eskişehir, aim relating about the schedule of working conditions. Basically this research, as a branch of research, first of all, in process of the pandemic, seasonal traveller agricultural labour who is the one of the most fragile living form having into the inequal poverty eminently, its composing different Notion and chain of the theory like "poverty culture", "poverty of infertile circle", "alternately po...
Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve b... more Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve bunun coğrafi düşünceye etkilerini incelemektir. Günümüzde hem gündelik sözlüklerde hem de disiplin sözlüklerinde mekân ve yer, bazen birbiri yerine bazen de birbirinden tamamen farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Coğrafya disiplininde de mekân ve yer kavramlarına dair farklı tanımlama biçimleri mevcuttur. Bu yüzden coğrafyada mekân ve yere dair farklı tanımlamaların anlaşılabilmesi için, her iki kavramın kullanılma biçimlerinin, beslendikleri epistemolojik gelenekleri analiz etmek elzemdir. Kavramsal, tarihsel ve teorik bir çalışma olması nedeniyle, nitel bir yöntem olan 'metin analizi' tekniğine başvurulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma mekân ve yere dair iki farklı perspektifin coğrafi düşünceye etkilerini incelemektedir. Birincisi, modern düşüncede ortaya çıkan 'mutlak mekân' anlayışıdır. İkincisi ise, mutlak mekân kavramına karşı fenomenologlar tarafından geliştirilen eleştirilerdir. Her iki düşünce geleneği üzerinden tartışılan mekân ve yer birbirinden ayrı olarak düşünülmüştür. Hem mutlak mekân anlayışını hem de yer yaklaşımlarının fenomenolojik boyutunun eleştirisi, genel anlamda, toplumsal mekân kavramından hareketle ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda David Harvey ve Doreen Massey toplumsal mekân düşüncesinden hareketle mekân ve yerin ilişkisel boyutunu ön çıkarmaktadır. Bu ilişkide toplumsal bir ürün olarak mekân, yerlerin toplamını ifade eder. Yerlerin bir 'fark/toplam' olarak mekânı anlamlandırması uzunca bir süre göz ardı edilmiş bir olgudur.
Yer adlarıyla ilgili Türkçe literatürdeki çalışmaların büyük çoğunluğu, olguyu nesnelleştirerek m... more Yer adlarıyla ilgili Türkçe literatürdeki çalışmaların büyük çoğunluğu, olguyu nesnelleştirerek mevcut verilerin betimlenmesi, sınıflandırılması ve sayısallaştırılması şeklinde incelediği saptanmıştır. Olguya sağlanan bu pozitivist ayrıcalık, adlandırmanın doğasında yatan iktidar ilişkilerinin göz ardı edilmesine neden olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, adlandırma pratiklerinin iktidar ve ideoloji ile olan ilişkisini, teorik bir çerçevede tartışmaktır. Bu tartışma, “iktidar mutlak mekân perspektifi ile adlandırır” varsayımından hareket etmektedir. Çalışmanın teorik ve kavramsal (gösterge, ideoloji) bağlamı, mutlak mekân eleştirisine dayanmaktadır. Bu eleştiri; iktidar, adlandırma, ideoloji ve gösterge kavramlarından hareketle teorik bir okuma biçimine yoğunlaşmaktadır.
Abstract: Various infectious diseases, which affect human history globally, not only affect socie... more Abstract: Various infectious diseases, which affect human history globally, not only affect societies in terms of health, economic, political and cultural aspects, but also can cause the formation of various polarizations or the deepening of existing polarizations and the shaping of social perceptions. In this context, the Covid-19 epidemic, which first emerged in China in December 2019, not only deepened the economic and social inequality between classes, but also affected the formation of various perceptions against some social groups, especially disadvantaged groups, or played an important role in further deepening of existing perceptions. For this reason, the aim of this research is to reveal whether Covid-19 affects the perceptions of Syrians and Şanlıurfa people, based on field research data, and to reveal the role of Covid-19 in the formation of social perceptions towards Syrians. For this reason, this research aims to reveal whether Covid-19 affects the perceptions of Syrians and Şanlıurfa people towards each other, based on field study data, and to reveal the role of Covid-19 in the formation of social perceptions towards Syrians. In this study, which is basically based on field research, the Syrian population of the two central districts, Haliliye and Eyyübiye in the city of Şanlıurfa, a semi-structured questionnaire was applied to a total of 720 people, 360 of whom are Syrians and 360 from Şanlıurfa, in 45 neighborhoods where Syrians live intensely. In addition, interviews were held with the headmen of the neighborhoods where the Syrians live the most in the city. In this context, interviews were held with the headmen of 37 neighborhoods, 15 by phone and 22 face-to-face. As a result of the research, it was revealed that 4.4% of the participants from Şanlıurfa had a negative impact on the relations between themselves and Syrians due to the Covid-19 disease, and their view of Syrians is now “worse” compared to the pre-Covid-19 period. On the other hand, 11% of the Syrian participants revealed that Covid-19 had a negative effect on the relations between themselves and the people of Şanlıurfa and they thought that the perceptions, attitudes and behaviors of the people of Şanlıurfa were “worse” compared to the pre-Covid-19 period. In addition, it was striking that 20 of the 37 neighborhood muhtars interviewed (so, 54% of the muhtars) thought that the Syrians facilitated the spread of the Covid-19 disease “as a result of their lack of attention and unsensitivity to cleanliness”. Thus, it has been seen that Covid-19 has caused the formation of various social perceptions towards Syrians, and more importantly, some pre-existing perceptions have developed at a level that leads to social exclusion and otherization. In this sense, it has been revealed that the Covid-19 epidemic played a triggering role in deepening and clinching these perceptions towards Syrians. Keywords: Immigration, Syrians, Şanlıurfa, Covid-19, social perceptions Öz: İnsanlık tarihini küresel olarak etkileyen çeşitli bulaşıcı hastalıklar, toplumları sadece sağlık, ekonomik, politik ve kültürel gibi açılardan etkilememekte aynı zamanda, çeşitli kutuplaşmaların oluşmasında veya var olan kutuplaşmaların derinleşmesine, toplumsal algı ve yargıların biçimlenmesine de sebep olabilmektedir. Bu bağlamda, Aralık 2019’da ilk olarak Çin’de ortaya çıkan Covid-19 salgını, sadece sınıflar arası ekonomik ve sosyal eşitsizliği derinleştirmemiş, aynı zamanda dezavantajlı gruplar başta olmak üzere, bazı toplumsal gruplara karşı çeşitli algı ve yargıların oluşmasını etkilemiş ya da var olan algı ve yargıların daha da derinleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, Covid-19’un Suriyelilerin ve Şanlıurfalıların birbirlerine yönelik olan algı ve yargılarını etkileyip etkilemediğini, Suriyelilere yönelik toplumsal algı ve yargıların oluşmasında Covid-19’un rolünü ortaya koymaktır. Temelde alan araştırmasına dayanan bu çalışmada, Şanlıurfa şehrinde, 2020 yılının eylül ayında, iki merkez ilçe olan Haliliye ve Eyyübiye ilçelerinin şehirsel alanında yer alan 45 mahallede, 360’ı Suriyeli ve 360’ı da Şanlıurfalı olmak üzere toplamda 720 kişiye yarı yapılandırılmış anket formu uygulanmıştır. Ayrıca şehirde Suriyelilerin görece en yoğun olarak yaşadıkları mahallelerin muhtarlarıyla görüşmeler de gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, 15’i telefonla ve 22’si de yüz yüze olmak üzere 37 mahallenin muhtarıyla görüşme yapılmıştır. Araştırma neticesinde, Şanlıurfalı katılımcıların %4,4’ünde, Covid-19 hastalığının kendileri ve Suriyeliler arasındaki ilişkilere olumsuz bir etkisi olduğu, Covid-19 öncesi dönemle kıyaslandığında, Suriyelilere olan bakışlarının şu anda “daha kötü” olduğu ortaya çıkmıştır. Buna karşılık Suriyeli katılımcıların %11’i, Covid-19’un Şanlıurfalılarla kendi aralarındaki ilişkilere olumsuz bir etkisi olduğu ve Covid-19 öncesi döneme göre Şanlıurfalıların kendilerine yönelik algı ve yargıların, tutum ve davranışların “daha kötü”…
ÖZET Bu çalışma, Şanlıurfa şehrinde yaşayan Suriyelilerin, göç öncesi (2011 öncesinde Suriye’deyk... more ÖZET Bu çalışma, Şanlıurfa şehrinde yaşayan Suriyelilerin, göç öncesi (2011 öncesinde Suriye’deyken) ve göç sonrası (Şanlıurfa’dayken) sosyoekonomik durumlarına odaklanmaktadır. Zorunlu göçe maruz kalmış insanların, mevcut sosyoekonomik durumlarının daha iyi ortaya konulması için, göç öncesi durumlarının da bilinmesi gerekmektedir. Böyle bir çalışma, bir taraftan Suriyelilerin göç öncesindeki sosyoekonomik durumunu diğer taraftan da göç sonrası sosyoekonomik yapılarında meydana gelen değişikliği daha sağlıklı anlamaya katkı sunabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Suriyelilerin göç öncesi ve göç sonrası sosyoekonomik durumlarını karşılaştırmalı bir analize tabi tutarak, Suriyelilerin sosyoekonomik durumlarında meydana gelen değişikliğin nasıl olduğunu Şanlıurfa şehrinde yaşayan Suriyeliler üzerinden ortaya koymaktır. Bu araştırmada, veri toplam tekniği olarak saha gözlemleri ve anket tekniği kullanılmıştır. Bu kapsamda, Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı Eyyübiye’ye bağlı 25 ve Haliliye’ye bağlı 20 olmak üzere toplam 45 şehirsel mahallede 360 gönüllü Suriyeli katılımcıya rastgele örneklem yoluyla ve yüz yüze görüşülerek anket uygulanmıştır. Anketler bir online veri toplama aracı olan KoBotoolbox programı aracılığıyla 2020 yılının eylül ayında uygulanmıştır. Sonuç olarak, zorunlu göç sonrası, Suriyelilerin sosyoekonomik yapılarında ciddi değişikliklerin olduğu görülmüştür. Göç öncesiyle kıyaslandığında, zorunlu göçün, Suriyelilerin sosyoekonomik yapılarını %19’luk düzeyde “iyi” yönde etkilediği, %70’lik düzeyde de “kötü” yönde etkilediği saptanmıştır. Zorunlu göçün sosyoekonomik olarak etkilemediği Suriyelilerin oranı ise, %11 düzeyinde olduğu görülmüştür. Böylece, göç öncesiyle kıyaslandığında, göç sonrası Suriyelilerin sosyoekonomik durumlarının, %19’u “olumlu” ve %70’i “olumsuz” olmak üzere, %89 oranında etkilendiği saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Savaş, Zorunlu Göç, Suriyeliler, Sosyoekonomik Durum, Şanlıurfa Şehri ABSTRACT This study focuses on the socioeconomic status of Syrians who living in Şanlıurfa city before migration (when in Syria before 2011) and after migration (in Şanlıurfa). In order to better reveal the current socioeconomic status of people who have been subjected to forced migration, their before migration status should also be known. Such a study can contribute to a healthier understanding of the current socioeconomic status of the existing Syrians before the migration, on the one hand, and the change in their socioeconomic structure after the migration, on the other hand. The aim of this study is to analyze the socioeconomic conditions of the Syrians before and after the migration, and to reveal how the socioeconomic status of the Syrians has changed through the Syrians who living in the city of Şanlıurfa. In this study, were used field observations and survey technique as data collection technique. In this context, a survey was applied to 360 volunteer Syrian participants through random sampling and face-to-face interviews in a total of 45 urban neighborhoods, 25 in Eyyübiye and 20 in Haliliye, where Syrians live heavily. The Surveys were administered in September 2020 via the KoBotoolbox application, which is a online data collection tool. As a result, it has been observed that there are serious changes in the socioeconomic structures of the Syrians after the forced migration. Compared to before migration, it was determined that forced migration had a “good” effect on the socioeconomic structure of Syrians at a level of 19%, and a “bad” effect on the socioeconomic structure of 70%. It has been observed that the rate of Syrians who are not socioeconomically affected by forced migration is at the level of 11%. Thus, when compared to before migration, it was determined that the socioeconomic status of Syrians after migration was affected by 89%, including 19% “positive” and 70% “negative”. Keywords: War, Forced Migration, Syrians, Socioeconomic Situation, Şanlıurfa City
Bu çalışma 1. yazarın doktora tezinden üretilmiştir. Özet İnsanlar, tarih boyunca temel ihtiyaçla... more Bu çalışma 1. yazarın doktora tezinden üretilmiştir. Özet İnsanlar, tarih boyunca temel ihtiyaçları gidermede sağladığı kolaylık bakımından topluluklar halinde yaşamaya meyilli olmuşlardır. Ortak ihtiyaçların yani kamusal ihtiyaçların giderek çoğalması ile insan topluluklarının giderek büyük gruplar halinde bir arada yaşamaya başlamışlardır. Kamusal mallar zamanın ihtiyaçlarına göre şekillenmiş ilk başlarda çevre koşulları, bulaşıcı hastalık bağlamında tartışılan kamusal mallar, insan ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ve teknolojinin gelişmesiyle finansal istikrar, eğitim, bilgi, internet ve küresel iletişim bağlamında tartışılmaya başlanmıştır. 21. Yüzyılda dijital gelişmeler sonucu ulusal sosyo-ekonomik kalkınma süreçleri giderek dijital dünya ile iç içe geçmiştir. Dijital teknolojiler, yeniden programlanabilmeleri sayesinde her sektörde kullanılmakta ve çok amaçlıdırlar. Covid-19 pandemisi ile zorunlu bir hale gelen çevrimiçi eğitim de tüketimde rakipsiz ve tüketiminde dışlamanın mümkün olmadığı bir kamusal mal türü olan küresel kamu mal kapsamında değerlendirilmektedir. Devletin e-devlet, ekonominin dijital ekonomi ve eğitimin e-eğitim olarak dönüşüm geçirdiği dijital çağda bu makale, kamusal mal kavramını irdeleyerek kamusal mal olarak dijital eğitimi ve Türkiye'de eğitimde dijitalleşme çalışmalarını inceleyecektir.
Türkiye’nin, AB’ye üyelik için başlanan müzakere sürecinde yapısı nedeniyle en zor geçmesi beklen... more Türkiye’nin, AB’ye üyelik için başlanan müzakere sürecinde yapısı nedeniyle en zor geçmesi beklenen konuların başında tarım ile ilgili olanlar gelmektedir. Çünkü, işleyiş mekanizmaları, kurumsal yapı ve ekonomideki ağırlık açısından AB tarım sektörü ile Türkiye tarım sektörü son derece farklıdır. Buna ilaveten Türkiye’de tarım sektörünün, bölgeler arasında da çok ciddi temel farlılık göstermesi, işi daha da zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, üyelik sürecinde tarım sektörüne yönelik yapılacak iyileştirme çalışmaları, her bölgenin ve hatta alt bölgelerin özelliklerine uygun ve sürdürülebilir olmalıdır. Söz konusu iyileştirme çalışmalarının temel referansı tarımsal işletmeler olmalıdır
The province of Şanlıurfa has more fertile lands (64.1%) comparing to the other agricultural land... more The province of Şanlıurfa has more fertile lands (64.1%) comparing to the other agricultural lands in Turkey (36 %) and the lands in the GAP Region (43%, SouthEast Anatolian Project). Therefore the province is promising a rich and available situation in terms of having agricultural lands. However, when the province is analyzed in terms of using modern agricultural vehicles, as result of lack of not benefiting form the lands enough, it is seen that there are serious structural problems. In this study; the most important issues of the structural features such as agricultural features and geographical dispersion of the lands, irrigation situation, agricultural business structure, mechanization, using quality germs (seeds) using chemical fertilizers and agricultural chemicals, farmer organizations, capital, transportation and marketing are examined.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2011
This study is carried out to identify living standards of seasonal agricultural workers in Hilvan... more This study is carried out to identify living standards of seasonal agricultural workers in Hilvan County of Şanlıurfa that largely rely on agriculture and have sufficient or little cultivable lands. Study sample is composed of families of the students who attend schools affiliated to Hilvan County Directorate of National Education and are involved in temporary migration before the school term ends in a year. "Face to face" interviews were held with and questionnaires were applied to heads of 523 families which live on seasonal agricultural labor. The results were assessed by using SPSS (Statistical Package for Social Science) through various statistical techniques required for the study purpose. Majority of the children of families who
Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve b... more Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve bunun coğrafi düşünceye etkilerini incelemektir. Günümüzde hem gündelik sözlüklerde hem de disiplin sözlüklerinde mekân ve yer, bazen birbiri yerine bazen de birbirinden tamamen farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Coğrafya disiplininde de mekân ve yer kavramlarına dair farklı tanımlama biçimleri mevcuttur. Bu yüzden coğrafyada mekân ve yere dair farklı tanımlamaların anlaşılabilmesi için, her iki kavramın kullanılma biçimlerinin, beslendikleri epistemolojik gelenekleri analiz etmek elzemdir. Kavramsal, tarihsel ve teorik bir çalışma olması nedeniyle, nitel bir yöntem olan 'metin analizi' tekniğine başvurulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma mekân ve yere dair iki farklı perspektifin coğrafi düşünceye etkilerini incelemektedir. Birincisi, modern düşüncede ortaya çıkan 'mutlak mekân' anlayışıdır. İkincisi ise, mutlak mekân kavramına karşı fenomenologlar tarafından geliştirilen eleştirilerdir. Her iki düşünce geleneği üzerinden tartışılan mekân ve yer birbirinden ayrı olarak düşünülmüştür. Hem mutlak mekân anlayışını hem de yer yaklaşımlarının fenomenolojik boyutunun eleştirisi, genel anlamda, toplumsal mekân kavramından hareketle ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda David Harvey ve Doreen Massey toplumsal mekân düşüncesinden hareketle mekân ve yerin ilişkisel boyutunu ön çıkarmaktadır. Bu ilişkide toplumsal bir ürün olarak mekân, yerlerin toplamını ifade eder. Yerlerin bir 'fark/toplam' olarak mekânı anlamlandırması uzunca bir süre göz ardı edilmiş bir olgudur.
Covid-19 Pandemic which is the impact all over the world, not just the most developed countries, ... more Covid-19 Pandemic which is the impact all over the world, not just the most developed countries, every country suffering from the same impact as both economical and social. The most fragile side of society like child labour and seasonal agricultural labour who is the most affected side of this pandemic can be still progressing in these circumstances. By the reason of this research, in processing pandemic, seasonal traveller agricultural labour who are going for working regularly every year from the province of Şanlurfa to county Eyyubiye to Beylikova in Eskişehir, aim relating about the schedule of working conditions. Basically this research, as a branch of research, first of all, in process of the pandemic, seasonal traveller agricultural labour who is the one of the most fragile living form having into the inequal poverty eminently, its composing different Notion and chain of the theory like "poverty culture", "poverty of infertile circle", "alternately poverty". In this sense qualitative research method was used in this study, seasonal traveller agricultural labours' families who work in Beylikova (2 of them sergeant and 13 of them labourer about, a total of 15 people). Techniques, that made among the date of 16-20 July 2020, which were the purpose of gained conclusion from "face to face deeply interview", "on-site observing and examination". As a result, in this research, it was doubled of seasonal agricultural workers' expenses with covid-19 pandemic progress. Because of was decreased amount of person who stays in the tents, they need to buy more tents, although the amount of staying in the one tent 6-7 person, women have to work a range of men, the most important seasonal travelling agricultural workers foremost, by the employer, it has been determined, they exposed to social-press, places where their went to various regions by means humiliate the honours of they humanity. Also seasonal travelling agricultural workers, because they exposed to more sun and caught an infection their places where they go, such as malaria, tension, heart diseases various illness. It is a striking fact that for they could not access to clean water, because of this unclean water many people had gone to the hospital in some places. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 Pandemisi, gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere, tüm ülkeleri ekonomik ve sosyal olarak kasıp kavurmaya devam etmektedir. Bu anlamda, çocuk işçiler ve mevsimlik gezici tarım işçileri gibi toplumun en kırılgan grupları, bu süreçten nasibini en çok alanlar arasında yer almayı sürdürmektedir. Söz konusu sebeple bu araştırma, Şanlıurfa ilinin Eyyübiye ilçesinden Eskişehir ilinin Beylikova ilçesine çalışmak üzere her yıl düzenli olarak giden mevsimlik gezici tarım işçilerinin pandemi sürecindeki çalışma koşullarını irdelemeyi amaçlamaktadır. Temelde alan araştırmasına dayanan bu çalışma, öncelikle, pandemi sürecinde eşitsizliklerin ve yoksullukların fazlasıyla yaşandığı en kırılgan yaşam formlarından birine sahip olan mevsimlik gezici tarım işçiliğini, "yoksulluk kültürü", "yoksulluk kısır döngüsü", "nöbetleşe yoksulluk" gibi farklı kavram ve kuramlar bağlamında inceleyerek bir çerçeve oluşturmaktadır. Bu anlamda nitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu incelemede, Beylikova ilçesinde çalışan mevsimlik gezici tarım işçi aileleri (2'si 'çavuş/elçi' ve 13'ü de 'işçi/amele' olmak üzere toplam 15 kişi) ile 16-20 Temmuz 2020 tarihleri arasında yapılan 'yüz yüze derinlemesine görüşme' ve 'yerinde gözlem ve inceleme' gibi araştırma tekniklerinden elde edilen verilerden hareket edilmektedir. Sonuç itibariyle bu araştırmada, Covid-19 Pandemi süreciyle birlikte mevsimlik gezici tarım işçilerinin ulaşım masraflarının ikiye katlandığı; çadırlarda kalan kişi sayısının azaltılmasından dolayı alınması gereken çadır sayısının artırıldığı; buna rağmen bir çadırda yaklaşık 6-7 kişinin kaldığı; kadınların erkeklere oranla çok daha fazla çalışmak zorunda kaldıkları; en önemlisi de, mevsimlik gezici tarım işçilerinin, başta işverenler olmak üzere, gittikleri yerlerde çeşitli kesimlerce "insani onurları" aşağılanacak düzeyde sosyal dışlanmaya maruz kaldıkları saptanmıştır. Ayrıca, mevsimlik gezici tarım işçilerinin gittikleri alanlarda çok uzun süre güneşe maruz kaldıkları, sıtma, tansiyon, kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklara yakalandıkları; bazı yerlerde temiz suya erişemedikleri için, içtikleri su yüzünden birçok kişinin hastanelik oldukları da çarpıcı biçimde ortaya çıkmıştır.
dönemlerde) alansal olarak çok hızlı yayılarak büyüdüğü tespit edilmiştir. Bu tespitler çerçevesi... more dönemlerde) alansal olarak çok hızlı yayılarak büyüdüğü tespit edilmiştir. Bu tespitler çerçevesinde şehrin alansal büyümesinin en belirgin olduğu yönler ve söz konusu bu yönlerde ortaya çıkabilecek sonuçlar değerlendirilerek daha planlı şehirsel gelişim alanları belirlenmiştir.
This paper examines the export barriers of small firms in Turkey and empirically tests a set of r... more This paper examines the export barriers of small firms in Turkey and empirically tests a set of relationships between some critical factors and the export status of firms. The study identifies six factors such as firm size and age, technology level, CEO age, the number of formal meetings and participation in the international fairs. In the light of the data, the export problems are discussed and suggestions for future research are presented.
Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine uyulmuştur. / In this article, the princ... more Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine uyulmuştur. / In this article, the principles of scientific research and publication ethics were followed.
Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve b... more Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve bunun coğrafi düşünceye etkilerini incelemektir. Günümüzde hem gündelik sözlüklerde hem de disiplin sözlüklerinde mekân ve yer, bazen birbiri yerine bazen de birbirinden tamamen farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Coğrafya disiplininde de mekân ve yer kavramlarına dair farklı tanımlama biçimleri mevcuttur. Bu yüzden coğrafyada mekân ve yere dair farklı tanımlamaların anlaşılabilmesi için, her iki kavramın kullanılma biçimlerinin, beslendikleri epistemolojik gelenekleri analiz etmek elzemdir. Kavramsal, tarihsel ve teorik bir çalışma olması nedeniyle, nitel bir yöntem olan 'metin analizi' tekniğine başvurulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma mekân ve yere dair iki farklı perspektifin coğrafi düşünceye etkilerini incelemektedir. Birincisi, modern düşüncede ortaya çıkan 'mutlak mekân' anlayışıdır. İkincisi ise, mutlak mekân kavramına karşı fenomenologlar tarafından geliştirilen ...
Bu calismada, GAP Bolgesi'nde modern tarimin ve tarima dayali sanayinin gelismesinde bir arac... more Bu calismada, GAP Bolgesi'nde modern tarimin ve tarima dayali sanayinin gelismesinde bir arac olarak sozlesmeli uretim modeli irdelenmektedir. Bolgede meyve tutma suresi, hasat zamani, ekimi veya dikim suresi boyunca makine kullanma duzeyi veya emek yogunluk dereceleri, iklim kosullari bakimindan risk duzeyi, devletin destek amacli urun prim miktari, yerel tuketim talebi, yildan yila degisen urun fiyat politikasi gibi nedenlerden dolayi farkli sekillerde olmak uzere "urun bazli sozlesmeli uretim modeli" uygulanabilir oldugu ortaya cikmaktadir. Soz konusu model sayesinde, bir kisim sanayi isletmeleri yeter miktarda, surekli ve kaliteli hammadde temin edebileceklerken, bir kisim uretici de hammadde sorunu cozmus olacaktir. Sozlesmeli uretimin baslatilmasi, gelistirilmesi ve yayginlastirilmasi icin bir taraftan ureticilerin ve sanayicilerin bilgilendirilmesi ve bilinclendirilmesi, diger taraftan ise, GAP cercevesinde basta sulama projeleri olmak uzere tarim sektorune yone...
Bu calismanin amaci, Adiyaman kentinde cografya ogretim yontem ve tekniklerinin cografya ogretimi... more Bu calismanin amaci, Adiyaman kentinde cografya ogretim yontem ve tekniklerinin cografya ogretimine etkisinin arastirilmasidir. Adiyaman kentinde bulunan orta egitim kurumlarinda egitim goren ogrencilerin olusturmus oldugu evrende belirlenen orneklem gurubuna uygulanan anket formuyla elde edilen verilerle arastirma yurutulmustur. Arastirmanin orneklemini 144’u kiz ve 229’u da erkek olmak uzere toplam 373 ogrenci olusturmaktadir. Verilerin guvenlik analizi icin Cronbach Alfa katsayisi, orneklem analizi icin frekans ve yuzde analizi, T.testi, One Way ANOVA testi ve Post Hoc Scheffe testi ve SSPS (Statistical Package for Social Sciences) versiyon 17.0 paket programi kullanilarak incelenmistir. Arastirma sonuclari incelendiginde; okullarda fiziki mekân yetersizligi ve en yaygin kullanilan anlatim yonteminin ogrencilerin derse katilimini olumsuz etkiledigi gorulmustur. Gezi-gozlem yonteminin ekonomik ve resmi izin gibi problemlerden dolayi cok az uygulandigini, fen lisesi ogrencilerinin ...
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2011
Besides the farmers living on rural areas, many families whose agricultural areas get smaller bec... more Besides the farmers living on rural areas, many families whose agricultural areas get smaller because of different reasons and thus become insufficient need to immigrate to other places for their livings. The seasonal laborers who are unskilled and work in ordinary jobs constitute a great deal of these people who are disqualified and mainly busy with agriculture. These disqualified agricultural laborers taking part in the seasonal immigration comply with the demand that occurs in the ordinary irrigation work, in the hoeing cotton, tobacco and corn, in picking up the crops like apricot, olive, hazelnut and citrus fruits, in harvesting onion, sugar beet, rice etc. The participants of the immigration are constituted of men, women and children who are old enough to work. The seasonal agricultural laborers, usually all family members, pass to the place that they will look for a job with their provisions, means and tools. Thus, they stay at the places that are determined by the local empl...
Covid-19 Pandemic which is the impact all over the world, not just the most developed countries, ... more Covid-19 Pandemic which is the impact all over the world, not just the most developed countries, every country suffering from the same impact as both economical and social. The most fragile side of society like child labour and seasonal agricultural labour who is the most affected side of this pandemic can be still progressing in these circumstances. By the reason of this research, in processing pandemic, seasonal traveller agricultural labour who are going for working regularly every year from the province of Şanlurfa to county Eyyubiye to Beylikova in Eskişehir, aim relating about the schedule of working conditions. Basically this research, as a branch of research, first of all, in process of the pandemic, seasonal traveller agricultural labour who is the one of the most fragile living form having into the inequal poverty eminently, its composing different Notion and chain of the theory like "poverty culture", "poverty of infertile circle", "alternately po...
Uploads
Papers by sedat benek