Muhammed Sarı
Related Authors
Raees Calafato
Universitetet i Sørøst-Norge / University of South-Eastern Norway
Lluís Parcerisa
University of Barcelona
Misikir Milkias Finsa
Addis Ababa University
Jeffrey J Brooks
Bureau of Ocean Energy Management
Logan Cochrane
Hamad Bin Khalifa University
Sabrina Saase
Escp
Claire Branigan
Rice University
Joyce Bennett
Connecticut College
Uploads
Papers by Muhammed Sarı
Turkısh Committee oluşturur. Fakat bu cemiyetin kuruluşundan sonra çok etkin olmadığından olsa gerek bu isme
1913 yılına kadar rastlanmaz. 1913 yılının Kasım ve Aralık aylarında yine Türkofil bir topluluk olarak AngloOttoman Association’dan dönüşerek yeni kurulacak olan Anglo-Ottoman Society ismi zikredilmeye başlar. Bu
topluluk 15 Aralık tarihinde toplantısını yapar ve bu tarihten itibaren üyelerini toplar. Bu sırada Üyeleri arasında
Pan-Afrikan ve Pan-İslamist olarak tanınan Duse Muhammed Ali, sonradan Müslüman olan Marmaduke Pickthall,
Arthur Field, Kont ailesinden olan Aubrey Herbert gibi etkili isimler yer alır. Üyeler arasında muhafazakâr
siyasetçilerin yanısıra liberal, işçi ve İrlanda milliyetçi partilerinden milletvekilleri ve Lordlar Kamarası’ndan
kişiler vardır. Bunlardan başka, dikkat çeken Rus göçmeni liberal haham Jaakoff Prelooker ile yine Siyonist olarak
bilinen Moses Gaster ile Yahudi gazeteci Lucien Wolf da yürütme kurulunda yer alır.
Anglo-Ottoman Society, Türk dostu propaganda merkezi konumundadır. Bu cemiyet, Osmanlı Devleti’nin
çıkarlarını savunacak ve bütün dünyada Müslümanların davasını duyuracaktır. Cemiyet, ırk, siyasi ve dini inançlar
dikkate alınmaksızın tüm erkekler ve kadınlara açıktır. I. Dünya Savaşı başlamadan evvel Osmanlı ve İngiliz
ittifakını savunmuş, ancak savaş başlayınca iki devlet karşı karşıya gelince bu kez söylemlerini yenilemek zorunda
kalmışlardır. Savaş döneminde ise İngiliz hükümeti üzerinde baskı kurarak Osmanlı ile ayrı bir barış antlaşması
imzalanmasını temin etmeye çalışmışlardır. Buna da muvaffak olamayınca bu kez de Savaş sonrasında
Osmanlı’nın Trakya, Anadolu ve İstanbul topraklarının Türklere bırakılması için çaba sarfetmişlerdir. Lakin bu
noktada da başarı sağlayamamışlardır.
Topluluk üyeleri faaliyetlerini çoğunlukla basın-yayın kuruluşları, konferanslar ve ikili görüşmelerle
yaymaya çalışmışlardır. Bu yayın organları African Times and Orient Review, İslamic Review, The New Age’den
oluşmaktadır. Yayın organlarıyla da İngiliz kamuoyu ve hükümetini etki altına almaya çalışmışlardır. Bu etki,
Osmanlı’nın korunmasının İngiliz hükümeti açısından zaruri olduğu yönünde olmuştur. Ayrıca Osmanlı
aleyhindeki çeşitli yayınlara karşı da bu yayın organlarında kendi düşüncelerini yaymaya çalışmışlardır. Bu
topluluğun başarısı tartışılır bir durumda olsa da en azından ilk kez Türkofil bir yapının yurt dışında faaliyet
göstermesi açısından önem arzetmektedir.
It was aimed to address the pressure of the Greek government on the Muslim Turkish immigrants in Crete and the direction of this situation reflected in the Turkish press. The Greek government followed a policy of oppression on the Turkish immigrants in order to ensure that they could emigrate without the time to sell their goods and property. These
immigrants settled in places where the olive cultivation was generally important, such as in Edremit, Ayvalık, Darıca, Gemlik, Mudanya, Bodrum. In this study, newspapers such as Ahenk, Tanin, Vatan, Zaman, Hâkimiyet-i Milliye, İleri have been used.
Turkısh Committee oluşturur. Fakat bu cemiyetin kuruluşundan sonra çok etkin olmadığından olsa gerek bu isme
1913 yılına kadar rastlanmaz. 1913 yılının Kasım ve Aralık aylarında yine Türkofil bir topluluk olarak AngloOttoman Association’dan dönüşerek yeni kurulacak olan Anglo-Ottoman Society ismi zikredilmeye başlar. Bu
topluluk 15 Aralık tarihinde toplantısını yapar ve bu tarihten itibaren üyelerini toplar. Bu sırada Üyeleri arasında
Pan-Afrikan ve Pan-İslamist olarak tanınan Duse Muhammed Ali, sonradan Müslüman olan Marmaduke Pickthall,
Arthur Field, Kont ailesinden olan Aubrey Herbert gibi etkili isimler yer alır. Üyeler arasında muhafazakâr
siyasetçilerin yanısıra liberal, işçi ve İrlanda milliyetçi partilerinden milletvekilleri ve Lordlar Kamarası’ndan
kişiler vardır. Bunlardan başka, dikkat çeken Rus göçmeni liberal haham Jaakoff Prelooker ile yine Siyonist olarak
bilinen Moses Gaster ile Yahudi gazeteci Lucien Wolf da yürütme kurulunda yer alır.
Anglo-Ottoman Society, Türk dostu propaganda merkezi konumundadır. Bu cemiyet, Osmanlı Devleti’nin
çıkarlarını savunacak ve bütün dünyada Müslümanların davasını duyuracaktır. Cemiyet, ırk, siyasi ve dini inançlar
dikkate alınmaksızın tüm erkekler ve kadınlara açıktır. I. Dünya Savaşı başlamadan evvel Osmanlı ve İngiliz
ittifakını savunmuş, ancak savaş başlayınca iki devlet karşı karşıya gelince bu kez söylemlerini yenilemek zorunda
kalmışlardır. Savaş döneminde ise İngiliz hükümeti üzerinde baskı kurarak Osmanlı ile ayrı bir barış antlaşması
imzalanmasını temin etmeye çalışmışlardır. Buna da muvaffak olamayınca bu kez de Savaş sonrasında
Osmanlı’nın Trakya, Anadolu ve İstanbul topraklarının Türklere bırakılması için çaba sarfetmişlerdir. Lakin bu
noktada da başarı sağlayamamışlardır.
Topluluk üyeleri faaliyetlerini çoğunlukla basın-yayın kuruluşları, konferanslar ve ikili görüşmelerle
yaymaya çalışmışlardır. Bu yayın organları African Times and Orient Review, İslamic Review, The New Age’den
oluşmaktadır. Yayın organlarıyla da İngiliz kamuoyu ve hükümetini etki altına almaya çalışmışlardır. Bu etki,
Osmanlı’nın korunmasının İngiliz hükümeti açısından zaruri olduğu yönünde olmuştur. Ayrıca Osmanlı
aleyhindeki çeşitli yayınlara karşı da bu yayın organlarında kendi düşüncelerini yaymaya çalışmışlardır. Bu
topluluğun başarısı tartışılır bir durumda olsa da en azından ilk kez Türkofil bir yapının yurt dışında faaliyet
göstermesi açısından önem arzetmektedir.
It was aimed to address the pressure of the Greek government on the Muslim Turkish immigrants in Crete and the direction of this situation reflected in the Turkish press. The Greek government followed a policy of oppression on the Turkish immigrants in order to ensure that they could emigrate without the time to sell their goods and property. These
immigrants settled in places where the olive cultivation was generally important, such as in Edremit, Ayvalık, Darıca, Gemlik, Mudanya, Bodrum. In this study, newspapers such as Ahenk, Tanin, Vatan, Zaman, Hâkimiyet-i Milliye, İleri have been used.
Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye’nin yeni baştan imarı söz konusu olmuştur. Beyşehir ve çevresinde de yolların yapımı sulama işlerinin düzenlenmesi gibi çalışmalar göze çarpar. Özellikle Orta Anadolu Bölgesinde kuraklığın ortaya çıkardığı zorlukların izale edilmesi, bu yerlerin imarı noktasında büyük önem taşır. Bu yönüyle de Beyşehir ve çevresinde öncelikli olarak sulama sorununun çözümü ve ıslahı gündeme gelmiştir. Bu yüzden Beyşehir’de, Cumhuriyetin ilk yıllarında imar noktasındaki çalışmalar; kanalların açılması, Beyşehir gölü seviyesinin yükseltilmesi ve tarım arazilerinin sulanabilir duruma getirilmesi gibi noktalarda yoğunluk kazanmıştır.
1923 yılında başlayan bu süreç iki üç yıl içerisinde hızını kaybedecek ve 19,30'lara girerken bu grupların pek çoğu iskan edilmiş olacaktır. Ancak Balkanlar'dan göç bir türlü durmaz. Bu kez 1933'lerden itibaren Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerden Türkiye'ye gçö başlar. Devlet bir taraftan bunula meşgul olurken diğer taraftan ülke içerisinde homojen bir toplum ortaya çıkarabilmek amacıyla göçebe aşiretler iskan etmekte, bazı sorunlu aşiretler de farklı yerlere gönderilmektedir. Bütün bunlar yapılırken, bataklıkların kurutulması, yolların yapılması, numune köyler teşkili gibi iskanın kalıcılığını sağlamak için gerekli olan iskan sahalarının imarı da önem taşımaktadır.
Elinizdeki bu çalışmada 1923 yılında mübadele ile başlayan ülke içerisindeki yersiz yurtsuz harikzede, şark mültecisi ve felaketzedelerin yerleştirilmesiyle devam eden, aşiretlerin ve 1930'lu yıllarda Balkanlardan gelen göçmenlerin İç Anadolu şehirlerine yerleştirilmesiyle sonuçlanan tarihi olaylar tamamen birinci elden kaynaklar kullanılarak anlatılmıştır.