Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, 3.Uluslararası Sanat ve Estetik Sempozyumu
…
7 pages
1 file
idil, 2016
Ülkemizde, güzel sanatlar eğitiminde Batı ve Türk-İslam gelenekleri ve estetik anlayışından bahsedilirken, Musevi estetiği ve sanat anlayışı üzerinde durulmayan, pek bilinmeyen bir alan olmuştur. Üç semavi dinden biri olan Museviliğin, Hristiyanlık ve İslamiyetle de ilişkili olduğu düşünüldüğünde, bu konunun üzerinde durulması gereken bir konu olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Bu araştırma literatür tarama yöntemiyle gerçekleştirilmiş, estetik, felsefe, sanat, din ve kültürel yaklaşımları esas almış kuramsal bir araştırmadır. Genel olarak, Musevi estetik anlayışının ortaya konulmasına yönelik olarak yapılandırılmış bu çalışmanın çok üzerinde durulmayan bir konuya ışık tutarak katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Musevilikte sanat denildiğinde akla gelen, acaba " Musevi sanatı diye bir kavram olabilir mi? " sorusudur. Belli üslup özellikleri, kültürel bakış ve anlayış, dünya görüşü, dini anlayış gibi faktörlere bağlı olarak belirli kültürlerin sanat anlayışları bazen belirli bir estetik anlayış ve sistemi, sanata belirli bir perspektifden bakışı da tanımlayabilmektedirler. Yaygın sanat tarihi yaklaşım ve geleneklerinde, Musevi Sanatı, kültürel veya ulusal sanat kimliği veya bir tanımlama olarak görülmez (Silver & Baskind, 2011). Bu yazıda eğer bir Musevi Sanatı varsa bu nasıl tanımlanabilirden ziyade, Musevilik dininin dünyaya, hayata bakışı ve bu çerçevede sanata, daha özel olarak da görsel sanatlara bakışı anlaşılmaya çalışılmıştır. Musevilikte temel inanış " Bütün alemlerin yaratıcısı " inancına dayanır, ve normativ Museviliğin yasaları (halachah) sadece Musevilere değil bütün insanlara ilişkin estetik anlayış da dahil pek çok görüş ve kural sunar. Kant ve Hegel Musevileri, kendilerini sözel olarak ifade eden, soyut ifade ve tektanrıcılığı, materyalcilik ve sanat objelerinin muhtemel putlaştırılmasına tercih eden bir millet olarak tanımlar (Silver & Baskind, 2011). Solomon (1901) da benzeri şekilde Musevilerin büyük liderlerinin her zaman doğal formların, özellikle de insan formunun sanatsal ifadesine karşı olduğunu söylemiştir. Musevilikteki tasvir ve putlaştırma yasağına ilişkin kurallar temelini 16. YY. din adamı (Rabbi) Joseph Karo'nun ortaya koyduğu kurallardan (Shulchan Aruch) alır. Buna dayanılarak yapılmış bugünkü Tasvire yönelik Musevi kuralları Yoreh De'ah (putlar yasası) sekiz paragrafdan oluşur (Schwarzschild, 1975).
The Journal of Academic Social Science, 2018
İnsan ilişkileri aile, akrabalık, komşuluk, mahalle olarak büyüyen sosyal çemberle-rin içinde aidiyet, yardımlaşma, mahremiyet, sevgi, saygı çerçevesinde gelişmekte-dir. Barınma ihtiyacı insanın sosyal ilişkilerinin gelişmesiyle kente ve mimariye ait paylaşılan, eğlenilen, birlikte üretim yapılan birçok alanı ve donatıyı ortaya çıkar-maktadır. Sosyal yaşam mimari ve kentsel ölçekte mekanların ve donatıların şekil-lenmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Geleneksel dokuda sosyal yaşam ihtiyaçları beraberinde mimari ve kentsel çözümleri getirmiştir. Bu dokularda zamanla geliş-me gösteren kentsel ve mimari çözümler günümüzde mimarların ve şehir bölge planlamacıların örnek aldığı doğru değerler haline gelmiştir. Geleneksel dokular bulundukları coğrafyaya göre kendiliğinden gelişen organik bir yapıya sahip olsa da insan ilişkileri temelli yapısı ortak değerlere sahiptir. Bu bağlamda birçok aka-demik çalışma ve analiz vardır; fakat sosyal açıdan bakıldığında ortaya mimari ve kentsel ortak bir tablo konulabilir mi bu irdelenmelidir. Bu çalışmada amaçlanan sosyal yaşam perspektifinden ele alınan geleneksel dokuların mimari ve kentsel or-tak değerlerinin örnekler üzerinden ortaya konulmasıdır.
METU JFA, 2011
Anahtar Sözcükler: anıt ve heykel üretimi; sanatı anıtlaştırma refleksi; Türkiye'de anıt/ heykelin dönüşümü, kamusal alanda sanat; kitsch ve heykel; temsil sorunu.
GELENEKSEL ŞEHİR KİMLİKLERİNDEN MODERN KİMLİKSİZ KENTLİLİĞE, 2022
“Mekan sürekli olarak varlığımızı sarıp sarmalar, mekansal hacim boyunca hareket eder, biçim ve nesneleri görür, sesleri duyar, esintiyi hisseder ve bahçede açan çiçeklerin kokusunu alırız. Mekan ahşap ve taş gibi maddesel bir özdür. Ancak doğası itibariyle biçimsizdir. Onun görsel biçimi, ışık kalitesi, boyutları ve ölçeği tamamen toplam biçimin elemanları tarafından tanımlanan sınırlarına bağlıdır. Mekan kavranıp çevrelendikçe ve bir kalıba sokulup biçimsel elemanlar tarafından düzenlendikçe mimarlık varlık kazanır.”
Journal of Turkish Research Institute, 2020
Söz manadan farklıdır, edebî söz ise söyleyen kişiye aittir. Şiir, söz olarak tezahür eder. Klasik Türk şiirinde sözün veciz olanı makbuldür. Bu nedenle sehl-i mümteni söze daima ilgi gösterilmiştir. Türkçede sözün estetik formu sehli mümtenidir. Varlıkların hâl ve hareketlerini estetik gösteren özellikler sadelik, denge, uyum, ahenk, bütünlük, zarafet vs.dir. İnsan davranışlarının zarif kabul edilenleri, bu özelliklerin yanı sıra sarf edilen kuvveti gizleyecek kadar kolay yapılanlardır. Keza sözün de yüklendiği manayı rahatlıkla taşıması estetik bir kıymet taşır. Klasik edebiyatta buna letafet adı verilmektedir. Letafet sehl-i mümteninin asgari şartıdır. Bununla birlikte sehl-i mümteni söz ayıklanmış sözdür. Belagat ilminde sözü ayıklamanın en ileri biçimine hazf denilirdi. Kelime sayısının en aza indirildiği daha estetik söz sanatına ise icaz adı verilir. Buna göre bir fikri, meramı, hissi veya manayı güçlendirmek için kelime sayısı en aza indirilmelidir. Sehl-i mümteni sözün bir diğer rüknü tabiiliktir. Şiir dilinin tabiiyeti samimiyetinden ileri gelir. Edebiyatta samimiyet, sanatkârın sözüyle özünün bir olması ve sözün sunilikten kurtulmasıdır. Sehl-i mümteni söze malik şairler, yaşadıkları olağanüstü hâlleri anlatan, iç dünyaları zengin, deha sahibi kişilerdir. Manayı tam duydukları gibi ona en yakışan ifadeyi de kendiliğinden buluverirler. Bu, kalbe doğan mananın kendine uygun söze dökülmesi, mana ve ifadenin bütünleşmesi, dilin nihai formunu bulmasıdır.
Bu makalenin başlıca amacı kamusal alanda; sanat yapıtları ile kitsch nesnelerin genel durumunu estetik açıdan değerlendirerek var olan sorunları dile getirmektir. Sanat yapıtının estetik değeri yüksek bir kültürün oluşumundaki önemi görülmektedir. İnsanın estetik gelişimi, Estetik ile kitsch arasındaki farkı anlamış ve bunu yaşamının içinde kullanılabilecek insanlar, toplum estetik ve kültürüne katkıda bulunur ve tutarlı olan olmayan yapıt-nesneleri birbirinden ayırabilir. Kamusal sanatın insan yaşamı üzerindeki önemi bilinmektedir. Kamusal alanlarda uygulanan estetik olan yapıtlarla kitsch nesneler birbirinden ayrıldığı zaman çevre estetiği insanın estetiklenmesinde önemli bir görev yapmış olacaktır. Türkiye’de Plastik sanatlarda üretilen yapıtları birçok farklı mecrada görebiliyoruz. Kamuda uygulanan, sergilenen yapıtlar da bunlar arasında sayılabilir. Bu yapıtlar-nesneler yarışma ile seçilerek ya da özel anlaşma, halk oylaması vb. yöntemlerle seçilip uygulanmaktadır. Kamusal alana uygulanan sanat yapıtları doğal olarak birçok beğeni yargısına uğramakta bu değerlendirmelerin bazıları olumlu bazıları da çok olumsuz olabilmektedir. Uygulanan sanat yapıtları bazen kitsch nesne olarak değerlendirilmektedir. Kitsch olarak değerlendirilen nesneler bazen eleştiriler sonucu kamusal alandan kaldırılmakta bezen de beğeninin öznelliği gerekçe gösterilerek çeşitli bahanelerle kaldırılamamaktadır. Estetik çevre ve insanın ideal varlığının mümkünatı öncelikle kamusal sanat yapıtları estetiği ve insanın estetiklenmesi ile başarılabilir. İdeal olarak istenilen, kamusal sanat yapıtlarının-nesnelerinin kamudan sorumlu çevre estetikçilerinin bu ayrımı yapabilecek yetkinliğe ulaşmış olması ve kamusal alanı kullananların demokratik katılımcığı, alan uzmanlarının da etkin katkıları ile karar alma sürecinden geçirilmiş kamusal alan yapıtlarını belirlemek ve uygulamaktır. Anahtar kelimeler: Kitsch, Kamusal Alan, Sanat Yapıtı.
İLHAN GEÇER'İN ŞİİRİNDE KAVRAMSAL MUHTEVA VE ESTETİK ÖZERKLİK, 2017
Revista do Instituto Brasileiro de Segurança Pública (RIBSP), 2021
Social Text, 2024
Journal of Indian Philosophy, 2017
Philosophy and Social Criticism, 2024
Geophysical Prospecting, 2017
Journal of visualized experiments : JoVE, 2018
Journal of Food Composition and Analysis, 2019
Stakekold ZXSY Brazil, Precision Medicine in Pediatric Clinic: Reward Deficiency Syndrome (RDS) Is Surprisingly Evolving and Found Everywhere: Is It "Blowing in the Wind"? Yes, but how Syndrome Z, 2023
Concurrency and Computation: Practice and Experience, 2009