Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
12 pages
1 file
1891 yılında Burdur'a gelen ve yaklaşık bir ay Burdur'da kalan Samakovlu Halil Salim Bey'in Burdur Hatıraları
Ayse Budak bu makalede 2011 yılında yaıyınlanan TÜTÜNCÜ, M. (2011). Hacı Bektaş külliyesinin kitabeleri. I. Uluslararası Nevşehir Tarih ve Kültür Sempozyumu Bildirileri, 5: 141-162. makaleme 2 yerde atıfta bulunmaktadır.
Bürküt Türk Dünyası Dergisi, 2022
Güney Sibirya’da yaşayan Altay Türkleri sözlü kültür ürünleri açısından değerli eserlere sahip bir Türk topluluğudur. Bu sözlü kültür ürünlerinden biri olan masallarda Türk mitolojisindeki önemli hayvan ve tabiat motiflerinin yer aldığı görülür. Altay Türklerine ait “İyt le Börü” (Köpekle Kurt) masalında Türk mitolojisine ait unsurların zenginliği dikkat çeker. Doğaüstü varlıkların yer aldığı bu masalda geyik, at, kuş, tilki, kuzgun ve köpek gibi hayvanlar ile ağaç ve su gibi kutsal kabul edilen ve koruyucu iyeleri olduğuna inanılan tabiat unsurları yer alır. Masalda dikkat çeken nokta kurt mitinin diğer Türk anlatılarından farklı olarak Avrupa mitlerinde olduğu gibi olumsuz bir anlamda ortaya çıkmasıdır. Bu çalışmada, Altay sözlü kültür öğesi olan ve “Korkunç Yaratıklarla Mücadeleyi Konu Edinen Masallar” başlığı altında değerlendirilen “İyt le Börü” (Köpekle Kurt) masalı mitolojik bağlamda incelenecek ve tespit edilen motiflerin literatürde nasıl ele alındığı karşılaştırmalı olarak açıklanmaya çalışılacaktır.
2019
Sözlükler, bir dilin bütün veya belli bir döneme ait söz varlığını topluca veren eserlerdir. Bu eserler, yalnızca bir dil yahut onun belirli bir devresi/sahası için hazırlanmaz; bir topluluk ya da sanatçının sözcük dağarcığını tespit etmek için de hazırlanır. Türkçe, sözlük sayısı ve türü bakımından zengin bir dildir. Ancak bu zenginlikte sanatçı sözlüklerinin katkısının az olduğu bir gerçektir. Oysa, "bir sanatçının veya düşünürün eserlerinde geçen ögeleri toplayan sözlük" şeklinde tanımlanan sanatçı sözlükleri; dil, edebiyat ve sözlük bilimi araştırmaları açısından önemlidir. Kelime dağarcığındaki çeşitlilik ve zenginlikle dikkati çeken Salâh Birsel, Türk edebiyatında sözlüğü hazırlanması gereken isimlerden biridir. Birsel, Türk edebiyatında deneme ve günlük türlerinde yazdığı eserlerle adından sıkça söz ettirir. Onun başarılı olduğu bir diğer alan Türkçeyi kullanma becerisidir. Sanatçı; türettiği, ağızlardan derlediği sayısız sözcük, ürettiği onca deyim ve çeşitli anlamlar yüklediği sözcüklerle Türkçenin söz varlığına hatırı sayılır katkı sağlamıştır. Bu çalışma, Türkçede sanatçı sözlüklerinin önemini ve gerekliliğini anlatmak amacıyla yapılmıştır. Örneklem olarak Boğaziçi Şıngır Mıngır seçilmiş, bunun da ilk baskısı (1980) esas alınmıştır. Çalışmada belgesel tarama yöntemi kullanılmıştır. Sanatçıya özgü olduğu düşünülen sözcük ve deyimlerden 44 tanesi tanık cümlesi ve sayfa numarasıyla birlikte verilmiştir.
HACI BAYRAM-I VELÎ DÖNEMİNDE BİR ANKARA SUFİSİ “ŞEYH ALİ SEMERKANDΔ: HALK İNANÇ VE UYGULAMALARI AÇISINDAN BİR BAKIŞ
TUDOK2021 Cilt, 2021
Yahya Kemal, Türk Edebiyatı'nda eserleri üzerinde biyografik araştırmalar yapmaya en uygun isimlerden biridir. Bunun da en önemli sebeplerinden biri Yahya Kemal'in derin bir tarih bilincine sahip olmasıdır. O sadece milletleri bir arada tutan ortak tarih anlayışına değil bireyin kendi sivil ve kişisel tarihine de önem vermiş ve bu sebeple hatıra yazma hususuna ayrı bir hassasiyet göstermiştir ve ölümünden sonra Nihad Sâmi Banarlı tarafından "Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebî Hatıralarım" ismiyle kitap haline getirilecek hatıra yazılarını kaleme almıştır. Yahya Kemal, yaşadığı, havasını teneffüs ettiği her şehirle arasında mutlaka bir bağ kurmuştur. Üsküp de bu şehirlerin başında gelir. Bu şehirde doğmuş, ilk hayat manzaralarını burada görmüş, kendini burada bilmiş, çocukluğunun bir kısmını bu şehirde geçirmiş, eğitim hayatına burada başlamış ve belki de en önemlisi bu şehrin topraklarına annesini vermiştir. Bu çalışmada Yahya Kemal'in "Üsküp" hakkında yazdığı iki şiir olan "Kaybolan Şehir" ve "Hasan Rızâ'ya Sesleniş" üzerinde, yaşam hikayesinden ve hatıralarından yararlanılarak biyografik okuma yapılıp, hayatıyla bu iki eser üzerinde ortak noktalar bulunmaya çalışılacaktır.
Unvan ve lakap kullanmak, Orta Çağ Türk-İslam dünyasında çok eski bir gelenektir. Hükümdarların unvan ve lakap kullanması hâkimiyet alametlerinden bir tanesidir. Hükümdarlar kendilerine verilen bu unvan ve lakapları çok önemser bunları güç göstergesi olarak kullanırlardı. Bu yüzden Türk-İslam devletleri hükümdarları birden çok gurur verici unvan ve lakaplar kullanmışlar, bunların azametiyle de gururlanır olmuşlardır. Ayrıca unvan ve lakaplar devletlerarası yazışmalarda büyük bir öneme de sahiptir. Gazneli Devleti hükümdarlarından Mahmud da unvan ve lakaplara çok önem veren şahsiyetlerinden bir tanesidir. Gazneli Mahmud daha çocukluğundan itibaren çeşitli unvan ve lakaplarla anılmıştır; tahta geçtikten sonra ise daha gösterişli unvan ve lakaplar kullanmıştır. Gazneli Mahmud (998-1030) genç yaşından itibaren devlet idaresi ve askeri işlerin içerisinde kendine yer bulmuştur. Gazneli Devleti onun zamanında en parlak dönemini yaşamış büyük bir devlete dönüşmüştür. Devletin başına geçtikten sonra yönünü Hindistan'a çevirmiş devletinin sınırlarını Mâverâünnehir'den Kuzey Hindistan'a kadar genişletmiştir. Gazneli Mahmud, otuz üç yıllık hükümdarlık hayatı boyunca dinî, siyasi ve askerî anlamlar içeren unvan ve lakaplar almıştır. Aldığı unvan ve lakaplar genellikle tâbi olduğu iki makam tarafından verilmiştir. Bu unvan ve lakapların kimisi sipehsâlâr ve vali olarak hizmet ettiği Sâmânî hükümdarlarından kimisi Abbâsî Halifesi Kâdir-Billâh tarafından verilmiştir. Gazneli Mahmud daha çok geniş bir alanda hâkimiyet kurunca lakaplarının arttırılması talebinde bulunmuş fakat halife bu teklifi kabul etmemiştir. Hatta bu konuda Karahanlı hükümdarına verilen lakaplara sitemde bulunmuş, daha çok sayıda ve daha gösterişli unvan ve lakap almak için Abbâsî Halifesi Kadir-Billâh'a birkaç kez elçi göndermiştir. Uzun süren bir mücadeleden sonra halifeden şanına uygun lakaplar almayı başarmıştır. Bu araştırmada Gazneli Mahmud'a verilen Seyfü'd-devle lakabı üzerinde durulacaktır. Ele aldığımız Seyfü'd-devle lakabı ise kendisine H.384/M.994 yılında tâbi olduğu Sâmânî hükümdarı II. Nûh b. Mansûr tarafından verilmiştir. Bu lakabı kullandığının en güzel kanıtı birinci elden kaynak olan nümismatik verilerdir. Nümismatik kaynaklar tarihi olaylar ile yakından ilgilidir. Yazılı tarih kaynaklarının çelişkili ve yetersiz olduğu zamanlarda, nümismatik kaynaklar büyük önem taşımaktadır. Bunun için Sultan Mahmud'a ait olan kılıç motifli altın, gümüş, bronz ve fels yirmi tane sikke ele aldık. Bu sikkelerin bazılarında sadece Seyfü'd-devle lakabı görülürken bazılarında ise bu lakap kılıç motifi ile birlikte zikredilmektedir. Bazı sikkelerde ise sadece kılıç motifi görülmektedir. Bu sikkeler farklı şehirlerde basılmış ve üzerlerinde farklı motifler yer almaktadır. Bu sikkelerden en önemlisi Horasan sipehsâlârlığı merkezi Nîşâbur şehrinde basılan dinarlardır. Bilindiği üzere Gazneli Mahmud buraya sipehsâlâr tayin olarak tayin edilmiştir. Gazneli Mahmud'un tahta geçiş süreci hakkında bilgi verildikten sonra tespit edilen bu sikkeler üzerindeki kılıç motifi ve Seyfü'd-devle lakabı tahlil edilip devrin yazılı kaynaklarındaki bilgilerin nümismatik verilere yansıması örneklerle değerlendirilecektir.
2020
Türk edebiyatında destanla roman arasında yer alan tür halk hikâyeleridir. Halk Hikâyelerinin konuları kahramanlık ve aşk olmak üzere ikiye ayrılır. Kahramanlık hikâyeleri, bir nevi destanın hikâyeye dönüşmüş şeklidir de denilebilir. Asıl konu kahramanlık olsa da aşk esaslı olarak bu tip hikâyede her zaman yer alır. Aşk konusu hâkim olanlarda ise gurbet, hasret, ayrılık, yalan, iftira gibi entrika içeren unsurlar sıklıkla geçer. Aşka bağlı unsurların geçmesi daha çok yerleşik hayata geçmiş insan duygularının yansımasıdır. Hikâyeler, hikâyeci âşık gibi anlatıcılar tarafından sohbet ortamlarının hâkim olduğu kahvehane gibi mekânlarda geleneksel anlatımla, yeri geldiğinde saz çalıp söylenerek icra edilirler. Halk hikâyeleri zaman içerisinde az sayıda da olsa önce el yazması olarak yazılmış sonra da basit resimlendirilmiş taş baskı olarak basılmıştır. Cumhuriyetle birlikte şehirleşme ve buna bağlı olarak da sosyal hayatta icracıların azalmaya başlaması hikâyelerin yeniden düzenlenerek basılmasına neden olmuştur. Latin harfleriyle yarı resimlendirilmiş olarak basılan bu hikâyelerin bir kısmı daha gerçekçi bir yapıya bürünmüştür. Sürmeli Bey ile Telli Senem hikâyesi de bu tarz hikâyelerden birisidir. Konusu itibariyle aile içi ilişkileri ele alan bir aşk hikâyesidir. Bu çalışmada amaç halk hikâyesinden romana geçiş bağlamında Sürmeli Bey ve Telli Senem hikâyesinin anlatı yapısı, buna bağlı olarak epizotları ve buradan hareketle de motiflerini tespit etmektir. Bu tespitte metin merkezli halkbilim kuramlarından Tarihi-Coğrafi Fin Okulu içerisinde temel araştırma birimi olan S. Thompson’un motif-indexi esas alınmıştır. Yapılan çalışma sonucunda hikâyede sosyal hayatta sıklıkla yer alan motiflerin bulunduğu görülmüştür. Diğer halk hikâyelerinin çoğunda bulunan olağanüstü unsurların bir yer hariç yer almadığını ve bu gerçekçi bir yapısıyla geleneksel halk hikâyeleri ile modern roman/hikâye arasında bir geçiş eseri olduğu tespiti yapılmıştır.
Vox Patrum, 2021
Revista Ensayos Pedagógicos, 2011
Diario de santiago, 2024
Journal of Archaeological Science: Reports, 2024
Innovation, invention, « (r)évolution » en Méditerranée antique : Approches historiques, technologiques et sociétales, 2024
Means, A. and Saltman, K. (eds.) The Wiley Handbook of Global Educational Reform, 2019
Archivio storico italiano, 171.4, pp. 665-723, 2013
Settler Colonial Studies, 2015
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), 2018
Psychology of Substance Abuse, 2021
Alteridades, 2023
The Indian Economic Journal, vol- 3, Special Issue, 2023
Energy Fuels, 2005
Revista Letral, 2020
Asian Journal of Biological and Life sciences, 2021
Mechanik, 2016
Policy Research Working Papers, 2016
International journal of Pharmacy and Pharmaceutical Sciences, 2015
Health Equity
Polymer Composites with Functionalized Nanoparticles
Applied Ecology and Environmental Research
Magnetic Resonance Imaging, 1995
Serie Bibliotecología y Gestión de Información, 2008