Diyarbakır, Türkiye: Ubak (
2019)
Copy
BIBTEX
Abstract
Her din ve mistik kültürde ortaya çıkan dinî tecrübelerin felsefe, kelam ve fıkıh gibi bilim alanlarında farklı açıklamaları yapılmış, akli olup olmadığı sorgulanmıştır. Vahiy, keramet, vecd, hulul, tecelli gibi kavramlara açıklamalar getirilmiştir. Fakat bu tür tecrübelerin insanın fizyolojik ve psikolojik mekanizmalarıyla ne tür bir bağlantısı olduğu İslam düşünce geleneğinde pek tartışılmamıştır. Bu tür tecrübe yaşayan kişilerin sorunlu olup olmadığı tıbbi açıdan değerlendirilmemiştir. Dini tecrübeleri tıbbî bir sorun olarak ele alıp bu tecrübeleri ‘deney’ konusu yaparak inceleyen ilk düşünür William James’tir (ö.1910). O, The Varieties of Religious Experience adlı kitabında her türlü ‘dini’ olarak ifade edilen tecrübeleri ele alıp açıkladığı gibi, dini olmayan ama dini tecrübelere benzer mistik tecrübeleri de araştırıp, incelemiştir. Fakat James, araştırmasında dini ve mistik tecrübe ayırımı yapmamıştır. İkili bir ayırma tabi tutulmadan bütün tecrübelerin tek bir başlık altında incelenip ‘psikolojik durum’ olarak kabul edilmesi bu bildirinin ele aldığı ana sorundur. Bütün tecrübeler tek bir başlık altında ele alınırsa peygamberlerin tecrübeleri (vahiy) ile bunun dışında yer alan mistik tecrübelerin (vecd, keramet) bir farkı kalmayacaktır. Bu ikisini ayırmak için akli kriterleri ve tecrübelerinin ana iddialarını değerlendirip ele almak gerekir. Vahiy tecrübelerinin temel iddialarıyla mistik tecrübelerin iddialarını karşılaştırdığımızda vahiy tecrübelerinin akli kriterlere uygun olduğu ve tıbbi açıdan hastalıklı bir insanın tecrübesi olmadığı görülecektir. Mistik tecrübeler de ise durum bunun tersi görünmektedir. Mistik tecrübeler geçirenlerin çoğu zaman depresyon, manik ve çoğu zaman da uyuşturucu ile ortaya çıktığı, bunalımlı ve savaş dönemlerinde bu tür tecrübelerin arttığı görülür. Bu şekilde vahiy tecrübesinin doğruluğu ortaya konduğunda toplumu etkileyen dini inançların doğru kaynağına yönelmek mümkün olur. Mistik tecrübelerin ise hastalıklı zihnin ürünü olması nedeniyle insanları saptırıcı, dinden çıkarıcı ve akıl dışı olduğu ortaya çıkar. Bu şekilde dini inançların istikameti doğru bir şekilde çizilmiş olur.